Umur TALU
300 ve 301…
İlki, Trump ABD’sinde “Filistin yanlısı” bildiri imzaladıkları için vizeleri iptal edilen ve kazandıkları öğrenim hakları ile varsa bursları yakılan üniversitelilerin sayısı. En az 300.
İkincisi, 301, şimdi kimileri tahliye edilse de, protestolarda Türkiye’de gözaltına alınan, tutuklanan öğrencilerin sayısı.
Sayıda da bu kadar benzerlik olur mu, oluyor! Karakterler benzeyince, o “Filistin yanlıları ve Netanyahu İsrail’i karşıtları”nı avlıyor; siz “size itirazı olanlar”ı!
Ama tabii siz “Filistinlilerden yanasınız.” Öyle ama Trump, “Başörtülü Rümeysa kardeşimiz”i ters kelepçeyle alan, götüren, haklarından mahrum eden düzenin o “despotik reis”i, hem de Filistinlileri katleden “Bibi”nin yanında sizi övüyor. Ve bir tür acınası medyanız bundan gurur duyuyor!
Gurur duyulacak bir şey mi, överken bir yandan da 2018’de ekonominizi mahvederek “Rahibimizi aldık” diyerek o sopayı hatırlatması. Hani “yargı bağımsız”dı. Tehdit, şantaj ve sabotajla bir anda sizin ekonomistliğinizi ezdi geçti. Onu hatırlatıyor, tatlı tatlı; “Rümeysa bacımız”a ters kelepçe takarken.
Mırıldanarak kınadı Türkiye bu ters kelepçeyi! Siz de “yaptırım” uygulasanıza. Boykot çağrısı yapın mesela, değil mi, nasıl olsa sizlere serbest. Bakın Tunus ve Fas’ta şu anda halk burada da etkin yabancı kökenli büyük bir market zincirini boykot ediyor. Tunuslu ve Faslıları da evlerinden toplar mısınız mesela!
Rümeysa, şimdilik kanıtsız biçimde, “Hamas yanlısı” olmakla da suçlanmış. Türkiye devleti de öyle değil mi? Madem bu “suç” değil, tam bu noktadan da büyük tepki verin. Var mı öyle bir niyet? Yok. Onlar, Rümeysa ve en az 299 genci cezalandırıyor; siz en az 301’i. Farkınız ne!
Bir fark şu: Oradaki 300 ve buradaki 301, genç yaşlarında hiç olmazsa kendi açılarından “ilkeliler.” Misal “kardeşimiz Mursi”yi darbeyle deviren ve ölüme sürükleyen; kardeşimiz Esma’yı katleden” Sisi’ye onca laf saydırıp sonra öpüşüp koklaşmıyorlar. Oradaki 300, en azından büyük çoğunluğu, dünyadaki her adaletsizliğe duyarlı olmalı. Buradaki 301’in çoğunluğu da öyle. Ya siz? “Adalet” zaten elinizde, “adaletsizlik” ise sürekli zihninizde!
Hadi, “28 Şubat süreci”nde başörtüsü eylemlerini desteklemediğinizi söyleyin. Onlar da öğrenciydi ve okuyabilmeyi hak ve özgürlük gördükleri için eylemdeydi. Bugünküler de sadece bir hak ve özgürlük için değil, bu ülkenin yontulmuş, biçilmiş tüm hak ve özgürlükleri, kendi gelecekleri için çıktılar meydana. Oradan bir vakıf, şuradan bir yurt, buradan bir ihale kapmak için değil!
En azından baba olan, anne olan, vicdanlı olan, kendisine karşı çıksalar bile, saygı duyar onlara. Geçtim demokrasi, hukuk devleti, Anayasa gibi kağıt üstündeki hak ve özgürlük güvencelerini… Sadece insan olarak saygı duyar; ezmeye, sindirmeye, kin ve nefretle cezalandırmaya, yerlerde sürüklemeye, gazı basmaya, neredeyse linç etmelere, işkence teşebbüslerine tahammül edemez.
Dünyanın çeşitli yerlerindeki kötüler ve kötülüklere dair, bir ileri bir geri, onca lafınız var. Sadece iktidarın değil, ona tapanların da. Kim o "yabancılar?" Irkçılar, faşizanlar, bizzat faşistler, kıyıcılar vesaire. Sizin vatandaşlarınız da maruz kalıyor bunlara; bazen dindaşlarınız, bu despotların arasında bir dolu “dindaş devlet” olsa da! Sonra kendi ülkenizde onlara bir öykünme, bir benzeme, bir mukallitlik, bir baskı ve nefret düzeni. Tutarlılık aramak da nafile, değil mi?
