Verda ÖZER
Suriye’de geçtiğimiz cumartesi yapılan kimyasal saldırı, tüm dünyayı bir anda ayağa kaldırdı. Batı’ya göre saldırının faili Esad. Rusya ve İran ise olayın düzmece olduğu görüşünde. Saldırı üzerine acil toplanan Birleşmiş Milletler’de de aynı kargaşa hakim. Yine de yaygın kanı, suçlunun Esad olduğu. Bunun sebebi, daha önceleri de rejimin benzer saldırılar yapmış olması. Ki Ankara’nın “sicili malum” diyerek Esad’ı kınaması da bundan.
/* */
***
Şimdi asıl soru şu: Daha birkaç gün önce “Suriye’den çekiliyorum” diyen Başkan Trump, şimdi dediği gibi “24 saat içinde büyük bir karar alıp Esad’a bunun bedelini ödetecek” mi?
Suriye’ye operasyon
Bana kalırsa, kesinlikle hayır. Her şeyden önce bundan tam 1 yıl önce 7 Nisan 2017’de de Suriye’de böyle bir saldırı olmuş, Trump yine benzer tepki göstermişti. Ancak sonrasında Akdeniz’deki savaş gemisinden birkaç Tomahawk füzesi fırlatmakla yetindi. Dahası, Trump Kuzey Kore başta olmak üzere birçok ülkeye benzer tehditler savurup yerine getirmedi.
Üstelik Esad’ı vurması demek, onun arkasındaki İran ve Rusya’yı da karşısına alması demek. Peki, Rusya’yla sıcak bir çatışmayı göze alır mı? Hiç sanmıyorum. Kaldı ki bir yandan da ABD ve Rusya arasında Suriye’de fiili bir anlaşma ve iş birliği yürüyor gibi görünüyor.
***
Tüm bu sebeplerle Ankara da ABD’den daha öncekiler gibi bir tepki vermesini bekliyor. Yani dostlar alışverişte görsün diye en fazla birkaç füze fırlatıp bırakmasını. Zaten evvelsi gün İsrail’in Suriye’de bir üsse füze attığının ortaya çıkması da ihalenin bu ülkeye devredildiğini gösteriyor!
Rusya-İran denklemi
Peki, Trump neden sesini bir anda yükseltti? Bunun bir sebebi, siyaseten zorda olduğu kendi ülkesinde pozisyonunu güçlendirmek. Rusya ile “şaibeli” ilişkileri nedeniyle mercek altındayken, Esad üzerinden Rusya’yı hedef alarak kendisini temize çıkarmaya çalışıyor. Diğer yandan da bir süredir Rusya ile sürdürdüğü soğuk savaş tadındaki güç mücadelesini kızıştırarak, siyasi ve uluslararası pozisyonunu pekiştiriyor.
Ancak asıl sebep şu: Suriye’de artık DAEŞ tehdidi neredeyse bitti. Bu yüzden ülkede kalabilmek için yeni bir “meşru” gerekçeye ihtiyacı var. Özellikle de Rusya’nın Ortadoğu’da gitgide artan nüfuzuna karşı. Hele ki tam da Türkiye-Rusya-İran üçlüsünün Suriye için yürüttüğü Astana süreci, ABD’nin başını çektiği Cenevre sürecinin önüne geçmişken... Dolayısıyla, Suriye’yi paylaşım savaşının sonuna gelinirken, ABD askerlerini burada tutmak için bu saldırı biçilmiş kaftan.
Ankara Zirvesi kulisi
Tam da bu yüzden ne Rusya ne de İran Esad’ı desteklemekten vazgeçmez. Zira her ikisinin de bu ülkedeki çıkarlarını garantilemenin yolu, rejimin ayakta kalmasından geçiyor. Zaten geçtiğimiz hafta Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ve İran liderleriyle yaptığı üçlü Suriye zirvesinde de bu ortaya çıkmış. Konuştuğum üst düzey yetkili, bu zirvede Türkiye’nin her iki lideri Esad’dan desteklerini çekmeye ikna etmeye çalıştığını paylaşıyor. Ancak Putin ve Ruhani, rejim yanlısı tavırlarını sürdürmüş.
***
Yine de şunu görmek gerekiyor: Türkiye İdlib başta olmak üzere Suriye’de yer yer muhaliflerle rejim arasında “fren mekanizması” işlevi görmeseydi, bu tip saldırıların sonuçları çok daha vahim olurdu. Çünkü rejim muhaliflerle yürüttüğü tahliye anlaşmaları her sıkıştığında, bu tip saldırılara başvuruyor. Muhaliflerin tahliyesinde de Türkiye kolaylaştırıcı rol oynuyor.
Diğer yandan Suriye’de bu tip saldırılar olduğunda Ankara kendini hep Batı ve İsrail’le aynı safta, Rusya-İran’la da karşı cephelerde buluyor. Bu da yürüttüğümüz çok taraflı diplomasiyi sürdürmenin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
28.11.2019
22.10.2019
20.06.2019
8.06.2019
5.06.2019
1.06.2019
29.05.2019
26.05.2019