Yasemin ÇONGAR
Gecikmiş bir yazı bu. Taraf’ın “WikiLeaks Türkiye Belgeleri” dosyasının sıkı takipçilerinden gelen “Ne oldu, seçim döneminde ara vermiştiniz onu anladık ama yayını şimdi niye kestiniz?” ya da “Diğer gazetelerde çıkan WikiLeaks haberleri de nedir, anlaşmanız mı bozuldu?” gibi sorulara daha hızlı bir cevap vermek gerekiyordu belki.
Ama uluslararası gelişmeleri yakından takip edenlerin iyi bildiği üzere, dünyada şu anda büyük bir WikiLeaks kavgası var ve son üç haftadır Batı medyasının kalbi “Assange… Assange” diye atıyor. Tabii, aşkla değil, öfkeyle! Gerek WikiLeaks’in kamuoyuna yaptığı açıklamalar gerekse bizim Julian Assange ve çevresinden bizzat işittiklerimiz de, bu öfkenin “karşılıklı” olduğunu ortaya koyuyor. Bu öfke sebepsiz değil ama her ne kadar tarafların – özel olarak da Guardian gazetesi ile WikiLeaks’in – arasında süren ideolojik hesaplaşma “ilginç” yönler taşısa da, ortada çok daha elzem bir mesele var. Filler tepişirken, bu tepişmenin tozu dumanı altında kalıp, dünyanın muhtelif yerlerindeki masum hayatların şu anda, bu tepişmenin de bir sonucu olarak, tehdit altında olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak gerekiyor.
Gelin şimdi, halen Assange’ın en yakın adamlarından olan Swazilandlı bir WikiLeaks gönüllüsünün deyişiyle “efsanemizin son perdesi”ni aralayalım ve ağustos sonundan itibaren WikiLeaks cephesinde yaşanan gelişmelere, bu gelişmelerin medyayı ve devletleri tabi tuttuğu şeffaflık sınavına bir bakalım.
Aslında her şey, Guardian kadrosundan iki gazeteci David Leigh ve Luke Harding’in geçen şubatta yayımladıkları WikiLeaks: Inside Julian Assange’s War on Secrecy (WikiLeaks: Julian Assange’ın Gizliliğe Karşı Savaşının Perde Arkası) adlı kitapla başladı. İlgili herkes, bu kitabın WikiLeaks ile Guardian arasındaki işbirliğinin bozulmasından sonra yazıldığını ve Assange’ı sert bir üslupla eleştirdiğini biliyordu ama kitaptaki çok özel bir bilginin, WikiLeaks’e ve potansiyel olarak da dünyadaki binlerce kişiye ciddi bir darbe indirebileceğini henüz kimse fark etmemişti.
Bu özel bilginin yol açtığı riskleri ve WikiLeaks’in bu riskler karşısındaki tavrını anlatmaya geçmeden, Assange’ın bugün Batı’daki bazı çevreler nezdinde nasıl “bir ideolojik nefret nesnesi” haline geldiğini ve söz konusu kitabın buna nasıl katkı yaptığını gösteren bir alıntı yapmak istiyorum. Şu satırlar, Britanyalı yazar Nick Cohen’in 18 eylül pazar günü Observer’da yayımlanan “Julian Assange’ın Hıyaneti” başlıklı makalesinin girişinden:
“Onun, kendisinin hiçbir zaman olamayacağı kadar iyi ve cesur olan insanlara ihanet etmek için sabırsızlandığını bilmeniz için, Julian Assange’ın Amerikan ‘askerî-sınaî kompleksi’ne yönelik yarı cahil ithamlarını çok uzun süre dinlemeniz gereksizdi. WikiLeaks, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın telgraflarını elde eder etmez, Assange diktatöryel rejimlerin ve hareketlerin muhaliflerinin meşru hedef olduğunu ilan etti. Mesela, Taliban’ın hedef yaptığı kişilerin her türlü iyi liberal değeri tehdit eden dinî-faşist bir güce karşı savaşıyor olmaları onu ilgilendirmiyordu. Bu kişiler ABD’li diplomatlarla konuşmuşlardı. Şeytan’la işbirliği yapmışlardı. Onların güvenliği Assange’ın meselesi değildi.”
