Yalçın ERGÜNDOĞAN
Demek ki, Başbakan Binali Yıldırım bile anlam kaydırmasının, gerçeğe aykırılığın, dünya kamuoyuna yutturmaya kalkışmanın manasızlığının farkında. Evet, farkında olmalı ki, Pazar günü İstanbul’da gerçekleştirilen medya patronlarını, yöneticilerini “bilgilendirme” toplantısında, kendisine Suriye topraklarında Afrin’e yönelik saldırıya, Türk Silahlı Kuvvetleri’nce 'Zeytin Dalı Harekâtı' isimlendirmesinin verilme maksadı ve manasını soranlara; “zeytini halka, dalı teröristlere” cevabını vermiş.
Bu arada, devletin “medya bilgilendirme” toplantısı demişken; Freedom House’un raporunu da hatırlamadan geçmemek gerekir. Dünya genelinde tüm ülkelerde özgürlüklerin durumunu takip eden düşünce kuruluşu Freedom House yeni raporunu geçen hafta yayınladı. Freedom House bu son raporunda daha önce ‘kısmen özgür’ ülkeler kategorisine aldığı Türkiye'yi bu kez ‘özgür olmayan’ ülkeler kategorisine aldı. Hal böyle olduğuna göre, başbakanın bu toplantısının medya yöneticilerini bilgilendirmeden çok; onlara “talimat verme” işlevi gördüğünün altını çizmeden de geçmeyeyim.
* * *
“Özgür olmayan” kategorisinde bir ülkede yaşadığımızı ve “milliyetçiliğin” dozunun her eleştiriye “vatan haini”damgası vuran bir noktaya tavan yaptırıldığı bir ortamda olduğumuzu akılda tutarak, biz şu Zeytin Dalımeselesine dönelim yeniden. Zeytin de, zeytin dalına verilen anlam da çook eskilere dayanıyor.
Mesela, Mısır’da Güneş Tanrısı Râ'ya, aydınlanmanın simgesizeytin dallarını sunan III. Ramses’in (M.Ö.1198-1166), bundan duyduğu övüncü şu sözlerle dile getirdiğini hatırlayalım:
"Senin şehrin Heliopolis'i zeytin ağaçlarıyla süsledim. O zeytin ağaçları ki, meyvelerinden halis zeytinyağı elde edilir. Bu zeytinyağı, senin tapınağını aydınlatan kandilleri besleyen yağdır..."
AĞZINDA ZEYTİN DALI TAŞIYAN GÜVERCİN
Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen (İncil’e dahil edilen) Eski Ahit'te yer alan efsanelerden birinde, Hazret-i Nuhve tufandan bahsedilir. Efsaneye göre; yarattığı insan türünün yeryüzüne kötülük tohumları saçtığını gören Tanrı, onu bir tufanla cezalandırmaya karar vermiştir. Bu arada da, Hazret-i Nuh'a bir gemi yapmasını, bu gemiye her temiz hayvandan erkek ve dişi yedişer, her temiz olmayan hayvandan erkek ve dişi ikişer ve kuşlardan da erkek ve dişi yedişer tane almasını emretmiştir.
Bu hazırlığın ardından büyük tufan da başlamıştır. Hazret-i Nuh ve gemisindeki canlılar hariç, yeryüzünde yaşayan her şey silinmiş, yok olmuştur.
Tufanın ardından yaşanan dinginlik ortamında Nuh, suların çekilip çekilmediğini anlamak için geminin penceresinden bir güvercini güneşin battığı yere doğru uçurur. Sular çekilmediği için güvercin hızla gemiye döner.
Hz. Nuh, yedi gün sonra güvercini tekrar uçurur. Güvercin bu sefer, ağzında yeni koparılmış zeytin yaprağıyla, dalıyla gemiye döner. O zaman Nuh, suların yeryüzünden çekildiğini anlar. Ağzında zeytin dalı tutan güvercin, o gün bu gündür, ümidin, bolluğun, esenliğin ve de barışın simgesi olur.
Tufanın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün simgesi olmuştur artık…
TBMM’de 2007’de kurulan Zeytin ve Zeytinyağı Sorunlarını Araştırma Komisyonu bile yayınladığı raporunda bu efsaneye yer vermiş. “Nuh’un Gemisi nerede” sorusuna bile yanıt aramış, TBMM komisyonu gemi konusunda şu kanaate varmış:
"Beyaz bir güvercinin Nuh’un gemisine tufan sonrası canlılık belirtisi olarak, ağzında zeytin dalı ile dönmesi nedeniyle, zeytin yüzyıllardır barışın simgesi kabul edilir. Deniz seviyesinden bin metre yükseklikte zeytin ağacı bulunması, Cudi ve Gabar dağlarında bol miktarda yabani zeytin ağaçlarının olması, Nuh’un gemisinin Ağrı Dağı’na değil, Cudi Dağı’na konduğu rivayetini oldukça güçlendirmektedir..."
AFRİN’E HAVADAN, KARADAN SALDIRI…
Afrin bir askeri karargâh mı? Değil. Düpedüz bölge halklarının bir arada yaşadığı bir ortak yaşam alanı.Öyleyse, bir barış çubuğu uzatıyormuş gibi, “zeytin dalı” adı altında bombalarla saldırmak neyin nesi? Türk uçakları belirlenen noktaları vurdu. Demek Ruslar hava sahasını açmışlar.
