Süleyman Seyfi Öğün
Çok, ama çok üzgünüm. Gerçekten de Türkiye büyük bir değerini kaybetti. Klasik İstanbul Mûsıkisinin son 60-70 senesine mührünü vurmuş, en büyük üstadlardan birisi olan Tanbûrî Necdet Yaşar Hakk’a yürüdü. Hintliler son devrin en büyük sitar ustası olan Vilâyet Khan için “fitâb- Sitar” ifâdesini kullanırlar. Bu sıfat, nârin, içli sadâsıyla hâlis muhlis Türk mûsıkî zevkını temsil eden tanbûra uyarlandığında; Necdet Yaşar’a ne güzel de yakışıyor. Evet; Türkiye “Âfitâb-ı Tanbûr”unu kaybetti.
Necdet Yaşar’ın müzikalitesi, mûsıkiye kattıkları üzerine çok şey söylendi. Kısaca hatırlatalım: Gâziantep’in Nizip kasabasında, 1930’lu senelerdeki çocukluğunda önceleri bağlama ile ortaya çıkan; daha sonralarında üniversite tahsili için geldiği İstanbul’da tanbûr ile tanışmasıyla yeni bir boyut kazanan bir istidâttır Necdet Bey’inkisi. …. Üstâdın toplumsallaşması kendi yağında kavrulan, bu sebeple geleneklerini kompleksizce yaşatabilen bir taşra kültürünün özümsenmesiyle başlar. İstanbul’da ise çok daha yüksek bir zevke erişir. Geçiş kesintisiz ve sâhicidir. Taşra-İstanbul gerilimini değil; tam aksine; bütünleşmesini anlatır. Bu geçişi başarmak herkesin harcı değildir. Umûmiyetle tuhaf eğreti durumlar ortaya çıkıyor. Kimileri ucuz bir popülist kompleksle; İstanbul’da bir taşrayı yaşar ve bu sûretle İstanbul kültüründen hınç alır; kimileri de İstanbulin olmak iddiasıyla taşrayı küçümser. Necdet Bey’de bu ikisi de yoktu. Taşralı değerlerini ve köklerini unutmayan, ama İstanbullu olmayı da kusursuz bir şekilde başaran bir kişiliği vardı. Anadolu’nun o her dâim güleryüzlü ,yüce gönüllü saflığı, İstanbulin incelikli bir zarâfet, neş’e ve espritüellik Necdet Bey’in şahsında cem olmuştur. Bu beni her karşılaşmamızda ziyâdesiyle hayrete düşürmüş; Üstâda duyduğum hayranlığı derinleştirmiştir..
Tanbûr ile tanışması, Üniversite Korosundaki ilk denemeler, derken Tânbûrî Cemil’in oğlu dev müzisyen Mes’ud Cemil’in dikkâtini çekmesi ve onun Korosu’na katılması ve rahle-i tedrisinden geçmesi…. Cemil Bey Ekolünü en ince ayrıntılarına kadar nüfûz eden, sabırlı, titiz ve yoğun emekli çalışmalarla özümsemeye adanmış ve senelerce süren çalışmalar. ..Münir Nureddin Bey’in Korosundaki faaliyetleri; Radyo, nihâyet Kutb’ün Nâyî Niyâzî Sayın ve daha sonra onlara katılan Kemençevî İhsan Özgen ile gerçekleştirdikleri ikili, üçlü icrâları..Özellikle de Niyâzî Sayın ile verdikleri efsânevî konserler…Necdet Bey’in tanbûrundan gelen, taklid edilmesi çok zor olan bir sadâ daha ilk darplarda dinleyiciyi sarar. Özellikle taksimlerindeki kompozisyon; duyguları ele alış ve yorumlayış biçimi, gerektiği yerlerdeki yumuşaklık lirizm; gerektiği yerlerde ise yüksek bir coşku,başdöndürücü bir ajilite; tek bir sazla sağlanmış orkestral etkiler emsalsizdir. Evet o zevke ulaşmak kolay değildir. Ama bir defâ O’nun sadâsına tutulmaya görün; artık bırakamazsınız. Tiryâkisi olur; her dinleyişte yeni manâlar keşfedersiniz.
Necdet Bey’in müzikâl tesiri altında kimler kalmamıştır ki? Bir hâtıra herşeyi anlatıyor: Necdet Yaşar’ı Amerika’da dinleyen meşhûr keman virtüozu Yehudi Menuhin kendisini o geceki konserine dâvet eder. Konserin sonunda Menuhin’i tebrik etmek üzere kulise giden Necdet Yaşar’ı işâret ederek “Çaldım ama, hep kulağımda bu Türk’ün âletinden çıkan nağmeler dolaşıyordu” demiştir.
Necdet Bey kimse ile yarışmadı, rekâbet etmedi. İşine odaklandı. İşini çok, ama çok ciddiye aldı. Konser öncesinde, terlerim, parmaklarım perdeleri tam kavrayamaz diye su bile içmediğini yakın çalıştığı müzisyenlerden biriri olan Hocam Neyzen Ömer Erdoğdular’dan işittim. 1980’lerin sonlarında kurduğu Koro’da Sadreddin Özçimi, Ömer Erdoğdular, Necati Çelik gibi orta kuşak yetişmiş sanatçılarla yeni neslin -hoş artık onlar da orta yaşlıdır- Göksel Baktagir, Yurdal Tokcan, Derya Türkan gibi en kaabiliyetli san’atkârlarını biraraya getirerek seneler boyu mûsıkiye hizmet etti. Hocalığı da kayda değerdir. Başta Özer Özel ve Murat Aydemir olmak üzere çok sayıda tanbûrî yetiştirmiştir. Bir başka mühim vasfı da; sanatını asla satılık etmemiş olmasıdır. Gazinolardan gelen câzip teklifleri her defâsında elinin tersiyle itmiş,s anatından asla tâviz vermemiştir.
Gelelim esas meseleye: İstanbul çok sesli bir şehir. Gürültüsü de bol. Araba klâksonları, hoparlörlerden yükselen cıs taklı müzikler , bağıran çağıran satıcılar, vapur, tren düdükleri, martı sesleri, en kalitelisinden en berbâdına ezanlar….Hâsılı bir haydur, huydur gidiyor. İstanbul musıkisi ise artık pek duyulmuyor. Boğaziçi’nden başka müzikler işitiliyor. Buna hayıflanmalı mı, diye düşünürüm. “Neden İstanbullular İstanbul’un mûsıkisinden bu kadar uzak yaşıyorlar” diye bâzen de hayıflandığım olur doğrusu. Ama sonra toparlanırım. Çünkü bilirim ki İstanbul mûsıkîsi , “İstanbul’un sesi” değildir … İstanbul mûsıkisi , “İstanbul’un derin ve vakûr sessizliğidir” aslında. Aldoux Huxley’in yazdığı gibi; mûsıki sanatında başarılması en zor olan da “seslerle sessizliği anlatmak “tır. Âfitab-ı Tanbûr Necdet Yaşar’ın Hakk’a yürümesiyle , İstanbul’u İstanbul yapan sessizliği en derin bir şekilde anlatan çok az sayıdaki kıymetten birisini kaybetmiş olduk. İstanbul’dan ses değil, sessizlik eksildi….Rûhu şâd, mekânı cennet olsun…..
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019