Tayfun Atay
Marx ateistti, ama dine karşı tutumu, mesela hararetli polemikler içine girdiği çağdaşı Ludwig Feuerbach’la kıyaslandığında çok daha sosyolojik ve “empati” yüklüdür"
Türkiye Komünist Partisi, 31 Mart yerel seçimleri için İstanbul-Güngören’de inançlı bir Müslüman kadın aday gösterdi. Tekstil sektöründe makineci olarak çalışmakta olan 1977 doğumlu tesettürlü emekçi Fatma Akın…
Türkiye sol-sosyalist tarihi içinde belki küçük bir adım olsa da kanımca simgesel anlamda büyük, hatta belki “devrimsel” mahiyette bir dönüm noktası olarak değerlendirmek gerekir bu tasarrufu…
Türkiye’de solun ve sosyalist düşüncenin dinle ilişkisi ne yazık ki önsel bir reddiyeye dayalı olarak küçümseme ile antipati arasında salınan bir tutum alış içinde oldu yıllar boyunca…
Elbette bunda geçerli sebepler, tarihsel olarak da güncel olarak da (hele hele bugünün faşizan-dinbaz iktidar ikliminde) fazlasıyla vardır. Din, siyaseten halkı kendi çıkarları doğrultusunda denetime, güdümlemeye ve harekete sevk etmek isteyen egemenlerin elinde hep bir “ideolojik silah” işlevi görmüştür.
Yakın geçmişimizde eşitsizliğe, adaletsizliğe, sömürüye karşı mücadele yolunda dalga dalga yükselen sosyalist hareketlerin önüne hep bir “dalgakıran” olarak, dinsel fanatizmle coşturulup anti-komünist kışkırtmaya uğratılmış kitleler çıkarılmıştır.
Bunlar elbette bu topraklarda sol-sosyalist düşüncede (başka yerlerde de olduğu gibi) dine, dinsel tutum ve davranışlara, nihayet dindarlık ve dindar insanlara yönelik bir alerjiyi; mesafe, soğukluk ve husumeti beslemiştir.
Bu doğrultuda din, çağdaş dünyada olsa olsa “geçmişten bir kalıntı” sayıla gelmiş, tartışmalar çoğunlukla dinin siyasete alet edilişi, insanların inançlarının sömürülmesi ve sola, sosyalizme, “aydınlanma”ya düşman “yıkıcı” dinsel hareketlilikler üzerine olmuştur.
Tabii bu tartışmalarda havada uçuşan ifadeler de bellidir: Hurafe, gericilik, örümcek kafalılık, Orta-Çağ karanlığı, yobazlık, şeriatçılık ve elbette irtica…
Bu kavramlar üzerinden siyaset yapılabilir, yapılmıştır ve halen yapılmaktadır da… (Tabii sosyal demokrasiden devrimci sosyalizme kadar bir uçtan öbür uca açılan sol yelpazede böyle siyaset yapmanın ne getirip ne götürdüğü ayrıca tartışmaya değerdir.)
Evet, bu kavramlar üzerinden siyaset yapabilirsiniz. Ama bu kavramlar üzerinden bilimsel çözümlemeler yapamazsınız.
Oysa tarihte bilimsel sosyalizmin kurucusu olarak adına kayıt düşülen Marx, din söz konusu olduğunda, yukarıda sıralanan türden öznel, duygusal, “romantik” kavramlarla hareket etmek yerine kılı kırk yaran bir nesnellik içinde analitik kavramlaştırmalarla yol almıştır.
Marx ateistti, ama dine karşı tutumu, mesela hararetli polemikler içine girdiği çağdaşı Ludwig Feuerbach’la kıyaslandığında çok daha sosyolojik ve “empati” yüklüdür.
Fikriyatı, Orta Çağ Avrupa’sında ekonomi-politik bir iktidar odağı olarak kitleler üzerinde kahredici etkiye sahip olmuş Hristiyanlığın kökünü kazıma hedefine yönelik şekillenen Feuerbach karşısında Marx farklı bir pozisyon almıştır. Mücadele edilmesi gerekenin başlı başına din değil, onu var edip kendinden yana işlevselleştiren ekonomik düzen (öncesinde feodalizm, artık kapitalizm) olduğunu ileri sürmüştür. Bu olmaksızın sadece dine karşı mücadeleyi de “gölge boksu” yapmaya benzetmiştir.
Aynı doğrultuda, Türkiye’de sol ve sosyalist çevrelerin din dendiğinde zihniyet dünyasını ağırlıklı olarak ve kestirmeden yapılandırmış “Halkın afyonu” tabirini de hiç mi hiç öyle sanıldığı gibi, mutlak olumsuzlama anlamında kullanmamıştır. Dünyevi süreçlerde ekonomik sefalet ve politik çaresizlikle hayatları tarumar olmuş yoksul kitleleri, içerisinde bulundukları tahammül edilmesi zor ve değiştirmeye de güçlerinin yetmediği koşullar karşısında “teskin eden” bir tür ağrı kesici anlamında kullanılmıştır “afyon” orada (bu konuda bkz. Ahmet Yücekök, 100 Soruda Türkiye’de Din ve Siyaset, 1976, s. 19-20).
