Şevki ÇELİKCİ
Geçen gün bir arkadaşımın dükkânında ayaküstü bir sohbet yaptık. Yanımızda yine kim olduğunu bilmediğim genç biri daha vardı. Konuşma her zaman olduğu gibi (o arkadaşımla)politik içerikli idi. Zira o arkadaşım 12 Eylül döneminden hapishane arkadaşım ve yoldaşımdı. Yanımızdaki arkadaşta onun görüşlerini onaylar havasında ve benim düşüncelerimin, onlar açısından pek iler tutar yanı yoktu.
Konu şu; günümüzde hala sömürü azgın bir şekilde devam ediyor ve b una karşı sınıf mücadelesi de devam etmeli. Yani kendi değimi ile eski mücadele sistemi milim şaşmadan değişikliğe uğratılmadan geçerliliğini koruyor dedi. Bu konuda ümitli olduğunu da söyledi. İşte Güney Amerika’daki değişimler dedi. Yani şunu demeğe getirdi. Sosyalist komünist blok yıkıldı ama yenileri hızla oluşuyor, buda beni umutlandırıyor dedi. Burada ben kendi tahminimi de ekleyeyim. Genellikle eski arkadaşlarımın bu görüşü savunduğunu zaman zaman tanık oluyorum.
Yukarıda genel olarak belirttiğim konuların yanlışlığını teker teker ele alarak bakmaya çalışalım. Hadi yanlışlığını demeyelim, tevazu açısından. Evet, sömürü, adaletsizlik, ayırımcılık var ve bu konular üzerinde çalışma yapılması gerekli ve bugün yapmaya çalıştığımız kişisel olarak tabu. İşte bunun hangi yolla mücadele edileceğidir. Dilim döndüğünce demokratikleşme temel alınarak temelde daha değişik kesimlerle ittifaklar bu güne kadar aşağılananlar hor görülenlerle demokratik bir ortamın yaratılması mücadelesi esas olmalıdır dedim. Eğer Türkiye batı standartlarında bir demokrasiyi oluşturabilirse o yukarıda saydığımız olumsuzlukların daha da kolay bir ortamda ele alınabileceğini söyledim. İşin aslına bakılırsa bu bizim eskidende ateşli bir şekilde dile getirdiğimiz bir konu idi. Şunu söylüyorum, burjuva demokrasisi derdik, feodaliteden kurtulmadan bahsederdik. Eki bunların hepsi unutulup sadece AKP karşıtlığı üzerine görüşünüzü oluşturursanız ,milim eski görüşlerden sapmamak gibi çıkmaz yola sapar ve kendinizle çelişir hale gelirsiniz.Yani diyalektik ten konuşacaksınız ama öbür yandan da Marksizm’e bir dine tapar gibi tapacaksın, bu olmaz.Hayatın dinamik olduğunu hatırlatmaya gerek varmı.Her dönemin kendine has mücadele yöntemleri ve konuları farklılık gösterir demiyor muyduk.
İşte bu günün Türkiye’sinin sorunları karşısında hala otuz sene, doksan sene ve hatta yüz altmış sene öncesinin çözüm yöntemleri ile ele almanın ne kadar mantıkla alakası vardır. Şunu duyar gibiyim, zaten bizde Marksizm’i güncelliyoruz ve ona göre konuşuyoruz. İyi güzel de milim şaşmamak neyin nesi, demokratik mücadelenin küçümsenmesi nasıl açıklanmalı.
Gelelim Güney Amerika konusuna. Bir defa şunu baştan söyleyeyim, ben o yönetin biçimlerini onaylamıyorum. Bir defa despotik bir yapıya sahip bazıları. Örnek Venezuela.
Ama bazıları da o arkadaşın söylediği içerikte değil. Örnek Brezilya. Despotik dediğim ülkeler bile, o eski klasik anlamda devrimle bile gelmiyorlar. Yani demokratik seçimle gelip seçimle yerlerini başkalarına devrediyorlar. O çok “ beğenilen” yönetimlerin bazıları komünist partilere akıl almaz baskılar uyguladığını da basından duyuyoruz. Demem o ki umut olarak görülen ülkelerin yönetimleri bile eski ile uyuşmuyor. Bütün konular yeni durumla ilintili. O zaman nasıl olacak bu iş. Kapitalist değişiyor, Müslümanı değişiyor, Mücadele konuları değişiyor ama biz aynı kalacağız. İşte kendimizi tatminden başka hiçbir işe yaramayan bakış bu.
Ben şunu söyleyeyim bir defa geçmişimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Üzerimize yamanmaya çalışılacak olumsuzluklardan çekinmeden yeni durumu kavramak en doğru olacaktır diye düşünüyorum.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2014
25.10.2013
16.10.2012
18.09.2012
3.09.2012
23.08.2012
20.08.2012
8.08.2012
2.08.2012
21.07.2012