Tam bu noktada Hakan Fidan çıktı geldi. Elbette ana muhalefet liderini eleştirebilir. Bir siyasi kimlik, bakan ne de olsa. “Liderimiz vesayet altında değil”i Trump’a ya da Rubio’ya anlatsın da, sözlerinin girişi şöyle: “Haddini bil!” Tamam, bu üslup tepeden tırnağa, yaygın biçimde “devlet dili.” Eskiden de vardı, şimdi kurumlaştı; çünkü en yüksekten sık söyleniyor.
Fakat şimdi kendini ne hissederse hissetsin, kime hangi tepeden bakarsa baksın, Fidan “eski” bir astsubay. Emekli değil, “eski” dedim, çünkü “Haddini bil”in orduda en çok kimlere söylendiğini çoktan unutmuş. “Sıralı amir” düzeninde üstler, tabii istisnaları vardır, asttan çok “aşağı” gördükleri astsubaylara, uzman çavuşlara böyle “haddini bil” der. Biliyorum çünkü bu konuları yazdığım yaklaşık 30 yılda binlerce muvazzaf ve emekli tanığım oldu.
Şu andaki Savunma Bakanı bile, “eski paşa” ya, astsubayların hak talepleri için “Hiç çaycıyla bir olunur mu” demişti. Aynı kabinedesiniz. Genelkurmay ve istihbarat zirveleri olarak, hani baş başa bile “ön” göremediğiniz “Fetö darbe girişimi”nin hemen öncesinde birlikte çay içmiş miydiniz, bilmiyorum ama şimdi “Sayın Bakan” dese bile, en azından gençliğinizin “astsubay devreleri” için “çay getirip götüren” benzetmesini uygun görmüş. Bu nedir? “Haddini bil”in bir başka ifadesi. Aynı dili kullanırken “eski” arkadaşlarınız, meslektaşlarınız, onların acıları, aşağılandıkları için intiharları bile hiç mi gelmiyor aklınıza!
Evlerinde küçücük çocukların, sözde kontrolünüzdeki otelde ailelerin ve çocukların yandığı; en az 50 bin insanın “imar aflı, göz yummalı” binalarda “deprem katliamı”na uğradığı, işyerlerinde yılda 2 bin işçinin, her köşede yılda 200’den fazla kadının öldürüldüğü, öldürülen bir çocuğun mezarına bile saldırıldığı (Ahmet Mattia Minguzzi) bir ülkenin yönetimindesiniz. O da ne? Evladını kaybetmiş bir anne meydanda en yüksek ağızdan yuhalatılabiliyor: lakin o anne oğlunun mezarı başında öfkesini dile getirdi diye "Yüksek makama hakaret"ten mahkum olabiliyor. Bu şimdi "Adalet! mi!
Elbette bunun “seçimle meşruiyeti”ni tartışmam. Bir de “vicdani mecburiyet” olan, kamu vicdanında meşruiyet var. Kibirle, kinle, nefretle, herkes korumasızken ve insanlara en tepeden onca hakaret edilir ve ettirilirken, hep kendinize “hakaret” diyerek insan toplamak nedir!
Rümeysa Öztürk ABD’de doktora öğrencisiymiş. Sahi siz kaç öğrenci, kaç doktora öğrencisi toplayıp içeri attınız, kaçı ters kelepçeli, kaçı şiddete ve tacize maruz kalmıştı? Şimdi siz birden “barış” derken, kaç akademisyen “barış imzacısı” diye, intihara sürüklenen dahil, kayyım üniversitelerinden sürüldü?
“Çocuk eğitimi ve insan gelişimi” doktorası yaparken ters kelepçelenen Rümeysa da, orada Müslaman olmayan cesur öğrencilerle de omuz omuza durduktan sonra, umarım bu “yerli ve milli Trumpik halinizi ve haddinizi” görür de, “haddini bilmeden” bir gün size de “ders” verir!
Umut zaten, bilhassa kadınların, kızların; size oy verenler başta, omuz omuza, akıl akla, vicdan vicdana verebilmesi! “Dualarımız” da bunun için öncelikle!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2025
6.05.2025
13.04.2025
5.04.2025
29.03.2025
11.03.2025
4.03.2025
26.02.2025
18.02.2025
4.02.2025