“Psikopatlara ölüm listesi veren adam”
Cohen böyle yazıyor ve daha sonra WikiLeaks’in ilk büyük çıkışını yaptığı Afganistan telgraflarının yayımlanmasıyla ilgili bir tartışmayı, Leigh ve Harding’in yukarıda adı geçen kitabından aktarıyor:
“Gazeteciler Assange’ı, Londra’nın üst sınıf İspanyol lokantası Moros’a götürmüşlerdi. Bir muhabir, Assange’ın ABD’nin sırlarını internette belli şahısların isimlerini silmeden yayınlaması halinde, Amerikan güçleriyle işbirliği yapan Afganların öldürülmesi riskine yol açacağından kaygılıydı. Assange, ‘Eh, onlar muhbir’ cevabını verdi, ‘Eğer öldürülürlerse, bunun olacağı belliydi. Bunu hakettiler.’ Muhabirler, safdillerin yeni şeffaflık çağının öncüsü olarak selamladıkları adamın psikopatların eline bir ölüm listesi sunmaya niyetli olduğunu kavrayınca masaya sessizlik çöktü. Assange’ı Dışişleri Bakanlığı’nın Afganistan telgraflarını isimleri çıkararak yayınlaması için ikna ettiler. Ama Assange’ın hayalkırıklığına uğrattığı eski yardımcıları ‘muhbirleri’ ifşa edememiş olmanın, onun aklını kemirmeye devam ettiğini söylüyorlar.”
Burada bir soluk alalım. Zira Cohen’ın anlattığı bu korkunç sahneyi, daha önce Assange’ın WikiLeaks’teki yardımcılarıyla konuşmuştum. Cevapları kısaca, “Bunlar asla doğru değil. İsimleri yayımlamama kararını alan bizzat Assange’ın kendisi” olmuştu. Mart başında İngiltere’de Assange’la tanıştığımda ise, “Guardian bize kızdı, çünkü telgrafları rakiplerine de verdik ve sonuçta o gazeteden bazı kişiler hakkımda bir sürü yalan yazdı” demekle yetinmişti.
Taraf ’ın ve diğerlerinin uyduğu ilke
Bense, Leigh ve Harding’in aktardığı olaya da, Cohen’in bu olayı sivri dille sahiplenmesine de, WikiLeaks’çilerin bunu kesin ifadelerle yalanlamasına da mesafeli durmak, işin kendi bildiğim kısmına ilişkin şunu söylemek istiyorum. Guardian’dan El País’e, New York Times’dan Der Spiegel’e ve nihayet Taraf’a kadar bir dizi gazeteyle işbirliği yapan WikiLeaks’in, bu işbirliğini yaparkenki amacı, öncelikle bir “güvenlik önlemi” almaktı. Türkiye ile ilgili telgraflar bir Türk gazetesine ya da mesela Hindistan telgrafları bir Hint gazetesine veriliyordu ki, o ülkenin koşullarını, gündemini, telgraflarda adı geçen kişilerin konumlarını ve adlarının açıklanması durumunda doğacak riskleri hesaplayabilecek birileri, bunları öncelikle okusun, gerekirse bazı bilgileri gizlesin, bazı isimleri de yayımlamasın. Bizim bu gazetede okurlara ilk baştan duyurduğumuz üzere, WikiLeaks ile Taraf’ın işbirliğinin dayandığı sözleşmede de, “sansür değil koruma amaçlı” bir redaksiyon gereği özellikle vurgulanmıştı. Taraf, WikiLeaks Türkiye belgelerini elde etmesinden bu yana geçen altı ay zarfında gerek haberleştirdiği, gerekse haberleştirmeden internette yayınladığı telgraflarda, bu redaksiyonu gerçekleştirdi. Belgeleri mümkün olduğunca sansürsüz yayımladık, ancak herhangi bir şekilde güvenliği tehlikeye girebilecek şahısların ismini de kullanmadık. Bildiğimiz kadarıyla, WikiLeaks’in Avrupa, Amerika ve Asya’da anlaşma yaptığı diğer bütün gazeteler de temel bir redaksiyon ilkesini harfiyen uyguladılar. Bu ilkeyi, “Ülkenin rejimi, siyasi koşullar ve telgraftaki spesifik konunun özellikleri, adı geçen şahısların kendilerini yayın yoluyla, sözlü olarak ve gerekirse mahkeme önünde savunmalarına imkân vermiyor ya da bu imkânı kısıtlıyorsa, adları gizlenir” diye özetlemek mümkün.
Amerikan Büyükelçiliği’nin İran uyarısı
Gerek Türkiye’deki koşullar, gerekse ABD’nin Türkiye’deki diplomatlarının yazdığı telgrafların niteliği, bu tür bir “redaksiyon” ihtiyacını asgariye indirmişti. Ancak özel bir durumla da karşı karşıyaydık. Taraf’ın elinde birkaç yüz adet İran telgrafı vardı; yani ABD’nin Türkiye’de görev yapan, ancak İran’daki gelişmelerin takibinden de sorumlu olan diplomatlarının yazdığı kriptolar… Ve işte bu kriptoların taşıdığı risk konusunda ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Taraf’ı uyarma gereği duydu. Kısaca, bu uyarıyı anlatmamda belki yarar var.
