Ufuk COŞKUN
Hz. Muhammed’in(a.s.) Medine’ye hicretinden hemen sonra mescide bitişik üstü hurma dallarıyla örtülü etrafı açık Suffe adı verilen bir eğitim merkezi inşa edilir. Burası aynı zamanda ilk İslam düşünce okuludur. İslam medeniyetinin düşünce, siyaset, sanat, felsefe, astronomi, fizik, kimya ve matematik gibi alanlarda ürettiği tüm eserlerin, icatların, düşüncelerin temeli Suffe eğitim, kültür ve ilim anlayışına dayanır. Yeni nesil, İslam medeniyetinin bilim ve teknoloji alanında ürettiği eserleri, icatları pek bilmez. Çünkü geçmiş medeniyetle bağları kasıtlı olarak kopartılmıştır. Bugün Müslüman dünyanın yaşadığı siyasi, ekonomik ve düşünce buhranı da geçmiş medeniyet havzasında üretilen tüm değerleri, ilmi ve kültürel gelişmeleri ne yazık ki unutturmuştur. Batı dünyası ise tarihe damgasını vuran tüm bilimsel gelişmeleri kendine mal ederek bu icatların tarihini 14. ve 15.yüzyıla dayandırır. Sanırsınız bugün dünya bilim, teknoloji ve tıp alanında yaşanan tüm gelişmeleri batılı bilim adamlarına borçlu. Özellikle de İngiliz, Alman ve Fransız bilim adamlarına! Batı buna öylesine inandırmıştır ki hala Türkiye okullarında tüm bilimsel gelişmelerin batılı bilim adamlarına ait olduğu bilgileri işlenir. Hakkını yemeyelim batı dünyasında bilim ve teknolojinin gelişmesinde katkısı olan bilim adamları çıkmadı değil ancak batı dünyası tarih boyunca üretilen tüm bilimsel gelişmeleri kendine mal ederek büyük bir haksızlık yapmaktadır.
***
Bizim öğrenciler 1665 yılında Newton’un başına bir elma düşmesiyle yerçekimini bulduğunu sanır amaHazini’nin 1118 yılında “her cismi yer kürenin merkezine doğru çeken bir güç vardır” ifadesini ve bu alanda yaptığı çalışmaları pek bilmez. Mizan-ül Hikme (Hikmet terazisi) adında geliştirdiği hassas bir terazi ile maddelerin özgül ağırlıklarını bugünkü ölçümlere çok yakın bir değerde hesaplayabildiğini de bilmez.
Bizim öğrencilerimiz atomla ilgili ilk çalışmaları yapanın 1800’lü yıllarda İngiliz Fizikçi John Dalton olduğunu bilir ancak 750’li yıllarda Cabir bin Hayyan’nın “maddenin en küçük parçası olan cüz-ü la yatecezza’da (atom) yoğun bir enerji vardır. Yunanlı meslektaşlar bunun parçalanmaz olduğunu ifade diyorlar ama parçalanır, parçalanırsa da öyle bir güç ortaya çıkar ki Bağdat’ın altını üstüne getirir” dediğini bilmez. Ayrıca Cabir bin Hayyan’ın çok ünlü bir kimyager olduğunu da bilmezler.
Bizim öğrencilerimiz izafiyet teorisi denilince akıllarına dünyanın en zeki insanı olduğunu bildikleri Albert Einstein gelir ama El-Kindi’nin 800 yılında 'Zaman cismin var olma süresidir, zamanla bilinebilen ve ölçülebilen hız ve yavaşlık da hareketin sonucudur” dediğini bilmez.
Bizim öğrencilerimiz ilk katarakt ameliyatının 1846 yılında Balanchet tarafından yapıldığını öğrenmişlerdir ancak bunu içi oyuk bir tüple ilk yapanın 1000’li yıllarda Ali Mevsiliolduğunu bilmezler.
