Vahap COŞKUN
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Britanya ordusu, yönetime Van, Bitlis, Diyarbakır ve Elazığ vilayetlerini kapsayan İngiliz himayesinde bağımsız bir Kürdistan’ın oluşturulmasını önerir. Halep’te bulunan Binbaşı Noel’in bu amaçla, İstanbul’a gidip başta Bedirhani Ailesi olmak üzere nüfuzlu Kürtlerle görüşmesi ve Kürdistan’a gitmesi kararlaştırılır.
“Kürdistan’da sorumluluğunu alacağımız özel görev; Türklerin pan-İslamist propagandalarına ve Kürtleri, İngiliz silahlarıyla desteklenmiş Ermeni hâkimiyeti kurulacağına dair asılsız söylentilerle korkutarak bize düşman etme çabalarına karşı faaliyette bulunmaktı.” (s.7)
Noel, 3 Temmuz 1919’da İstanbul’a varır. Seyid Abdülkadir ve Bedirhani Ailesinin üyeleriyle görüşür. Görüşmelerin ardından, Seyid Abdülkadir’in damadı, Emin Ali Bedirhan’ın iki oğlu ve Dersimli İbrahim’den oluşan bir temsilci heyetinin Noel ile birlikte gitmesi kararlaştırılır.
Aslında Noel’in kafasındaki heyet bu değildir; o, Kürdistan’a doğrudan Seyid Abdülkadir ve Emin Ali Bedirhan gibi ağır toplarla birlikte gitme taraftarıdır. Ancak Seyid Abdülkadir “vatan hainliği” suçlamasıyla hapse atılacağı tehdidi altında olduğundan, Emin Ali Bedirhan ise yoksullaştığı ve misafirlerine aile geleneğinin gerektirdiği ihtişamı sağlayamayacağını düşündüğünden Noel’e eşlik etmezler.
Bedirhanilerin Kürdistan’daki tartışılmaz prestiji
Noel’in heyetinde yer alan Celadet ve Kamuran Ali Bedirhan kardeşler İstanbul’da yetişmişlerdir ve gazetecilik yaparak geçimlerini sağlamaktadırlar. Babaları kadar olgun olmayan bu gençleri, böylesine mühim bir ziyaret için zayıf görür Noel.
“Heyet için çok cazip kişiler olmamalarına rağmen, İngilizlere sempati duymalarını ve Bedirhan Ailesi’nin Kürdistan’daki tartışmasız prestijini göz önünde bulundurarak, onların da heyette yer almasını uygun buldum… Heyet seçilmeden önce Kürt cemiyetinin üyeleri, büyükelçilikten, Türk Hükümetinden bana eşlik edecek olan aileleri korumayı talep etmesini istemişti. Türk Hükümeti, Kürtler Türk Hükümetine karşı harekete geçirilmediği sürece heyet üyelerinin İstanbul’daki ailelerinin güvenliğini sağlayacaklarını bildirdi.”(s. 8-9)
Görüşmeleri bitirdikten sonra Noel, Halep’e döner. Seyid Abdülkadir’in damadı ve Dersimli İbrahim heyete katılmaktan vazgeçer, onların yerini Diyarbakırlı Cemil Paşa’nın oğlu Ekrem Bey alır. Noel ile ilk olarak Diyarbakır’da görüşen Ekrem Bey, ona Kürtler için İngiliz mandası düşüncesini açar. Diyarbakır Valisi, Ekrem Bey hakkında tutuklama kararı çıkarınca o da Halep’e kaçar.
“Her iki taraf da masum değil”
21 Ağustos’ta Halep’ten yola çıkan heyet, bir gün sonra Antep’e varır. Gerek konakladıkları yerlerde ve gerek yolda tesadüfen karşılaştıkları insanlarla sohbet eden Noel, bölgede derin bir Ermeni karşıtlığının varlığını fark eder. İngilizlerin desteğini alan Ermenilerin bölgeye egemen olmak istediklerine dair kanaat, çok yaygındır.
“Küçük Asya’da bizim varlığımızla ilgili bu tehlike, Ermeniler tarafından zekice körüklenen korkudan kaynaklanan bir düşmanlıktır. Ermeniler, Müttefiklerin bir Ermeni’nin on Müslümandan üstün olduğu tezini destekleme amacında olduklarını yaymaya çalışıyorlar. Maalesef, Ermeni katliamlarındaki paylarından dolayı bütün Müslümanları cezalandırmaya kalkışmamız gibi, yersiz girişimlerimiz bu izlenimi güçlendirmiştir.” (s. 11)
Noel’e göre Ermenilerin içerde ve dışarıda zengin ve güçlü dostları olduğundan, onlar başlarına geleni dünya kamuoyuna anlatmada çok başarılı olmuşlardır. Fakat aynı kamuoyunun, Rus koruması altındaki Ermenilerin Müslümanlara aynı ölçüde zulüm ettiğinden haberi olmamıştır.
