Vahap COŞKUN
Halk oylamasına doğru yol alıyoruz. Meclis, anayasa değişikliğini öngören yasayı Cumhurbaşkanlığına gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, incelemesinin uzun sürmeyeceğini daha önce açıklamıştı. Cumhurbaşkanının onaylaması ve Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından, halk oylamasının tarihi belli olacak. Muhtemel 9 veya 16 Nisan’da sandık halkın önüne gelecek.
Referanduma gidilen süreçte evet ve hayır kampanyaları yavaş yavaş uç vermeye başladı. Daha yolun başındayken, birkaç yazıda bu kampanyaların avantajlarına ve dezavantajlarına değinmek istiyorum. Akabinde değişiklik teklifinin içeriğine ilişkin kanaatlerimi yazacağım.
Evet ile başlayalım. Evet’in avantajları birkaç noktada toplanabilir: İlkin, toplumun içinde bulunduğu ruh halini zikretmek gerek. Türkiye’de bugün halk ülkenin en önemli sorunu olarak terörü ve olası bir ekonomik krizi görüyor. Batı ile ilişkilerin gerginleşmesinden ötürü Türkiye’ye yönelik tehditlerin arttığını düşünüyor, dış dünyaya dönük menfi yargısının seviyesi yükseliyor. Sınırlarının dibinde süren ve Türkiye’nin de belli ölçüde dahil olduğu savaş, endişesini arttırıyor.
Korku iklimi
Can sıkıcı bu hadiseler vatandaşlarda gelecek endişesi ve bölünme kaygısının yükselmesine neden oluyor. İnsanlar daha fazla korkuyor. Her mesele, bağlamının ötesinde, bir “beka meselesi” olarak tartışılmaya başlanıyor. Böylesine bir atmosfer ise toplumda “istikrar” ve “güçlü yönetim” isteğinin baskın hale gelmesini sağlıyor. Bekir Ağırdır bir söyleşisinde önemli bir noktaya parmak basıyordu: Kendilerinin ve ülkenin geleceğine dair kaygıların yüksek olduğu, umuttan ziyade korkunun hüküm sürdüğü bir vasatta, insanlara “özgürlük mü güvenlik mi?” ya da “demokrasi mi ekonomik refah mı?” diye sorulduğunda, tercihin güvenlik ve ekonomik refahtan yana olması normaldir.
Evet’in savunucusu olan AKP ve MHP’nin kampanyaları çok büyük bir oranda bu ruh halinin üzerine oturacak/oturtulacak. Memleketin keskin bir dönemeçten geçtiği bir süreçte istikrarsızlık yaratacak her girişimin ağır bir bedeli olacağı belirtilecek. Ülkenin karşı karşıya bulunduğu hayati sorunların üstesinden ancak güçlü bir yönetim sayesinde gelinebileceğine vurgu yapılacak. Dünyada herkesin Türkiye’nin sendelemesini beklediği ve hayır’ın da buna hizmet edeceği söylenecek. Türkiye karşıtlarının sevindirilmemesi için insanlar evet’in (aslında iktidarın) etrafında kenetlenmeye çağrılacak. Hâlihazırda mevcut ortam dikkate alındığında, bu çağrının birçok bünyeyi etkilemesi kaçınılmaz olacak.
Geniş toplumsal taban
Evet’in ikinci büyük avantajı, AKP’nin geniş bir toplumsal tabana yayılması ve bu tabanın büyük bir kısmının partinin kaderi ile kendi kaderini eşleştiren bir bağlılığa sahip olması. Bu kesimin bir bölümü, partisinin her politikasını -- içeriğine takılmadan -- koşulsuz biçimde destekler. Çünkü partisinden kendisine herhangi bir zarar gelmeyeceğine ve partisinin ülkenin menfaatine olmayan bir girişimde bulunmayacağına inancı tamdır.
Aynı kesimin diğer bir bölümü ise, partisinin önayak olduğu bir öneriyi tam mânasıyla içine sindirmese bile, bir zarar görmemesi için yine de partinin yanında saf tutar. Zira ona göre, partinin gücündeki bir eksilme kendisini ve ülkeyi olumsuz etkileyecektir. Belki güncel şartlar daha iyiyi yapmasına elvermemektedir, ancak yarın fırsat bulduğunda partisi hem ülke hem kendisi için daha güzel işler yapacaktır. Evleviyetle mühim olan, önde duran badirenin atlatılmasıdır.
Yapılan araştırmalar, AKP seçmeninin beşte dördünün kararının -- partisiyle uyumlu olarak -- evet yönünde olduğunu gösteriyor. Türkiye genelinin yüzde 40’ına tekabül eden bu yüksek oran, yüzde 50+1’i hedefleyen bir yarışa AKP’nin çok iyi bir noktada başlamasını sağlıyor.
Lânetli anayasayı değiştirmek
Evet kampanyasına güç veren üçüncü bir husus da, 1982 Anayasasını değiştirme isteği. Mer’i anayasasının kötü bir metin olduğu konusunda pek bir kuşku yok. Elbette anayasanın nasıl değiştirileceği ve yeni anayasanın içeriğinin ne olacağı konusunda görüşler muhtelif. Lâkin ne Meclis içinde ne de Meclis dışında, yürürlükteki anayasanın olduğu gibi kalmasını savunanlar var. Yani bizatihî anayasal değişiklik noktasında bir mutabakattan söz edilebilir.
82 Anayasası, 1987’deki ilk değişiklikten bu yana yirminin üzerinde değişikliğe uğradı ve orijinalinden epey uzaklaştı. Şimdi bazılarına göre, halkoyuna sunulacak olan teklif 1982 Anayasasında yapılacak en esaslı değişikliği ihtiva ediyor. Çünkü anayasaya karakterini hükümet sistemi veriyor. Bu hükümet sisteminin radikal bir değişime uğratılması, 12 Eylül darbesinin yarattığı düzeninin kökünden sarsılmasını sağlar ve gelecekte daha kapsamlı değişimlere kapı aralar.
Kabul etmek gerekir ki, lânetli bir metin muamelesi gören 82 Anayasasını değiştirme iddiasının motive edici bir etkisi var. Bunun karşısında yer almanın ağır yükü altına girmek, kimsenin tercih edeceği bir hal değil. Burada iki tür tavırdan bahsedilebilir: Biri, önerinin kendisinden azade olarak, sırf 1982 Anayasasını savunmamak adına evet demektir. Diğeri de, öneriyi tatmin edici bulmamakla birlikte, salt darbe anayasasının sistematiğindeki değişimi değerli bulduğu için tercihini evet’ten yana kullanmaktır.
Bunlara göre, değişiklik teklifinde bazı hatâlar bulunabilir ve teklif bazı tehlikeler içerebilir. Lâkin değişim, hem yönetim kademesindeki belirsizliği ortadan kaldırır, hem de tetikleyici bir işlev görüp genel bir anayasa değişiminin önünü açabilir. Oysa 82 Anayasasının düzleminde kalmak, tüm bu değişim olanağını tepmek mânasını içerir.
Bir sonraki yazıda evet kampanyasının handikaplarını tartışacağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025