Salih Tuna
Kemal Bey'in “Kafasını Arayan Adam” olarak macerası, duvardaki yeri değiştirilen boy aynasında kafasını göremeyince başlamıştı.
Kaldığımız yerden maceraya devam ediyoruz.
Geçen hafta yazımızı nihayete erdirirken, yani, “2. Bölümün” finalinde, Bahçeli'nin Kemal Bey'i omuzları üzerinde bir kafa taşıdığına nasıl ikna ettiğini anlatacağımızı vaat etmiştik.
Hazırsanız, kemerlerinizi bağlayın, uçuşa geçiyoruz…
Kemal Bey her zamanki misafirperverliğiyle kendisini kapıda karşılayan Bahçeli'nin gösterdiği koltuğa oturdu.
Tedirgindi.
Acaba kafasının yokluğunu Bahçeli fark etmiş miydi? Cesaretini toplayarak yekten sordu: “Bende bir değişiklik görüyor musunuz?”
Bahçeli bir değişiklik ararcasına gözlerini dikkatle üzerinde gezdirince kalbi yerinden fırlayacak gibi oldu. Keşke sormasaydım, diye içinden geçirdi. Az kalsın, sorumu geri alabilir miyim, diyecekti.
Vazgeçti.
Konuyu değiştirmek düşüncesiyle etrafa kaçamak bir bakış atarken Bahçeli sessizliği böldü: “Ne gibi bir değişiklik Kemal Bey?..”
Nerden aklına geldiyse, pat diye, “Şapka gibi…” deyince, Bahçeli, hayretle karşılık verdi, “Nasıl şapka gibi?”
Ne diyeceğini bilemedi, aklına ilk geleni söyledi: “Melon şapka gibi…”
“Kemal Bey! Siz daha önce melon şapka mı takıyordunuz?”
“Hayır, hiç takmadım. Neden sordunuz ki?”
“Melon şapka dediniz ya onun için…”
“Ama takıyorum demedim ki ben!”
“Yahu siz biraz önce, bende bir değişiklik görüyor musunuz, diye sordunuz; ben de ne gibi, dedim. Siz de bunun üzerine, şapka gibi, deyince…”
Bahçeli'nin sözünü keserek, “Şapka takmak için de her şeyden önce bir kafa lazım ama!” dedi.
Başarmıştı.
Şapkadan yola çıkmış kafaya ulaşmıştı. Gördüğünü söyleyecek kadar dobra olduğundan hiç kuşku duymadığı Bahçeli'ye artık, “kafam var mı yok mu” sorusunu yöneltebilirdi.
Bu soruyu sorması kuşkusuz yine çok zordu ama hiç değilse konuya paraşütle inmiş olmayacaktı.
Ne ki en korktuğu şey başına geldi. Bahçeli daha fazla kendini tutamadı. Sağ elini ağzına getirerek güldüğünü saklamaya çalıştı.
Bu asla katlanamayacağı bir hareketti. Konuyu ivedilikle değiştirmek istedi. Gözü sehpanın üzerindeki kitaba ilişti.
Gayet ciddi bir vurgulamayla, “Bakabilir miyim?” dedi. Bahçeli, gayet tabii, derken bile gülmekten kendini alamadı.
Kitabı şöyle bir karıştırdıktan sonra bastırmaya çalıştığı bir öfkeyle, “Bu kitabı buraya ben göreyim diye özellikle mi koydunuz?” dedi.
Bahçeli, “Yok hayır” dedi anlamaya çalışarak, “Partili bir arkadaşımızın yazdığı bir kitap o, zaten biraz önce hediye etti.”
“Kafka sizin arkadaşınız mı” diye adeta bozuk atarak devam etti: “Bakın Sayın Bahçeli bunlar hoş imalar değil. Bu kitap 'Dönüşüm.' Ve, ben ne Gregor Samsa'yım ne de bir sabah uyandığımda dev bir böceğe dönüşmüşüm. Ben sadece kafamı kaybettim, onu arıyorum…”
Bahçeli hayret içinde belli belirsiz, “Orası belli…” diye mırıldanınca, Kemal Bey müthiş bir merakla atıldı: “Ne?! Orası belli mi dediniz? Ciddi misiniz Sayın Bahçeli? Madem öyle, neden baştan beri söylemediniz? Oysa kapıda gayet normal karşılamıştınız beni. Yoksa kapıda kafam vardı da burada mı kayboldu? Ne olur birbirimize açık sözlü olalım!”
