Şahin ALPAY
Hâlâ daha, Almanya'da olduğu gibi iki büyük partinin katılacağı bir büyük koalisyon, bir AKP–CHP koalisyon hükümetinin kurulacağı beklentisi içinde olanlara şaşıyorum.
Hele TÜSİAD gibi, bu koalisyondan “demokratik kazanımların korunmasına ve geliştirilmesine devam” edilmesini isteyenlere büsbütün şaşırıyorum. Demokratik kazanım kaldı mı? Başında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olduğu bir iktidardan hangi demokratik kazanım beklenebilir ki? Lütfen kendi kendimizi kandırmayalım.
Çıplak gerçek şu: Erdoğan, tekrar seçim istiyor. Böylece AKP'nin yeniden tek başına iktidar ve kendisinin de fiilen başkan olacağı hesabını yapıyor. Belki bu hesabı yapmaktan başka çaresi olmadığını düşünüyor. Başbakan Davutoğlu daha kaç defa söyleyecek? “Cumhurbaşkanı'nın yönlendirmesi olmadan hiçbir hükümet kurulamaz, bunu artık herkes anlamalı…” (30 Temmuz) “Perşembe tarihi bir açıklama olacak diye beklememek lazım…” (11 Ağustos) Daha ne desin? Erdoğan, herkesin anlayabileceği şekilde, 23 Ağustos'ta dolacak “45 günü esnetmem…” diyor. Mümkünse MHP'nin dışarıdan destekleyeceği bir AKP azınlık hükümetiyle, ama mutlaka “tekrar” seçime gitme hazırlığında. CHP'nin hâlâ, hukuk devletini katleden AKP ile birlikte, hem de demokratik reformlar yapacak “4 yıllık koalisyon” hükümeti kurma beklentisi içinde görünmesinin bence bir tek makul izahı olabilir: Kamuoyuna “Bakın biz hükümet kurmak istedik, ama AKP yanaşmadı…” diyebilmek.
Artık herkesin hesabını çıplak gerçeğe göre yapması gerekiyor: Sonbaharda “tekrar” seçime gidiyoruz. Posta Gazetesi yazarı Candaş Tolga Işık, doğru söylüyor: “Kasımda bir erken seçim olursa partiler ikiye ayrılacak: Ölüm vaat edenler, yaşam vaat edenler…” AKP ve MHP'nin ölüm vaat ettikleri çok açık. Kapatılma ya da liderleri hapsedilme tehdidi altında olan HDP bu gerçeği halka anlatmaya çabalıyor. CHP de daha fazla vakit geçirmeden, AKP ve MHP'nin ülkeye gösterdiği yolun iç savaş ve bölünme olduğunu; ülkenin ancak AB ayarlarına dönerek huzur bulabileceğini halka anlatmak zorunda.
Kimilerine göre, ülke çok tehlikeli bir şekilde kutuplaştı; bunu ancak AKP–CHP koalisyonu önleyebilir… Eğer kutuplaşma “ölüm vaat edenler” ile “yaşam vaat edenler” arasında ise ve eğer iktidar seçimle belirlenmeye devam edecekse, topluma tercihin bu olduğunu anlatmak ve tercihini yapmak fırsatı verilmesi gerekmez mi? Diyelim ki, halka meselenin ciddiyetini anlatmak mümkün olmadı ve “tekrar” seçim yeniden tek başına AKP iktidarı ya da AKP–MHP koalisyonu ile sonuçlandı. Bakmayın siz MHP sözcülerinin Saray hakkında atıp tutmalarına, bakın Devlet Bahçeli ne diyor: “Milli kültür ile İslamiyet'i benimsemiş bir toplum yapısı Türkiye için en huzurlu toplum yapısıdır. Dolayısıyla AKP'yle birbirimize benzemiyoruz diyoruz ama benzeyen noktalarımız var…” Bahçeli'nin ne demek istediği çok açık: AKP ile pekâlâ Türk–İslam sentezi (İslamcı sosa bulanmış Türk milliyetçiliği) üzerinde ittifak yapabiliriz.
CHP ile HDP de AB ayarları (seçilmiş hükümetler tarafından yönetilmek anlamında demokrasi, temel hak ve özgürlükler demek olan insan hakları, insan haklarına dayalı devlet demek olan hukuk devleti ve azınlıklara saygı ilkeleri) üzerine kurulu bir Türkiye için ittifak yapabilirler, yapmalılar. Bu ittifak CHP'ye de, HDP'ye de arınma yolunu açabilir. CHP içindeki asker vesayeti yandaşlarından kurtulabilir; HDP de içindeki PKK vesayeti yandaşlarından… Belki bazı kadrolarını kaybedebilirler, ama halkı kazanırlar. Türkiye halkı çocuklarının öldürülmesinden bezdi, barış ve huzur hakim olsun istiyor. Barış ve huzur ise ancak ve ancak AB ayarlarıyla gelebilir. Türkiye'de bugüne kadar her zaman temel hak ve özgürlükleri savunanlar kazandı; bundan sonra da öyle olacak.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020