Yalçın ERGÜNDOĞAN
Türkiye iyiden iyiye seçim atmosferine girdi. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili genel seçimleri için geri sayım sürüyor. 24 Haziran’a şunun şurasında kaç gün kaldı… Son derece eşitsiz, adaletsiz, müdahaleli, anti-demokratik seçim ortamına rağmen muhalefet partileri tüm güçleriyle “Saray rejimi”ne karşı mücadelelerini sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı adaylarından Selahattin Demirtaş; zindandan sesini yükseltiyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin barajı aşamaması halinde, matematiksel hesaplara göre kazandığı vekiller doğrudan AKP’nin hanesine yazılacağından seçimin kilit partisi HDP oluyor.
Son günlerin en çok konuşulan konusunu ise, 2'nci Ordu Komutanı Org. İsmail Metin Temel’in, Malatya'da katıldığı bir iftar yemeğinde, R. T. Erdoğan'ı konuşmasının Muharrem İnce'yi eleştirdiği bölümünde alkışlarken görüntülenmesi oluşturuyor.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce bu tablo karşısında sessiz kalamıyor ve seçildiğinde; Ağustos’ta “bu generalin apoletlerini sökeceğini”, “emekli edeceğini” meydanlardan haykırıyor…
* * *
Benimse bu günlerde elim nedense; ne seçimler üzerine, ne siyaseti yönlendiren açık/gizli güç odakları ya da siyasal dizilimler, mevzilenmeler üzerine bir şeyler yazmaya, analiz yapmaya gitmiyor.
Yazılanlar da bana çok tekrar gibi geliyor… (SIRADAN FAŞİZM FİLMİNİN ARTI TV'DE GÖSTERİMİNİN HATIRLATTIKLARI)
Peki ne yapıyorum?
Girişte sözünü ettiğim memleket halleri yaşanırken; ben kendimi gösterime girmesini heyecan ve merakla beklediğim Nuri Bilge Ceylan’ın “Ahlat Ağacı” filmini izlerken buluyorum.
Yani, siyasetin boğuculuğuna bir Ahlat Ağacı molası…
Sıkıcı, tek düze, iç karartıcı ortamdan bir an için sıyrılıp kendimi bu usta “hikaye anlatıcısı”nın -3 saati aşkın- insanı düşünmeye kışkırtan filmini izler buluyorum…
Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı, senaryosunu Ebru Ceylan ve Akın Aksu ile birlikte yazdığı AHLAT AĞACI (The Wild Pear Tree) filmini gösterime girdiği ilk gün ( 1 Haziran) İzmir Karaca Sineması'nın ilk seansında izledim.
“Ahlat Ağacı”nı Nuri Bilge Ceylan’ın en diyaloglu filmi olarak tanımlayabilirim. Her biri üzerinde uzun uzun düşünmeyi, tartışmayı gerektirecek nitelikte felsefi diyaloglarla bezeli, edebi tınılı bir film çıkartmış ortaya Ceylan.
Üstelik, filmlerindeki diyaloglara Dostoyevski, Çehov gibi sıkça başvurduğu yazarların yanı sıra, bu kez Yunus Emre, Peyami Safa, İbn-i Arabi, Hz. Muhammed, Şems Tebrizi, Kuran-ı Kerim gibi kaynaklar da eklenmiş…
71. Cannes Film Festivali’nden bu kez eli boş dönse de, N. B. Ceylan’ın bu filmi de gerek sinematografik estetiği ile gerekse de insanı anlayıp, çözmeye çalışmasıyla, ruh hallerini, dinginliğe erişmede yüzleşmeye olan ihtiyacını ve bunu arayışını sergilemesiyle yine evrensel dili yakalamayı başarıyor.
