Yaşar YAKIŞ
Türkiye’nin iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK), 31 Mart’taki Türkiye’nin son seçimlerinde usulsüzlükler yapıldığını iddia ederek, seçimin sadece bir bölümünün iptalini isteyen bir başvuru yaptı.
Bu seçimlerde seçmenlerin dört farklı aday kategorisi seçmeleri bekleniyordu: mahalle ya da köy muhtarları, ilçe belediye başkanları, belediye ve il meclisleri üyeleri ve büyükşehir belediye başkanları. Buna göre, seçtikleri siyasi parti için oy pusulasının ilgili yerini damgalayıp sandık kutusuna atmaları bekleniyordu.
AKP, 3 bin 500 seçim komitesi üyesi ile 225 seçim komite başkanının devlet memuru olmadığı iddiasıyla, yalnızca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptalini istedi. Başka bir deyişle, aynı komitelerin görev yaptığı diğer seçimlerin iptal edilmesini talep etmekten imtina etti.
YSK, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptalini, aralarında YSK Başkanı Sadi Güven’in de olduğu dört aleyhte oya karşı yedi lehte oy ile onayladı.
YSK’nin kararı, iktidar partisi tarafından rahatlama, ana muhalefet partisi tarafından protesto ve pek çok diğer unsur tarafından şüphe ile karşılandı.
Geçmişteki uygulamalardan sapması nedeniyle bu karara pek çok itiraz var.
Bunlardan birincisi, bir siyasi partinin usulsüzlük konusunda itirazı olması durumunda, YSK tarafından belirlenen son teslim tarihinden önce şikâyetini yapması gerektiği idi. 31 Mart seçimleri için bu son tarih 2 Mart idi. Buna benzer pek çok talep, 2 Mart'tan önce sunulmadığı gerekçesiyle reddedildi. Bu uygulamaya rağmen, AKP'nin talebi işleme alındı ve sonrasında da talep kabul edildi.
Beş yıl önce, YSK Başkanı Sadi Güven düzenlediği basın toplantısında, “YSK tarafından belirlenen son tarihten sonra seçmen listesini yeniden incelemek mümkün değildir. Seçilen belediye başkanına verilen belgenin kendisine seçildiğini bildirmek için geri çekilmesi mümkün değildir. Usule ilişkin usulsüzlük varsa, seçimler bu nedenle iptal edilemez. Bunun yerine, usulsüzlüğü yapanlar ceza mahkemesinde yargılanırlar” demişti.
YSK Başkanı, 2014 yılındaki pozisyonunu korudu ve son İstanbul seçimlerinin Belediye Başkanlığı bölümünün iptaline karşı oy kullandı.
İkinci itiraz konusu, usul tutarsızlıklarının seçmenlerin tercihlerinin üzerinde değerlendirilmemesi gerektiğidir. Geçmiş uygulamalar da bu kuralı onaylar şekildedir. Aslında, 2017 yılında yapılan bir başka seçimde, pek çok seçim bölgesinde birçok damgasız zarfın varlığı tespit edilmişti.
Ana muhalefet partisi Halk Cumhuriyetçi Partisi (CHP), o zamanlar damgalanmamış zarflardaki oyların geçersiz sayılması yönündeki talebini YSK’ye bildirmişti.
YSK, seçmen seçiminin böyle bir usulsüzlüğün üstünde olduğu gerekçesiyle talebi reddetti. Şimdi ise, YSK bu uygulamadan önemli ölçüde bir sapma göstererek, seçim komitesinin oluşumu gibi usule ilişkin bir tutarsızlığı seçmen seçiminin önüne koyarak, 31 Mart seçimini iptal etti.
Üçüncü itirazın konusu, YSK'nin yalnızca Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimin iptal etmesidir. Diğer seçimleri iptal etmedi. Başka bir deyişle, seçmen dört oyu bir zarfa koyarsa, seçmen seçiminin ayrılmaz bir parçasını oluşturur. YSK, yalnızca Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle ilgili bölümü iptal etmeye karar vererek, seçmenin seçimini dörde ayırıyor; geri kalan üçünü geçerli sayarken, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini geçersiz sayıyor.
Bu, AKP'nin, sandalyelerin çoğunluğunu kazandığı il ve belediye meclislerindeki bu çoğunluğu kaybetme riskini almak istemediği için, seçimin diğer bölümlerinin iptal edilmesini istemekten kaçınıp kaçmadığı sorusunu gündeme getirmektedir.
Türkiye’nin eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir muhabirle konuşurken anlamlı bir yorum yaptı. Dedi ki: “Bir güç pozisyonuna geldiğimizde, geçmişte bize yapılan haksızlığı başkalarına yapmamalıyız.”
YSK'nin gerekçeli kararını on beş gün içinde açıklaması bekleniyor. O zaman, yedi YSK üyesini İstanbul seçimlerinin sadece bir parçasını iptal etmeye nasıl karar verdikleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olacağız.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları







































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020