WikiLeaks belgelerinin Türkiye’de Taraf tarafından yayımlanmaya başlaması ABD’li diplomatları memnun etmedi. Ancak Assange’ın ve WikiLeaks’teki diğer çalışanların bu konuda bizi hararetle uyarmış olmalarına karşın, biz ABD Büyükelçiliği’nden herhangi bir baskı girişimine maruz kalmadık. Bununla birlikte, telgrafların yayınına başladığımız günlerde, iki ayrı ABD’li diplomat, iki ayrı kanaldan Taraf’ı arayarak şu mesajı verdiler:
“Biz WikiLeaks’in bu belgeleri yayımlamasına karşıyız. Bunların doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda yorum yapmayız. Sizin yayınınıza müdahale etmemiz de söz konusu olamaz. Ama bir ricamız var. Elinizde İran konulu telgraflar bulunuyor ve İran’daki rejimin niteliği, Türkiye’dekinden farklı olarak, adı geçen bazı şahısların sırf ABD’li diplomatlarla konuştukları için ‘ajan’ diye nitelendirilip, adli bir yargı sürecine tabi tutulmadan cezalandırılmalarına yol açabilir. Eğer İran telgraflarını haberleştirmeyi düşünüyorsanız, belli adların gizlenmesinin adı geçenlerin şahsi güvenlikleri için gerekli olabileceğini lütfen aklınızda tutun.”
Bu mesaja biz Taraf olarak şu karşılığı verdik: “Türkiye’deki okurlar açısından Türkiye telgrafları çok daha fazla haber değeri taşıdığından, İran telgraflarını hemen ele almayacağız. Ancak er geç bu telgrafları haberleştirecek ya da haberleştirmesek bile internette yayına hazırlayacağız. O zaman da şahsî güvenlik riski konusunda titiz davranmamız zaten WikiLeaks ile anlaşmamızın bir gereği, bu titizliği tabii ki göstereceğiz.”
Guardian gizli şifreyi açık etti ve…
Böyle demiştik ama İran telgraflarını okuma, redakte etme ve yayınlama fırsatı bulamadık. Zira elimizdeki toplam 11 bin telgrafın, tümü Türkiye ile ilgili dört-beş bin kadarını gözden geçirip yayına hazırlamışken, WikiLeaks ile anlaşmamız çöktü. Daha doğrusu, WikiLeaks telgraflarının gizliliği ve WikiLeaks ile işbirliği yapan bütün dünya gazetelerinin “özel haber” ayrıcalığı çöktü. Esasen, bu yazının vesilesi olan kavganın ve gündemdeki tehlikenin kaynağı da bu çöküş. WikiLeaks’in elindeki bütün Amerikan belgeleri, yani 250 binden fazla “gizli” telgrafın tamamı, dolayısıyla da İran gibi, Çin gibi, Zimbabwe gibi muhtelif baskı rejimlerinde yaşayan çok sayıda kişinin adının geçtiği milyonlarca sayfa, şu anda internette açık bir şekilde duruyor. Dahası, WikiLeaks’in bütün ortaklarının, El País’in, Der Spiegel’in ya da Taraf’ın üzerinde çalışıp titizlikle redakte ettiği binlerce telgraf da artık redakte edilmemiş halleriyle meydanda. WikiLeaks’in şahıs güvenliğini gözeten sistemi – bu ister Assange’ın aklının ürünü, ister iddia edildiği üzere Assange’ın zorla kabul ettiği bir önlem olsun – fiilen iptal! Peki bu nasıl oldu?
Başa dönüyoruz. Assange’ı kitaplarında kıyasıya eleştiren Leigh ve Harding, bu eleştirilerle yetinmediler; bozulan WikiLeaks- Guardian işbirliğinin hikâyesini anlatırken, ABD’nin gizli telgraflarının bulunduğu veri bankasına girişi sağlayan şifreyi ve o şifrenin içine sonradan yerleştirilmesi gereken parolayı da kitaplarında aynen yazdılar. Bu önce fark edilmedi; sanırım hiçkimse iki gazetecinin böyle bir sırrı ele vererek, çok duyarlı oldukları “şahsî güvenlik” meselesinde devâsâ bir risk yaratabileceklerini düşünmedi; dahası, belki onlar da, şimdi iddia ettikleri üzere, bunu yaparken şifrenin çoktan değişmiş olacağını varsaydılar. Ama şifre değişmemişti. Ve sonunda, bu şifreyi kullananan birileri, kitabın yayımlanmasının üzerinden yedi ay geçmişken, WikiLeaks’in henüz redakte edilmemiş 251 bin telgrafı sakladığı “siber kasaya” girmeyi başardı.