“Ben gayet açık sözlü konuşuyorum Kemal Bey. Sizi de açık sözlü olmaya davet ediyorum. Elinizdeki kitabın Kafka'nın 'Dönüşümü' olduğundan emin misiniz Allah aşkına…”
“Ne demek, tabii ki eminim.”
“O halde lütfen herhangi bir sayfasını okur musunuz? Yüksek sesle lütfen…”
Herhangi bir sayfayı çevirip okudu: “Yapılan anayasa değişikliğiyle Meclis kanun yapacak ama icraya karışmayacak; yürütme icra yapacak ama kanun yapmayacak; yargı denetim ve yargılama yapacak ama yürütmenin ve yasamanın yerine geçmeyecek. Yani kuvvetler ayrılığı demokratik bir şekilde gerçekleşmiş olacak…”
Telaşla bir başka sayfayı çevirdi: “Bizde kuvvetler ayrılığı vesayetçi parlamenter sistemde inkişaf ettiği için yargı anayasa mahkemesi yoluyla, örneğin 2007'de yasamanın alanına girerek Cumhurbaşkanı seçimini iptal etti…”
Gözlerine inanamadı; elindeki kitap sanki “başkalaşıma” uğramıştı. Dehşet içinde Bahçeli'ye dönerek, “Ama bu nasıl olur?” dedi, “Bu Kafka'nın eseri değil.”
Sıkışmıştı. Mahcup olmuştu. Sanki başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü.
İmdadına Erdoğan yetişti. “Sayın Bahçeli bu kitabı Erdoğan değiştirdi. Evet evet, o değiştirdi…”
Bahçeli, Kemal Bey'in yüzüne tuhaf tuhaf baktı ve, “Şimdi? Kitap elinizdeyken, öyle mi?!” dedi.
“Arkadaşlar sohbet ederken duymuştum,” dedi, “Bir yazar, bir romancının romanına giriyor ve o romanın kahramanına aşık oluyordu. Olmaz olmaz deme Sayın Bahçeli, her şey olur yani.” (Woody Allen'ın Flaubert'in Madame Bovary romanına girip Emma'ya aşık olmasından aklında bu kalmıştı.)
Bahçeli, “Kemal Bey size inanamıyorum!” deyince, “Bana inanabilirsiniz” dedi, “Erdoğan'ın yapamayacağı hiçbir şey yok. O kesinlikle bir büyücü. Bakın Kafka'nın eserini ne hale getirdi!”
Elindeki kitaptan gelişigüzel bir sayfayı açarak okumaya başladı: “Başkanlık sisteminde halk, hem yürütmeyi hem de Meclisi belirler. Hükümet ve koalisyon krizi olmaz. Kriz çıktığında da halka gidilirse milli egemenlik her aşamada devreye sokulur…”
Kitabı sehpaya bıraktıktan sonra Bahçeli'ye dönerek, “Size bir sırrımı vereyim m?” dedi, “Bu anayasa değişikliği İslam'a aykırı.”
Bahçeli daha fazla dayanamadı: “Çok değişik bir kafanız var” deyiverdi.
Kemal Bey heyecanla atıldı: “Var mı, gerçekten var mı?!”
“Ne var mı?”
“Kafam…”
“Estağfirullah, ben onu demek istememiştim…”
“Var mı yok mu, lütfen bana gerçeği söyleyin Sayın Bahçeli. Buna çok ihtiyacım var. Bu görüşmeyi zaten bunun için talep etmiştim sizden…”
“Var var! Olmaz olur mu?! Hem de çok değişik…”
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
5.02.2019
21.02.2019
20.02.2019
19.02.2019
12.02.2019
6.02.2019
5.02.2019
31.01.2019
29.01.2019