Verda ÖZER
Trump bu hafta yaptığı Avrupa çıkarmasıyla, ABD-Avrupa ilişkilerini resmen uçurumun kenarından döndürdü. Transatlantik ittifakına verdiği hayat öpücüğüyle, İngiltere ve Fransa ile arasındaki yarığı bir anda kapattı. Hem de Normandiya Çıkarması’nın 75. yıl dönümünde. Yani 2. Dünya Savaşı’nda Amerikan ve İngiliz birliklerinin Fransa’yı Nazi Almanya’sının pençesinden kurtardığı operasyondan tam 75 yıl sonra.
O yüzden bu geziye “2. Normandiya Çıkarması” desek, yanlış olmaz. Birincisi, 2. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirmişti. Bu ise Trans-Atlantik ittifakı’nınkini.
Transatlantik operasyonu
Trump önce Londra’da Kraliçe 2. Elizabeth ve Başbakan May’le yaptığı görüşmelerde verdiği mesajlarla... Sonra da Fransa’da Cumhurbaşkanı Macron’la çizdiği dostane profille... “ABD-Avrupa ilişkisi bitti bitiyor” tezinin gerçekleşmesinin zaman alacağını ortaya koydu.
Malum, Trump ne zamandır Fransa ve Almanya ile didişiyordu. Hatta “stratejik ilişki” kavramının vücut bulmuş hali olan ABD-İngiltere ilişkisini bile irdeliyordu. İşi, ülkesini NATO’dan çıkaracağını söylemeye kadar götürdü. İran nükleer anlaşması, Rusya ile ilişkiler ve NATO’ya ayırdıkları bütçe konularında yaşanan anlaşmazlıklar buna asıl sebep. Ne var ki Normandiya yıl dönümü adeta imdada yetişti. Trump’ın “Bu, tarihin gelmiş geçmiş en büyük ittifakıdır. Asla yok edilemez!” sözleri ziyarete damgasını vurdu.
Dolayısıyla, Kraliçe ile mesaisinden bu “kuzu postuna bürünmüş kurt” pozu, Macron’la görüşmesinden de bu kare öne çıktı. Fransa lideri Trump’ın elini öyle bir sıkmış ki baş parmağının izi kalmış. Peki, neden bu canhıraş kucaklaşma?
Muhtaciyet
Her şeyden önce, dünya çok hızlı bir değişimden geçiyor. Güç dengeleri yeniden oluşuyor. Çin ve Rusya birbirlerine kenetlenerek yükselirken ve güç merkezi Batı’dan Doğu’ya kayarken... Avrupa kendi içinde bölünüyor. ABD içine kapanıyor. İkisi arasındaki uçurum da açılıyor. Bu da Batı’nın zaten kaybetmekte olduğu gücün daha hızlı kayıp gitmesine sebep oluyor. Trump’ın bu gezisi esnasında Çin Devlet Başkanı Cinping’in Moskova’ya gidip Putin’e “En iyi dostum” demesi, ABD Başkanı için alarm zillerini daha da sesli çaldırmıştır mutlaka.
Bir de bunlara May’in ve Macron’un içeride verdikleri savaşları ekleyin. May Brexit krizi dolayısıyla daha 1 hafta önce istifa etti. Şimdi ülke büyük bir belirsizlik içinde. Macron deseniz, Sarı Yelekliler ile başı fena dertte. Ayrıca evvelki hafta yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde ülkenin en büyük kazananı olarak çıkan aşırı sağ tarafından bugünlerde istifaya çağrılıyor.
İşte böyle bir ambiyansta haliyle Transatlantik kalesinin direkleri birbirine kenetleniyor.
İngiltere mesaisi
Spot ışıkları altında asıl olan ise tabii ki Trump’ın 3 günlük İngiltere ziyaretiydi. Geçen seneki Londra ziyaretine, Kraliçe’ye karşı imza attığı gaflar ve kırdığı protokol kuralları damgasını vurmuştu. Şimdi ise dediğim gibi, bir kuzu kadar usluydu. May ile ortak basın toplantısında da Başbakan’ı “Benden bile daha iyi bir müzakereci” diye yere göğe sığdıramadı. Hedef tahtasına konmak ise muhalefet partisi lideri Corbyn ve Londra Belediye Başkanı Khan’a kaldı.
İki ülke arasında en çok gün yüzüne çıkan anlaşmazlıklarda da “uzlaşmamakta uzlaştılar”. Trump, İngiltere’nin Çinli Huawei şirketinin 5G altyapısını kullanmasına başından beri karşı. Ama basın toplantısında “Bu gerçekleşse de, ABD-İngiltere arasındaki istihbarat paylaşımı zarar görmez” dedi. İran ve iklim değişikliği konularında da iki lider “Farklı düşünüyoruz” diyerek işi tatlıya bağladılar. Trump başından beri desteklediği Brexit konusunda da selefi Obama’nın aksine, “Brexit sonrası yapacağımız özel anlaşmayla, ikili ticaretimiz yara almayacak” dedi.
***
Yaşanmakta olan elbette bir Bush-Blair ya da Reagan-Thatcher aşkı değil. Ama birbirine göbekten bağlı olan ABD ile İngiltere an itibarıyla yeniden “seviyeli bir ilişki” içinde.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
28.11.2019
22.10.2019
20.06.2019
8.06.2019
5.06.2019
1.06.2019
29.05.2019
26.05.2019