İlkin ağustos ayının sonunda WikiLeaks’in rakibi olan Crytome.org adlı site bazı Amerikan telgraflarını alıp yayınlamaya başladı. Çok geçmeden, “sırlar” artık sadece WikiLeaks’in anlaştığı gazetelerin değil, bütün dünyanın, bütün devletlerin ve bütün istihbarat servislerinin elindeydi. WikiLeaks’çilerin bir karar vermeleri gerekiyordu. Verdiler de. “Zarar Minimizasyonu” diye adlandırdıkları bir ilke gereği, 251 bin telgrafın hepsini orijinal, yani “ham” haliyle sitelerinde yayınlamaya başladılar. Bu riskli karar, şimdi Guardian başta olmak üzere, saygın Batı gazetelerinin önemli bir bölümünde eleştiri konusu yapılıyor. Pazar günkü makalesinden uzun bir alıntıyla başladığım Nick Cohen ve onun ekolündeki gazeteciler, Assange’ı “Amerika ve İsrail’e karşı nefretle dolu bir adam” ve “sol çocukluk hastalığına tutulmuş dar görüşlü bir anti-emperyalist” diye nitelendiriyor ve WikiLeaks’in bu telgrafları topyekûn yayınlama kararını, “ABD’den intikam alma duygusu” ile açıklıyorlar. Assange ise, bu suçlamalara bir karşı atakla yanıt veriyor:
“Biz Guardian’a güvendik ve okuyup gazetecilik yapabilsinler diye 251 bin telgrafı onlara emanet ettik. Güvenlik anlaşmamız mükemmeldi, eğer parolayı dünyaya açıklamasalar, mükemmel kalacaktı.”
WikiLeaks kadrosunun çok genç ve son gelişmeler nedeniyle ziyadesiyle üzgün bir üyesi, “Bütün emeğimiz, özenimiz heba oldu. Herşey boşunaymış” diye açıklıyor ruh hallerini. “Peki niye bütün belgeleri bir anda yayınlama yoluna gittiniz, birtakım ‘siber’ önlemlerle belgeleri yeniden korumaya almak mümkün değil miydi” sorusuna ise Assange ve arkadaşları şu karşılığı veriyorlar:
“Şifrenin kırıldığı ve sitemize girildiği ağustos sonuna doğru anlaşıldı. Bunu anlar anlamaz, ABD Dışişleri Bakanlığı’nı, Uluslararası Af Örgütü’nü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nü aradık. Olan biteni anlattık, bu telgraflarda adı geçen şahıslar için koruma önlemi alabilmeleri için onları bilgilendirdik. Ama bir yandan da, bu belgelerde adı geçen şahısların bundan haberdar olma hakkı doğmuştu. Zira istihbarat servisleri belgelerden çoktan haberdarken, onların bunu bilmemesi yanlış olacaktı. Bilsinler ve gerekli önlemleri alsınlar istedik.”
Assange’ın, “Gerçekten herkes bu belgelere ulaşmış mıydı” sorusuna yanıtını da aktaralım: “Biz bu telgrafları yayına koyduğumuzda, belgeler Cryptome dahil düzinelerce siteye sızmıştı ve herkes tarafından dört bir yana tweetleniyordu.” Burada da durmuyor WikiLeaks’in patronu; Tacikistan ve Pakistan’da, kurmaca telgraflar üzerinden haberler yapıldığını hatırlatarak, “Biz gerçek belgeleri kendi sitemize koymasak, bazı örgütler ve devletler siyasi gündemlerine uygun sahte telgraflar ortaya atabilirlerdi” diyor. “Şifre kırıldı, mertlik bozuldu” diyor velhasıl.
Şimdi ne olacak? Nick Cohen “Bu şeffaflık hareketinin niyetlerini tümden sorgulamalıyız” diyerek, devlet sırlarının ifşaatına karşı, gazetecilerden ziyade bürokratlara yakın bir çizgide yorum yapabilirken, WikiLeaks’in son tahlilde sorumlu davrandığına ve devletleri şeffaflığa zorlama hareketinin sürmesi gerektiğine inananlar da var.
Kesin olan şu: Dünya şimdi bir şeffaflık sınavıyla karşı karşıya. Yine Cohen, “Assange ilk kellesini aldı” ifadesiyle, Etyopyalı gazeteci Argaw Ashine’in ABD’li diplomatlara Addis Ababa’daki rejim karşıtı görüşler aktardığı WikiLeaks belgelerinde ortaya çıkınca, ülkesini terk etmek zorunda kaldığını yazıyor o makalesinde. WikiLeaks- Guardian kavgasında, hatta gizlilik-şeffaflık çekişmesinde nerede durursak duralım, bu telgrafların sansürsüz yayınlanmasının, baskı rejimlerinin muhalifleri cezalandırmasına zemin hazırlamasına karşı çıkmamız gerektiği aşikâr.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012