Şahin ALPAY
1128 üniversite öğretim üyesi ve görevlisi bir bildiri yayımladılar.
Güvenlik güçlerinin Güneydoğu'nun şehirlerinde PKK'nın hendek kazıp, barikatlar kurarak “özyönetim” ilan eden silahlı gençlik örgütüne karşı orantısız güç kullanarak giriştiği temizlik harekatının temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiğini, sivil halkın bundan büyük zarar gördüğünü belirttiler ve bir an önce barış için konuşarak çözüm yolu bulunmasını istediler. Söyledikleri arasında PKK şiddetini onaylayan hiçbir ifade yoktu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, imzacıları “terör örgütünün propagandasını” yapmakla suçladı, savcıları ve üniversite yöneticilerini bu “hainler” hakkında önlem almaya çağırdı.
Akademisyenlerin ya da aydınların yayımladıkları bildirilerle iktidarların öfkesini çekmeleri ve bir şekilde bedel ödemeleri olayına ilk defa rastlamıyoruz. Niçin? Bunu anlamaya çalışırken öncelikle siyasilerle, aydınların bakış açıları arasındaki fark dikkate alınmalı. Siyasilerin temel amacı iktidarı, siyasi gücü ele geçirmek ya da elde tutmak. Bunun için doğru bildikleri şekilde değil, işlerine geldiği şekilde konuşurlar ve bu nedenle farklı dönemlerde birbirinden çok farklı, birbirinin zıddı şeyler söyleyebilirler. Aydınların (eğer bu sıfata layık iseler) temel amacı ise doğru bildiklerini her şart altında dile getirmek, bunu yaparken hem iktidara, hem de topluma ters düşmeyi göze almaktır.
Demokratik rejimler sorunlara çare bulunabilmesi için farklı önerilerin serbestçe ileri sürülebilmesi ve tartışılabilmesi ilkesi üzerine kuruludur. Bunun için, (şiddeti savunmadığı sürece) iktidarlara ve topluma en ters gelebilecek görüşlerin dile getirilmesi ifade özgürlüğü kapsamında görülür. Dile getirilen görüşlerin gerçeği temsil edip etmedikleri de özgür tartışmayla sınanır. Siyasiler aydınların söyledikleri işlerine geliyorsa bundan yararlanır, işlerine gelmiyorsa karşı çıkar, aydınlarla çatışmaya girer. Bilgi sermayesine sahip oldukları için, aydınların sorunlara doğru teşhis koyma olasılıkları siyasilere göre daha yüksektir. Bu yüzden de kısa vadede değilse bile uzun vadede toplumların geleceğine aydınlar yön verir.
Demokratik toplumlarda aydınların oynadığı rolü belki en iyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçekleri görmesi için ülkeye davet ettiği ünlü düşünür Noam Chomsky yıllar önce yazdığı bir yazıda açıklıyor. Özetle şöyle diyor: Aydınlar olayları, nedenleriyle ve çoğu zaman ardında yatan gizli niyetlerle analiz edebilecek konumdadır. Demokrasiler, ayrıcalıklı bir azınlık olan aydınlara çarpıtmalar, ideolojiler ve çıkarlar perdesi arkasında gizlenen gerçeği aramak için gerekli zamanı, kolaylıkları ve eğitimi sağlar. Onun için gerçeklerin görülmesinde aydınların sorumluluğu sıradan yurttaşlardan fazladır. (“Responsibility of the Intellectuals,” 1967.)
Dönelim Türkiye'ye: Ne yazık ki giderek artan bir “Suriyeleşme tehlikesi” ile karşı karşıyayız. Bunun iki yönü var: Bir yandan demokrasiden giderek uzaklaşıyoruz, yönetim bir tek kişinin elinde toplanıyor; öte yandan söylemiyle ve eylemiyle şiddet ve nefret topluma giderek yayılıyor. Ülkenin toplumsal fay hatları Suriye'den daha az sayıda ve daha az derin değil. Siyasi istikrar ve ülke bütünlüğü ancak demokrasiyle, temel hak ve özgürlüklere saygıyla korunabilir. Kürt sorununu şiddetle, öldürerek çözmenin mümkün olmadığına Cumhuriyet tarihi tanık. Ne iktidarı koruma, ne de iktidara gelme uğraşı içinde olan siyasilerimiz sorunlara doğru teşhis koyacak durumda görünmüyor. Çıkar yolu göstermek sorumluluğu yaşananlara eleştirel bakabilen aydınlara düşüyor.
Kuşku yok ki, aydınların hepsi aynı görüşte değildir. Görüşlerinde kısmen veya tamamen yanılıyor olabilirler. Görüşlerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ancak özgür tartışmayla ortaya çıkabilir. Bunların hepsi 1128 akademisyenin bildirisi için de geçerli. Onların ceza önlemleriyle, ölüm tehditleriyle susturulmaları topluma büyük zarar verir.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020