Öğrencilerimiz ne yazık ki elektrik kullanmadan makineler icat eden, su saatleri, fıskiyeler, şifreli anahtarlar ve robotlar yapan en önemlisi de günümüz motorlu taşıtların en önemli unsuru sayılan supap tekniğini ilk kullananın El Cezeri olduğunu pek bilmezler. Bu Kürt bilim adamının bilgisayarın babası olduğunu dillendirmezler. Ayrıca öğrencilerimiz 1200’lü yıllarda ilk kez küçük kan dolaşımını bulan İbnun Nefis’i,bugün ameliyatlarda dikiş için kullanılan ve bağırsaktan yapılan ipliği ilk kullanan Ebubekir Razi’yi, optik alanında ilk çalışmaları başlatan 11. yüzyıl bilim adamlarından İbn-i Heysem’i, enlemler arasındaki mesafeyi hesaplayarak Dünya eksenindeki eğimi en doğru şekilde hesaplayan Ahmet Fergani’yi, El Beyruni’yi, matematikte çığır açarak günümüz teknolojinin gelişmesinde öncü rol oynayan Harezmi’yi, trigonometrinin kurucusu Abdullah Barani’yi, bugün modern tıpta cerrahide kullanılan birçok malzemelerin mimarı Ebul Kasım’ı, Kitap-el Furussuyie adlı kitabında robotun nasıl yapılacağını detaylı bir biçimde anlatan Hasan er Rammah’ı, bilmezler.
Keza ilk mikrobu bulanın ve bunun bulaşıcı olduğunu ifade ederek birçok iltihabı hastalığı teşhis ve tedavi edenin İbni Sina, kanserle ilgili ilk çalışmaları yapanın Ali İbn-i Abbas olduğunu da ne yazık ki bilmiyorlar.Uçak denilince Wright Kardeşler akla gelir ancak 880 yılında planörü ilk bulan Endülüslü Müslüman bilim adamı İbn-i Firnas akla gelmez. Dünyanın yuvarlak olduğunu ve kendi etrafında döndüğü ilk kez El Buruni ispat etmiştir ama bunun kaymağını Kopernik yemiştir. Çocuklarımıza da Kopernik diye belletilmiştir..
Peki, bizim öğrenciler medeniyetin yetiştirdiği bilim insanlarını neden bilmez? Çünkü onlarla henüz tanışmadılar. Yıllardır devletin tek merkezden kumada ettiği, çekip çevirdiği tek bir ideoloji ekseninde döndürdüğü eğitim kurumalarında bu isimlere yer verilmedi. Batılaşma, çağdaşlaşma ve laikleşme adı altında bu milletin çocukları geçmiş medeniyetiyle olan irtibatı kesildi. Hala bu alanda yapılan bir şey yok. Oysa bir zamanlar Bağdat, Harran, Endülüs, Kuzey Afrika ve Doğu Fırat gibi merkezlerde bu âlimlerin ürettiği değerler ve icatlar konuşuluyordu. Bu merkezler Avrupa’dan gelen öğrencilerle dolup taşıyordu. İlk kâğıt imalathanesi 794 yılında Bağdat’ta açılmış ve sandıklar dolusu kitaplar yazılmıştı.Maragha, Bağdat, Kurtuba ve Semerkant bilim ve teknoloji merkezleriydi. Buralardan sadece 500’den fazla İslam astronomu yetişmiştir. Bugün medeniyetin yeniden inşasından konuşuyoruz ama okullarımız hala tek parti dönemimin tarihini öve öve bitiremiyor. Sanırısınız tek parti dönemi ürettiği bilim, kültür ve sanat değerleriyle insanlık tarihinin seyrini değiştiren çok parlak bir dönem. Okullarımız artık bu kıymetli bilim insanlarıyla tanışmalılar. Çocuklarımız geçmişte neler yapabildiklerimizi öğrensinler. Şimdi daha iyisini yapabiliriz diye de şevklensinler. Bu mümkün değil mi?
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019