Tam bu noktada Mihri Belli’nin şu değerlendirmesini aktarmak da uygun olacaktır:
“Marksistler din konusunda radikal burjuvazi kadar müsamahasız değildir. Karl Marx’ın meşhur ‘Din halkın afyonudur’ sözünün yer aldığı paragrafın tamamını okursanız orada kötüleme yoktur. ‘Sömürü düzeninde insan dine sarılmasın da ne yapsın’ denir. O anlam vardır” (Yeni Harman, 12 Temmuz 2003).
Hadi gelin hemen o sözün yer aldığı paragrafa bir göz atalım ve Marx’ın nasıl da çarpıcı ve düşündürücü şekilde, metaforlarla zengin ama asla “romantik” ya da duygusal olmayan bir felsefi-sosyolojik çözümlemeye gittiğine bakalım:
“Dinsel sıkıntı, aynı zamanda hem gerçek sıkıntının ifadesi hem de gerçek sıkıntıya karşı protestodur. Din, ruhsuz bir durumun ruhu olduğu kadar, ezilmiş yaratığın iniltisi, kalpsiz bir dünyanın kalbidir de… O, halkın afyonudur.” (akt. Brian Morris, Din Üzerine Antropolojik İncelemeler, 2004, s. 60).
Hiç kuşkusuz ne Marx ne de Engels, yine Marx’ın tanımlamasıyla “ideolojinin ilk biçimi” olarak dinin egemenler ve hâkim sınıflar açısından sömürüyü, eşitsizlikleri, sınıf çelişkilerini gizlemeye dönük işlevselleştiğini göz ardı etmişlerdir. Bu bakımdan onların da keskin bir Hristiyanlık eleştirisine gittikleri, siyasal baskının yanında olması itibarıyla da dine karşı oldukları görülür.
Ancak dinin, yönetenler nezdinde bir ideolojik dayanak olduğu kadar, yönetilenler nezdinde “bıçak kemiğe dayandığı"nda isyanların ideolojik ateşleyicisi olduğunun altını çizmeyi de ihmal etmemişlerdir.
Özellikle de Engels, "Köylüler Savaşı”nda, tarihte dinin yönetici sınıf çıkarlarına hizmet etmekle birlikte kurulu düzeni yıkmayı amaçlayan “devrimci” mücadelelere de hizmet ettiğini vurgulamıştır. Hatta Hristiyanlığın, kökeni itibarıyla, ezilmiş insanların hareketi olduğunu; kölelerin, her türlü haktan mahrum bırakılmış, Roma tarafından tâbileştirilmiş yoksul insanların dini olarak belirdiğini kaydetmiştir (Morris, s. 80).
Engels aynı doğrultuda 16’ncı yüzyıl Alman köylü savaşlarını analiz ederken de din ve sınıf yapıları arasında dikkate değer bir ilişki kurar: Katolik kilisesiyle özdeş bir feodal statükodan; Protestanlığın öncüsü Luther’le özdeş bir yükselen burjuvaziden; ve evanjelist vaiz Thomas Münzer’le özdeş yoksul köylü kitlelerinden söz eder. Hatta köylü ayaklanmalarına önderlik eden Münzer’in bir tür “ütopyacı komünizm” savunucusu olduğu ileri sürer (Morris, s.83).
Böylesi bir sosyalist-tarihsel yaklaşımla, dinin komünist ideallerle hareket eden partiler açısından, bir bariyer veya “dalgakıran” olabildiği kadar, bir “imkân alanı” da oluşturabileceğini söylemek neden mümkün olmasın?..
Türkiye tarihinde de Babaîler İsyanı’ndan Şeyh Bedreddin Olayı’na ve 16’ncı yüzyıl Kızılbaş-Alevi ayaklanmalarına kadar, dinsel inanç ile egemene direniş arasındaki bağ kendini göstermiştir. Dinin yegâne ideoloji biçimi olarak değerlendirilebileceği tarihsel dönemlerde karşımıza çıkan bu hareketlilikler, elbette bugünden bakıldığında “sol” sayılabilecek bir siyasal dinamizme karşılık gelmektedirler.
Demek ki din ve dindarlık, sosyo-tarihsel süreçte karşımıza bir yelpaze olarak çıkmakta... Ve bu yelpazenin yönetenler, egemenler, muktedirler, sultanlar ve reislerden yana dilimleri olduğu kadar, yoksullardan, ezilenlerden, hak arayışında olanlardan yana dilimleri, kesitleri, açılımları da var.
Sol ve sosyalizm de toplumsal kaynakları açısından bir yelpazedir ve bu yelpazenin içinde de ateistler olduğu kadar dindar insanlar da vardır, olmuştur, olacaktır; olmaması için hiçbir sebep yoktur.
Dolayısıyla TKP Güngören belediye başkan adayı Fatma Akın, bir “anomali” olmayıp, aslında olması gerekendir.
Üstelik çoktan gecikmiş bir olması gerekendir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019