Ne tesadüf; Rus Gazprom Başkanı Aleksey Miller tam da bu aralar bir açıklama yapıyor. Açıklamasında, “Türk Akımı projesinin deniz kısmının inşaatı için Türkiye Cumhuriyeti’nden gerekli tüm izinlerin alındığını ve iki boru hattının da 2019 yılı sonuna kadar inşa edileceği” müjdesini veriyor…
* * *
İşin bir diğer ilginç yanı da (aslında hiç sürpriz değil) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklama: “Bizim için önemli olan sınırlarımızın güvenliği. Hiçbir ülke kendi sınırlarında terör örgütünün yuvalanmasını istemez. Türkiye'nin sınırlarında terör örgütünün konuşlanması hepimizin tepki göstereceği bir olaydır. Türkiye'nin temaslar neticesinde hava sahasını kullanabilmesi çok önemlidir..."
Kılıçdaroğlu önceki gün Almanya’nın Wuppertal kentinde katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmasında “Kahraman askerlerimiz şu anda Afrin’de çarpışıyor” diyerek operasyona destek verdiğini ilan etmişti zaten. Tabii, toplantıda protestoyu da yemişti izleyicilerden.
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan da milliyetçi dalganın rüzgârına kendisini gönüllü kaptırmış Kılıçdaroğlu’nun ardından gecikmedi ve bir açıklama da o yaptı. Tezcan, “CHP’nin hükümete desteklerinin tam” olduğunu belirtti ve şunları söylemekten de geri durmadı:
”Zeytin Dalı Harekâtı atılması gereken bir adımdı. Doğru bir harekâttır. Ama diplomasiyi masadan kaldırmak demek siyasi çözümü unutmak ve yok etmek demektir. Bu uzun süreli bir çözümsüzlüğe teslim olmak demektir. Her ikisini birlikte yürütmemize hiçbir engel yoktur. Bu harekata desteğimiz tamdır. Allah milletimize, askerimize yardımcı olsun. Bahçeli konuyu iç siyaset malzemesi haline getirmesin…"
Gel gör ki, CHP’nin bu tam destek, tam teslim açıklamaları ne Sarayı ne de MHP’yi memnun etmeye yetmedi. Devlet Bahçeli, “Milliyetçi hareket gerek görülürse binlerce gönüllüsüyle Afrin'in boğazına çökecektir. Yetmedi Münbiç'e sel gibi akacaktır" şeklinde konuşurken; Kılıçdaroğlu ve CHP’yi eleştirmekten de kendini alamadı: “Kılıçdaroğlu da CHP de operasyonu sulandırıyor…”
“GENERALİM TANKINIZ NE GÜÇLÜ!”
Ben burada sözü, en güzel ve etkili savaş karşıtı şiirleri yazmış, 20. yüzyılın en etkili Alman şairi ve oyun yazarı Bertolt Brecht‘e (10 Şubat 1898 Augsburg / 14 Ağustos 1956 Berlin) bırakmak istiyorum.
Generalim Tankınız Ne Güçlü
Tankınız ne güçlü generalim,
Siler süpürür bir ormanı,
Yüz insanı ezer geçer.
Ama bir kusurcuğu var;
İster bir sürücü.
Bombardıman uçağınız ne güçlü generalim,
Fırtınadan tez gider, filden zorlu.
Ama bir kusurcuğu var;
Usta ister yapacak.
İnsan dediğin nice işler görür, generalim,
Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin.
Ama bir kusurcuğu var;
Bilir düşünmesini de…
**
Bir Alman anasının Ağıtı
Bu çizmeleri bendim sana giy diyen, oğlum,
bu haki gömleği bendim sana giy diyen.
Nerden bilecektim bu kara günleri göreceğimi,
bilseydim, giydirmem, derdim, giydirmem,
asın beni, derdim, daha iyi.
Elini görürdüm hani ben senin, oğlum,
'Hayl Hitler!' diyerek kaldırdığın elini,
Hitler'i selamladın diye, nerden bilecektim,
kuruyacağını bir gün elinin.
Duyardım, oğlum, söz ettiğini senin
üstün bir ırktan.
Nasıl varacaktım farkına, nerden bilecektim, nerden
celladıymışsın meğer sen kendinin.
Gittiğini görürdüm senin, oğlum,
uygun adımla Hitler' in ardından.
Nerden bilecektim, onu izleyenin
artık bir daha geri dönmeyeceğini.
Bana derdin ki, oğlum, derdin ki: Almanya
gelecek bir gün tanınmaz hale.
Nerden bilecektim, oğlum, bu yerin nerden bilecektim,
küller ve kanlı taşlar arasında kalacağını böyle.
Haki gömlek vardı her zaman sırtında senin.
Giyme şu gömleği demedim sana, demedim, oğlum.
Bu günleri göreceğimi bilmiyordum, ne yapayım,
sana o gömleğin kefen olacağını bilmiyordum.
* *
Çağcıl Söylem
Akşam savaş alanına çöktüğünde
Düşmanlar yenilmişti
Telgraf tellerinin tınıları
Haberi uzaklara taşıdı
Dünyanın bir ucunda için için yandı
Bir haykırış, gök kubbede parçalanarak
Bir çığlık, çılgın ağızlardan taşan
Ve esrik, göğü aşan.
Bin dudak ilençle soldu
Bin yumruk, vahşi bir öfkeyle sıkıldı.
Dünyanın bir başka ucunda
Bir sevinç, gök kubbede parçalanarak
Büyük bir sevinç, bir eğlence, bir çılgınlık
Rahat bir soluklanma, gerinme
Bin dudak eski bir duayı söyledi
Bin el inançla birleşti.
Gecenin geç saatlerinde
Sayıyordu telgraf telleri
Savaş alanında kalan ölüleri
O zaman dost ve düşman sessizleşti.
Yalnız analar ağladı
Her iki yanda…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2019
3.02.2019
26.11.2019
4.01.2019
29.10.2019
8.07.2019
8.07.2019
3.06.2019
4.02.2019
28.01.2019