“Bu gerçek daha iyi anlaşılsaydı, Ermenilerin aktardıkları hikâyelere kendimizi kaptırmakla, onların intikam alma siyasetine ortak olduğumuzu ve bu siyasetin dini, etnik düşmanlıkları yatıştırmak bir yana, körüklemenin en emin yolu olduğunu daha kolay görebilirdik. Her iki tarafın da masum olmadığını göz önünde bulundurursak, izlenilecek tek siyaset Küçük Asya’da temiz bir sayfa açmaktı.” (s. 11-12)
“Biz Kürdüz ve burası bizi ülkemiz”
Noel, halkta İngilizlere karşı hem bir öfke hem de bir beklenti olduğunu görür. Savaşın yarattığı tahribatın giderilmesinin ve taleplerinin karşılanmasının ancak güçlü bir İngiltere’nin bölgede hâkimiyet tesis etmesiyle sağlanabileceği fikrini birçok kişinin ağzından duyar. Ona göre bu büyük bir yanılgıdır; zira savaşın Avrupa ekonomisinde meydana getirdiği ciddi hasarlar nedeniyle ne İngiltere ne de başka bir Avrupa ülkesi buraya bir kaynak ayırabilir. Dolayısıyla İngiltere’ye bağlanan hayallerin yıkılması kaçınılmazdır.
Avrupa üzerindeki Ermeni etkisini kırmak, Noel’in düşüncelerinin merkezinde yer alır. Bütün satırlarında Ermeni tezlerine karşı Kürt tezlerinin yanında durur. Diyarbakır’da yaptığı araştırmaların neticesinde hükümetine, Kürtlerin ağırlıkta olduğu yörelerin hiçbirinde Ermeni hâkimiyetinin kurulmayacağını, bunun teminat altına alınmasının ortamı sakinleştireceğini bildirir.
Keza Ermenilerin Sünni Kürtler ile Kızılbaş Kürtler arasında ayrım yapmalarına ve müttefik devletlerini Kızılbaş Kürtlerin diğer Kürtlerden farklı bir ırka mensup olduklarına inandırmaya çalışmalarına karşı hükümetini uyarır. Antep üzerinden geldiği Maraş’ta bir Kızılbaş Kürt köyünde tanık olduklarını anlatır:
“Köylülerle olan sohbetlerimiz, onların da en az Sünni Kürtler kadar milliyetçi duygulara sahip oldukları izlenimi bıraktı. Duygularını genelde şöyle ifade ediyorlar: Biz Kürdüz ve burası bizim ülkemiz.” (s. 18)
“Soylu Türkler değil barbar Kürtler yaptı”
Noel, Kürtlerin Ermenilere karşı dostane davrandığını ama bunun dünyada bilinmediğini belirtir. Çünkü Kürtlerin kendilerine ait yazılı dilleri ve düşüncelerini rahatça ifade edebilecekleri bir siyasi yönetimleri yoktur. Kürdistan’a gelen ve nüfusun sadece şehirlerde yaşayan % 10’luk kesimini gören, İttihat ve Terakki’nin önde gelen şahsiyetlerinden biri ya da bir Amerikan misyoneri tarafından konuk edilen Avrupalı bir seyyahın ya da diplomatın Kürtler hakkında sağlıklı bir görüş edinmesi imkân dışıdır.
Noel, Ermeni katliamından Kürtlerin sorumlu tutulamayacağının altını çizer. İki gerekçeyle bu düşüncesini temellendirir: İlki, Ermenilerin Kürtlere yönelik katliamlarının büyük bir Kürt kitlesini yok ettiğidir.
“Bunun inkârı imkânsızdır. Ermenilerin imha ettikleri Kürt yörelerini gözlerimle gördüm.” (s.153-154)
İkincisi ise, bazı Kürtlerin Ermeni katliamına katılmalarının kendi iradeleriyle değil Türklerin dayatmasıyla olduğudur.