Filme gitmeden önce Metis Yayınları’nca geçtiğimiz günlerde yayınlanan Bülent Diken, Graeme Gilloch ve Craig Hammond’un “Nuri Bilge Ceylan Sineması, Türkiyeli Bir Sinemacının Küresel Hayal Gücü” başlıklı kitabını da okuma fırsatım oldu. Yazarlar kitapta, N. B. Ceylan sinemasında süreklilik gösteren 5 temel temanın izini takip ediyor. “Yersiz yurtsuzluk, nostalji, göç ve yer değiştirme gibi tikel zaman ve mekân biçimlenimleri; süregiden bir hiçlik ve yokluk duygusu, yas, melankoli ve can sıkıntısı; metropoliten modernlik; ulus ötesilik…”
“Ahlat Ağacı” filminde de bu temaların, sistematik izine rastlamak mümkün…
Bu filminde de yine nefis doğa görüntülerini izleyicilerinden esirgememiş Ceylan. Cumhuriyet gazetesinden Emrah Kolukısa'nın sorularını yanıtladığı röportajında; filmlerinde “mevsim seçme” hassasiyeti konusunda Ahlat Ağacı'ndaki tercihi ile ilgili şunları söylüyor:
"Valla bu filmde o kadar başka zorluklar vardı ki bir de mevsim seçme konusunda diretecek lüksüm ve mecalim hiçbir zaman olmadı aslında. Artık karşıma ne çıkarsa o mevsimde çekmek durumuna mahkûm kaldım bir yerde. Aslında havalar kapalı olsun istediğim için ekim ayında başladım çekimlere… Ama şansımıza hava hep güneşli gitti. Son sahneye geldiğimde baba oğul konuşma sahnesinin yarısında güneş birden dönmemecesine gitti. Tek derdim sahneyi aynı hava durumunda devamlılığı bozmayacak şekilde tamamlamak olduğu için kapalı havada bir kez daha baştan başladım çekmeye.
Yine yarısına geldiğimde bu kez yağmur başladı. Hadi yeniden baştan başladık çekmeye çamur içinde. Yine tamamlayamadan bu kez kar başladı. Hadi yine sil baştan. Final sahnesinin birbirinden farklı zaten en az üç versiyonu olduğu için aynı hava koşulunda tüm versiyonları tamamlamak epey uzun sürüyordu. Neyse sonuçta kurguda baktım, ancak karlı versiyon en eksiksiz ve doğru oynanmış şekilde tamamlanabilmişti. Aslında filmin sonunda zamanın ve iklimin değişerek, değişen ruh hallerine eşlik etmesi hoşuma gitmedi diyemem ama kar yağmakta biraz daha gecikip karsız halin çekimlerini tamamlamam mümkün olabilseydi, kar mar bekleyecek durumda da değildim doğrusu, onu da söyleyeyim…”
* * *
Sık sık metaforlara başvurmayı da seviyor Ceylan. Bu filminde de canlandırılan karakterlerin ruh dünyalarına, bilinçaltlarına daha derinden nüfuz edebilmemiz için çeşitli metaforlar kullanmayı ihmal etmiyor.
Beni en çok etkileyense, filmde yer alan “kuyu” metaforu oluyor.
Henüz izlememiş olanları düşünüp, filmin büyüsünü bozmamak için konusunu anlatmayacağım. Ama ”kuyu”metaforunu de söylemeden geçmek istemiyorum.
Baba, oğul ve büyük baba, “kuyu metaforu” ile adeta 3 kuşağın yaşam serüvenini özetliyor gibi. Büyük baba,ısrarla kuyu kazarak su çıkartmaya çalışan oğluna; “çorak toprakta kuyu kazarak su aramanın beyhudeliğine”vurgu yaparken, ilerleyen zamanda, bu kez üçüncü kuşağı oluşturan filmin kahramanı (torun) Sinan (Doğu Demirkol) babasıyla (Murat Cemcir) arasındaki buzları eritiyor. Ve… Bir türlü suya erişemeyen babasının bıraktığı yerden, “suyu aramaya”, kuyuyu kazmaya devam ediyor…
* * *
Bu arada Türkiye'de ve Nuri Bilge Ceylan'ın kariyerinde bir ilk yaşandığını da belirtmeliyim. Esasında sevindirici bir gelişme bu. İlk kez nitelikli bir felsefi, sanat filmi 196 sinemada birden gösterime girdi... Filme erişim de kolaylaştı.
Ama yine de siz, AVM’lerdeki sinemalar yerine; ticari dağıtım tekeli dışındaki filmleri türlü zorluklara katlanarak bizlere ulaştıran sinemalarda bu filmi izlemeyi tercih edin derim… (İstanbul’da Beyoğlu, İzmir’de KaracaSineması ve benzerleri gibi…)
Ahlat Ağacı’nın başrollerini Doğu Demirkol ve Murat Cemcir paylaşıyor. Filmde; Bennu Yıldırımlar, Hazar Ergüçlü, Serkan Keskin, Tamer Levent, Akın Aksu, Ahmet Rıfat Şungar, Kubilay Tuncer, Öner Erkan, Kadir Çermik, Ercüment Balakoğlu, Özay Fecht, Sencar Sağdıç ve Asena Keskinci gibi oyuncular da başarıyla rol alıyorlar…
Filmi kaçırmayın derim!..
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2019
3.02.2019
26.11.2019
4.01.2019
29.10.2019
8.07.2019
8.07.2019
3.06.2019
4.02.2019
28.01.2019