Yalçın AKDOĞAN
Girdiği her halkoylamasını, genel ve yerel seçimi kazanan; darbe kalkışması dâhil maruz kaldığı her saldırıyı atlatan bir liderden bahsediyoruz.
Avrupa’da 2002’de iktidarda olup da bugün siyaset sahnesinde varlığını devam ettirebilen başka bir siyasetçi yoktur sanırım.
Siyasette uzun soluklu olmak kolay bir iş değil…
Ülke yönetimine etki eden aktörlerin ‘devlet tecrübesi’ne sahip olması önemlidir. Hem devlet yönetimini becerebilmek, hem büyük kitleleri harekete geçirebilecek bir çekim gücüne sahip olabilmek ise daha zordur. Bunun için ‘siyasi tecrübe’ gerekir.
Erdoğan, Türk siyasetinin usta şahsiyetlerinden biri olarak siyasette ve ülke yönetiminde ‘belirleyici’ olmaya devam ediyor. Attığı adımlar, belirlediği stratejiler, uyguladığı taktikler açık bir siyasi tecrübeyi yansıtıyor.
En son seçimleri ele alalım…
Daha seçim gecesi, seçimi tanımlayan, kodlayan, çerçeveleyen, nasıl algılanması gerektiğini ortaya koyan açıklamayı yapan Erdoğan oldu. Tabiri caizse daha diğer liderler haberi yazmaya çalışırken o manşeti attı.
Hem kendi kitlesinin, hem de diğer toplum kesimlerinin seçim sonuçlarını nasıl okuması gerektiğine dair kendi siyasi çerçevesini ortaya koydu. Böyle olunca diğer siyasetçiler bu okuma üzerinden sonuçlar üzerine yorum yapmaya başladılar.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın diğer bir ustalığı seçim sonuçları üzerinden fırtına koparmak isteyen dâhili ve harici kesimlere fırsat vermemesidir.
Kabine revizyonu isteyenler, genel merkezde, teşkilatlarda, Meclis grubunda değişiklik arzulayanlar vs… Erdoğan hiçbir zaman medyanın oluşturduğu gündemin peşine takılarak bu tür değişikliklere gitmedi. Çünkü hariçten her türlü yönlendirme dâhili bir operasyon, siyasi bir ameliyat anlamı taşıyor.
Erdoğan kadar sandıktan çıkan sonucu, milletin verdiği mesajı doğru algılayabilecek siyasetçi azdır. Erdoğan muhasebeyi, öz eleştiriyi, derinlikli analizi, empati ve sorgulamayı yapabildiği için her seçimden zaferle çıkıyor. Ama bu süreci doğru işletmek, başkasının manipülasyonlarına kapılmamak, iç bünyeyi kırıp dökmeden, motivasyonu bozmadan doğru adımları atmak önemli.
Seçimin kaybedildiği şehirlerde ‘seçimi niçin kaybettik’ sorusundan önce, ‘seçimi kimin yüzünden kaybettik’ sorusu sorulmaya başlar. Kimisi hesap kesecek adam arar, kimisi siyaseten infaz edilecek birilerini…
Seçim kazanılan yerlerde bile bir kutlama havası eseceğine, ‘hesaplaşma’, ‘eksik/gedik arama’ çabası havayı karartır.
Bu yüzden iç bütünlüğü koruyarak, dâhili motivasyonu güçlü tutarak durum değerlendirmesi yapmak, kırıp dökmemek önemlidir.
Özellikle YSK’nın İstanbul seçimiyle ilgili nihai kararı vermediği, İstanbul üzerinden seçim atmosferinin bir süre daha devam edebileceği bir ortamda ‘kurbanlık siyasetçi’ arayışına girenlere geçit vermemek en doğru yoldur.
Muhalefetin ekmeğine yağ sürecek şekilde içeride rüzgâr estirmek, dışarıda fırtına varken pencereleri daha fazla açmak siyasi maslahata uygun düşmez.
AK Parti elbette her seçimi derinlikli şekilde analiz ederek seçmenin mesajını doğru anlamaya çalışmış ve buna göre kendisini gözden geçirmiş, yeniden yapılandırmış, gerekli değişiklikleri yapmaktan geri durmamıştır. Siyaseti kılcal damarlarına kadar okuyan bir lider olarak Erdoğan bu büyük yenilenme başarısının mimarıdır.
İhtiyaç duyulan yenilenmeyi zamanlıca yapmak bir siyasi güce tekabül eder. Dayatılan değişime mecbur kalmak ise bir siyasi acziyete karşılık gelir.
Erdoğan’ın seçim sonrası ve Kızılcahamam kampında verdiği mesajlar çok ustaca bu süreci yönettiğini gösteriyor.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019