“Elbette bazı Kürtler çok iyi bilindiği gibi Ermeni katliamına katılmıştır. Ancak bölgede hâkim olan yönetimin hem dünyevi hem de ruhani otoritesinin bulunduğunu ve bu otoritenin Ermenileri katletmeyi ve mallarını yağma etmeyi sadece meşru kılmakla kalmayıp din açısından da caiz kılarak fetva çıkardığını düşünürsek, Kürtler gibi ilkel ve cahil toplumun birçok üyesinin Osmanlı’nın bu isteklerini yerine getirmeye hazır olması ne kadar anlaşılmazdır?” (s. 52)
“Türklerin baskısı olmadığı zaman Kürtler Ermenilerle çok iyi dostluk kuruyor ve çoğu zaman onları ölümden kurtarıyorlardı. Ermenilerin kendileri de bunu çok iyi biliyorlar. Bu nedenle Majestelerinin Hükümeti Kürtleri bu konuda suçsuz bulmuştur.” (s. 154)
Kürtlerin bir toplum olarak kabulünün, egemenlik iddialarına büyük bir darbe vereceğini düşündüklerinden hem Ermenilerin hem de Türklerin Kürtlere karşı olduklarını söyler Noel. Egemenlik yarışında Ermeniler Avrupa’nın desteğine, Türkler ise Müslümanlığa bel bağlar ve Kürtleri önemsiz piyonlar olarak görürler.
“Şimdiye dek aşağılanan, hor görülen Kürt insanı, şimdi arenaya çıkıp kendisinin ülkedeki en kalabalık, en güçlü öğe olduğunu ve kuvvetlerini haince ülkelerini işgale hazırlanan rakiplerinin hiçbir planına alet olmayacağını belirtecek. Ermeniler ve Türkler, asıl katliamcının Kürtler olduğunu beraberce haykırıyorlar. Türklerin, Pierre Loti’den Ermeni katliamının ‘soylu’ Türkler tarafından değil ‘barbar’ Kürtler tarafından yapıldığına dair Paris’te bir kitapçık yayınlamasını istedikleri unutulmamalıdır.” (s. 53)
“Kürt milliyetçiliği maskesi altında İngiliz mandacılığı”
Noel ve yanındakiler 3 Eylül’de Malatya’ya ulaşırlar. Onları, heyetteki iki Bedirhaninin amcası olan Malatya Mutasarrıfı Halil Bey ve şehrin ileri gelenleri karşılar. Kürt milliyetçiliği kuvvetli olan ve İngilizlere sempatiyle yaklaşan Halil Bey’in şehirdeki Ermenilerle arası iyi ama Türklerle arası sıkıntılıdır.
Noel, Kürtlerin ağırlıkta olduğu bir yerde bir Kürdün nasıl mutasarrıf olabildiğini sorar. Ona cevap olarak, atamayı yapan İçişleri Vekili Mustafa Arif Bey’in Bedirhanilerin kadim dostlarından olması gösterilir. Mustafa Arif Bey ayrıldıktan sonra Halil Bey’e nahoş nazarlarla bakılır ama Kürtler üzerinde etkili bir şahsiyet olmasından ötürü Halil Bey görevine davam eder.
Noel, Malatya’ya varmadan önce Harput Valisi, Kâhta Kaymakamını arar ve ona Noel’in Kürt aşiretlerle temas etmesini önleme emri verir. Diyarbakır’daki 13. Kolordu da, Malatya’ya heyetteki Kürt üyelerin tutuklanması için telgraf çeker. Fakat bölgede çok sayıda silahlı Kürdün varlığı ve Mutasarrıfın da bu emre karşı çıkma ihtimalinin yüksekliği nedeniyle harekete geçilmez.
Birlikte seyahat ettiği kişilerin tutuklanmasına dönük emirler karşısında kaygılanan Noel, İstanbul’daki Büyükelçiliğe bir telgraf çeker. Büyükelçilikten, kendisine ve yanındakilere müdahale edilmesinin ciddi sonuçlar doğuracağı hakkında Türk Hükümetine bir uyarı telgrafı çekilmesini talep eder. Telgraf çekilir ve hemen etkisini gösterir; Harput Valisi, olası tacizlere karşı korumak için gerekli bütün tedbirleri alacağını heyete bildirir. Ancak 13. Kolordu Komutanı Halit Bey, gelişmeleri endişeyle takip eder.
