Sanem ALTAN
Ne zaman canım yazıyla ilmek ilmek uğraşmak istemese, hızlı yazı yazmak istesem, hızlı bir yazının konusu politikacılardan bahsetmek olur diye aklımdan geçiyor...
Oysa politikadan çok uzaklara kaçmak istediğim bir dönemdeyim...
Ama dün sabah öyle şeyler başıma geldi ki kaçtığım yere sığınmak zorunda kaldım.
Teknolojiyle bağlarım koptu...
Evdeki ve elimdeki her şey aynı anda bozuldu.
İnternet çalışmadı, vınn bilgisayarı açmadı, telefon nedense telefon etmez oldu ve uğraşıp yazdığım yazım da ben bunları tamir etmeye çalışırken ortadan kayboldu.
Uzunca bir zamandır ilgilendiğim epigenetikle ilgili “biz neden böyleyiz” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Hayatın kodlarının çoğunun bize atalarımızdan miras kalan davranışlarda olup, genetik olmayanda saklı olduğunu söyleyen bir yazı...
Yani DNA yoluyla bize aktarılmamış ama kuşaktan kuşağa geçerek yerleşmiş olan davranış kalıplarımız.
Bizde neden var olduğunu bilmediğimiz ama varlığını hissettiğimiz her duygunun neden olduğunu söyleyen bir dal epigenetik.
Anlayacağınız size tam hayatın ‘sırrını” verecekken yazı ortadan kayboldu, teknolojiyle bağlarım kesildi.
Umarım bir süre daha hayatın sırrını öğrenmemeye dayanabilirsiniz.
Bu maceralı sabahın ardından vakit iyice daralıp da,hiç oyalanmadan bir yazı yazmak zorunda kalınca tabii ki aklıma sadece politikacılar geldi.
Kahramanlarının hep “aynı günü” yaşadığı çok ünlü bir film vardır ya…
Aynı günün içine hapsolurlar ve tekrar tekrar aynı günü yaşarlar hani…
Burada da hayat ona benzediği için,biz de onlar gibi olduğumuz için kolay yazı politik yazıdır diye düşünmek beni şaşırtmadı doğrusu.
Hayat hiç değişmiyor çünkü burada …
Bu ülkede hep aynı günü yaşıyoruz sanki.
Yıllar önce şunu yazmıştım...
“Bazı tuhaf renkler vardır. Ne renk olduğunu tam anlayamazsınız. Bilinen bir renge benzer ama aslında o renk değildir. Başka bir renk de değildir.
Ne olduğu tam belli olmayan bir renktir o.
Ve o renklere isimler takarız... Sarımtrak deriz mesela ya da mavimsi...
Sarı değildir, tam bir sarı olamamıştır ama sarıya benzer.
Ya da mavi değildir, başka renk de değildir... Ama maviye benzer.
Böyle renkler kendilerine özel bir isim verilecek kadar kişilikli değildir.
Ancak bir başka renkten çağrışım yapan bir isimle anılırlar.
Ara renklerdir işte.
Hayatta da, mesleklerde de insanlarda da vardır böyle ‘ara’lar.
Adam hayatı boyunca politikayla ilgilenmiştir.
Hep iktidardan bir pay alabilmek için uğraşmıştır. Ama politikacı değildir.
Politikadan uzak da değildir.
Politikacımsıdır...
Ya da adam yazı yazıyordur.
Yıllardır yazıyordur belki. Ama yazar değildir.
Yaratıcılığı yoktur. Yeni bir fikir üretmez. Kendine özgü bir biçim geliştirememiştir. Yazı yazar yalnızca!
Yazar olmadan yazı yazmak gibi garip bir iş peşindedir...
Yazarımtraktır...
Bunlar çok da kurnaz oldukları için yaptıkları işlerde tepeye kadar çıkarlar bazen ama mesleklerinin tehlikelerinden uzak dururlar.
Başlarına pek bir şey gelmez onların...
O çok istedikleri gücü elde etmek için harcayacak ne enerjileri, ne de yetenekleri vardır ama ‘ara’ yollardan oraya varırlar işte...
Ara yolların meşru olduğunu anlatırlar sonra yıllarca.
Ne politikacı, ne yazar, ne asker, ne dindar olmadan iktidar sahibi olmak isterler...
Olurlar da bazen...
Ama tek başlarına istedikleri gücü temsil edemedikleri için hep bir başka gücün çatısı altına girerler.
Bu bazen bir parti olur, bazen bir ordu.
Ama böyleleri hiçbir zaman iktidar olamaz.
Olmuş gibi gözükebilirler bazen ama gerçekte olamazlar.
İktidarımtrak bir hayâl peşinde ömürlerini geçirip sonunda yok olup giderler.
Hiçbir şeyi ‘tam’ olamamış bir ömrü, ‘tam’ olarak elde ettikleri tek şeyle, tam bir ‘yok’lukla kapatırlar.
Tanırsınız böylelerini...”
Ne diyorsunuz epigenetik bize atalarımızdan değişmeden gelenleri söylerken, Türkiye deepigenetik’in iddialarını kanıtlamak için uğraşıyor sanki.
Öyle değil mi?
Hayatımızı, geçmişten miras aldığımız davranış kalıpları belirliyor.
O kalıplar hiç değişmiyor.
Türkiye’nin “sırrı” da bu herhalde.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
28.02.2016
26.02.2016
21.02.2016
17.02.2016
10.02.2016
5.02.2016
31.01.2016
29.01.2016
27.01.2016