“Diyarbakırlıların mantalitelerini ayrıntılarıyla inceledim ve onların bütün düşüncelerini biliyorum. Diyarbakırlıların şu anda Kürt milliyetçiliği maskesi altında, bir İngiliz mandası için çabaladıklarına adım gibi eminim. Jön Kürtlerin halkı galeyana getirmek için yürüttükleri propagandaları ve aldığım raporları değerlendirdiğimde, onların İngilizlerin yararına çalıştıkları nazarımda kesinlik kazanmaktadır.” (s. 40)
“Diyarbakır’ın önemli şahsiyetlerine kalplerinin şehrin kara taşları kadar kara olduğunu söylüyorum. Ortak vatansever duygularla hareket eden kimseyi göremiyorum. (s. 41)
Halit Bey, Noel’in faaliyetlerine karşı devleti harekete geçirir. Malatya Valisi ile İçişleri Vekili arasında telgraflar gider gelir. İçişleri, 13. Kolordu’nun uyarılarının incelenmesini ister. Valilik ise durumun 13. Kolordu’nun ilettiği kadar tehlikeli olmadığını bildirir.
“İngiliz desteğiyle bağımsız bir Kürdistan planı”
Noel’in Malatya’da bulunduğu sırada Sivas’ta da Mustafa Kemal taraftarlarının kongre hazırlığı sürmektedir. İstanbul Hükümeti “vatan menfaatlerine aykırı” olarak nitelediği bu kongrenin toplanmasını engellemek ister. Dâhiliye ve Harbiye Nazırlarının imzalarıyla şifreli bir telgraf çekilen Harput Valisi Galip Bey, kongreyi önlemek üzere Sivas Valisi olarak atanır. Ondan istenen yüz, yüz elli kadar güvenilir Kürt süvarisini yanına alarak gizlice Sivas’a varması ve Kuvayı Milliye örgütlenmesini tasfiye etmesidir.
Vali, bunun üzerine, Mutasarrıf Halil Bey’den Reşvan Aşireti’nden yüz silahlı adam toplamasını ister. Halil Bey, önce bunların Kürtlere karşı kullanılacağını düşünür ve bu isteği yerine getirmez. Fakat sonradan bunun Sivas Kongresi’ne izin vermemek için istendiği anlaşılınca Halil Bey, yüz değil beş yüz silahlı adam gönderebileceğini belirtir.
Ancak İstanbul’un Kürtlerle Sivas’ı basma planı iki nedenden ötürü gerçekleşmez. Biri, Kürtlerin buna istekli olmamalarıdır.
“Kürtler kendi amaçlarının tamamen dışında, Malatya’dan sadece birkaç saat uzaklıkta bulunan Sivas’a gidip orada Türklerle savaşmak için hiçbir sebep görmüyorlardı.” (s. 47)
Diğeri ise plandan haberdar olan Mustafa Kemal’in hemen harekete geçmesi ve sert tedbirler almasıdır. Bakanları ve Vali’yi vatan haini ilan eden Mustafa Kemal, gerçekle bir irtibatı olmadığı halde bu planı “Hilafet ve saltanata karşı İngiliz desteğiyle bağımsız bir Kürdistan kurma planı” olarak niteler.
Bu olay Noel üzerindeki baskıyı artırır. Noel’in, heyettekilerin ve Vali’nin tutuklanması için karar çıkarılır. Bir tutuklama olmaz ama Noel 13 Eylül’de seyahatini sonlandırmak zorunda kalır.
“Uzun ve kapsamlı bir tartışma sonunda benim yolculuğuma devam edebilmemin Mustafa Kemal Hükümetinin silahlı birliklerinden dolayı imkânsızlaştığı ve dolayısıyla yapılacak tek şeyin hemen Halep’e dönmek olduğu kararına vardık.” (s.49)
“Kürtçenin en saf biçimi, Botan lehçesi”
Noel seyahati boyunca geçtiği yörelerdeki Kürtlerin davranışlarını, geleneklerini, göreneklerini, aşiret yapılarını, düğünlerini, cenazelerini, oyunlarını, iktisadi ve tarımsal faaliyetlerini yakından gözlemler. Şahin avlamayı ve beslemeyi Kürtlerin çok sevdiğini (s.18), Kürtlerin namusa düşkünlüklerini (s.24), cahil ama aynı zamanda sevecen ve konuksever olduklarını (s. 25), asi ruhlarını (s.32) dillere destan dindarlıklarını ve halifeye bağlılıklarını (s. 45) not eder.
Dil ile çok yakından ilgilidir Noel. Kürtçe öğrenir. Kürtçenin çeşitli varyasyonlarının birbiriyle temel farklılıklar göstermediğini vurgular. Kürtçenin en saf biçiminin Botan lehçesi olduğunu belirtir. Kürt şiirlerini ve deyişlerini kaydeder; heyettekiler Arap alfabesini, o ise Latin alfabesini kullanır.
“Henüz Kürtçeye tam hâkim olmadığım halde yazdıklarımı onlardan daha doğru ve daha kusursuz okuyabiliyorum. Gençlerin çoğunluğu Latin harflerinin Kürtçeye daha uyumlu olduğuna inanıyor ve bunun Kürdistan’da geçerlilik kazanmasına çalışıyorlar, fakat daha yaşlı kuşaklar ve özellikle din adamları böyle bir yeniliğe İslami temellerle karşı çıkıyorlar.” (s. 23)
Hükümetin daha o dönemde yer isimlerini Türkçeleştirdiğini; bazen Kürtçe isimlerin Türkçeye benzetilerek dönüştürüldüğünü, bazen de Kürtçe isimlerin doğrudan Türkçeye çevrildiğini yazar. (s. 24) Eğitim görmüş kişilerin tercihinin Kürtçe konuşmaktan ziyade Türkçe olduğunu, aslında birçoğunun da Kürtçeyi unuttuğu belirtir. (s. 34)
“Dağlı bir ırk”
Bazen çelişik ve uç durumları yansıtsa da özdeyiş ve atasözlerinin bir ulusun özelliklerini anlamada mühim bir kaynak olduğunu ifade eden Noel, özdeyişlerine bakarak Kürtlerin karakterlerini tahlile soyunur.
“Kürtler dağlı bir ırktır ve bütün özellikleri dağla özdeşleşmiştir; özgürlük aşkı, şiddetli tutkular ve kavminden onur duyma. Kürtlerin en belirgin davranışı, en küçük bir tahrik karşısında hemen silahlarına sarılmaları ve kan dökmekten haz almalarıdır.” (s. 109)
Kürtlerin kavga tutkusu yiğit bir düşmana saygı duymalarını da sağlar. (s. 111) Sert ve ilkel koşullar onlara cesaret verdiği ölçüde ölümü de normalleştirir. (s. 112) Hainlik, Kürt karakterinin temel parçalarındandır. (s. 112) Sert görünüşlerinin ardında Batılıların anlamadığı pratik bir zekâ vardır. (s. 113) Kendilerine hükmedenlere karşı sürekli ayaklanmaları, kişiliklerine büyük bir bağımsızlık ve mesafeli davranma duygusu katar. (s. 114) Dağda yaşamalarından ötürü cömertliğe ve dostluğa büyük bir önem verirler. (s. 115)
Araplar, Türkler ve Farslara nazaran Kürtlerde evlilik anlayışı daha özgürlükçüdür. “Kürdistan’da kadınlar geniş özgürlüğe sahiptirler.” (s. 118) Kürt kadını namusu ile ünlüdür. (s. 119) Kürtler genelde hoşgörülü ve esnek Müslümanlardır. Mollalar ve softalar genellikle açgözlü olarak bilinirler. (s. 121)
Kürtler sade ve basit bir yaşam sürerler. Sözlerini sakınmazlar. Türklere keskin ve derin bir antipati duyarlar. Farsları hilekâr, Arapları ise kibirli buldukları için sevmezler. “Kürtlerin Ermenilere karşı tavırları Doğu Avrupalıların ve Londra’nın doğu ucunda yaşayanların Yahudilere karşı tutumlarıyla benzerlik gösterir.” (s. 127) Nasturileri ise Kürt ulusundan sayarlar.
Noel Siyaseti
1919’un sonunda Noel, “Kürt Durumuna Bakış” başlıklı geniş kapsamlı bir rapor hazırlar. Raporunda Kürtlerin tarihi, coğrafyası, kültürü, siyasal talepleri ve eğilimleri hakkında bilgi verir. Kürtlerin Türklerle, Ruslarla ve Ermenilerle olan ilişkilerine değinir. Ve hükümetine, ulusal taleplerini hayata geçirebilmeleri için Kürtlere yardım etmesini önerir.
Bir cümlede “İngiltere’nin destekleyeceği bağımsız veya otonom bir Kürdistan’ın kurulması” olarak özetlenebilecek bu “Noel siyaseti” hiçbir zaman uygulanmaz. Buna mukabil Noel’in bu girişimlerine haddinden fazla bir anlam yüklenir. Daha sonraki dönemlerdeki Kürt hareketleri de, Noel’e işaretle, “İngiliz oyunu” olarak nitelenir.
Hülasa Noel siyaseti, geçmişten bugüne, Kürt taleplerini mahkûm ettirmek için başvurulan en önemli araçlardan biri olur.
* Edward Williams Charles Noel, Kürdistan 1919: Binbaşı Noel’in Günlüğü, Çeviri: Bülent Birer, Avesta Yayınları, İstanbul, 1999
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025