Yasin AKTAY
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Haydar Ibadi tarafından kurulan hükümetten sonra Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret, hiç kuşkusuz sadece Türkiye ve Irak ilişkilerinin yeniden kaldığı yerden devamını sağlamayacak, aynı zamanda bölgede aktörlerin birbirine güvenini ve ilişkilerini yeniden tesis edecek yeni bir başlangıç. Başbakan Davutoğlu’nun bu ziyaretinin tarihsel bir önemi ve anlamı olduğu açık. Bu ziyaret ve bu ziyarette yapılan görüşmeler, sağlanan diyalog ortamı içinden geçmekte olduğumuz süreçte bir çok dengeyi etkileyecek bir ziyaret, bu da açık. Davutoğlu’nun Irak’taki bütün aktörlerle kolaylıkla kurabildiği kişisel diyalog, hemen hepsiyle çok önceden gelen şahsi dostlukları Türkiye için de, Irak için de büyük bir fırsat. Iraklı siyasetçilerin hepsi bunun farkında ve Davutoğlu’na herkes bu gözle ayrı bir saygıyla yaklaşıyor.
Bununla birlikte Irak’ta ilişkileri yeniden tesis ederken 5 yıl önce Malik “ilişkilerin kaldığı yer”e tekrar dönmenin mümkün olmadığını görmek gerekiyor. Zira son bir kaç yıldır bölgede gerçekleşen hareketlilikler bir çok alanda geri dönülemez değişimlere yol açmış durumda.
Savaşın, hele Irak ve Suriye’de cereyan eden türünden savaşın en büyük ve kötü sonucu birbiriyle asırlarca birlikte yaşamış insanlar arasında telafisi olmayacak sınırların çekilmesi oluyor. Bu arada Irak’ta taraflar birbirleriyle savaşıyor ama çoğu kez bölgeye nüfuz etmeye çalışan başka aktörlere vekaleten yürüttükleri savaşın neticede doğrudan ve birincil kurbanları oluyor. Buralarda nüfuz savaşı yürüten aktörler çok uzaktan gelen aktörler değil üstelik. Irak’ta görüşülen bütün taraflar, kendi aralarında bir diyalog sorununu savaş noktasına getirdiklerinde dışarıdan müdahalelerin kaçınılmaz olduğunda neredeyse ittifak etmiş durumda.
Dolayısıyla herkes son yaşananlarla birlikte çuvaldızı değilse bile iğneyi kendine batırmayı ihmal etmiyor artık. Harici aktörlerin müdahalesini engellemek için kendi aralarında daha kolay konuşabilmeleri gerektiğini herkes biliyor, ama ne yazık ki, yabancı müdahalelerden herkes rahatsız değil, çünkü bazıları da bu müdahaleler sayesinde kendilerine bir alan bulabiliyor.
Irak’ın bugünkü durumuna bakıldığında, bir toplumun nasıl oluyor da mümkün olabiliyor olduğu sorusundan yola çıkan Aydınlanma döneminin toplum düşünürlerinin sorusuna geri dönesi geliyor insanın. Hiç kimsenin birbirine güveninin kalmamış olduğu ve herkesin diğerinin altını oymaya çalıştığı bir ortamda, güvenin nasıl bir nimet ve güvenliğin ne kadar büyük bir insani ihtiyaç olduğu hissediliyor.
Etrafındaki insanlara güvenememek, bir toplumun başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri. Çünkü bir toplumu var eden, mümkün kılan şey beraber yaşadığınız insanlara güvenebilmekten geçiyor. Etrafınızdaki insanlardan her an bir tehlikenin sadır olabileceği beklentisi hayatın paranoyakça bir tedbir kafesine dönüşmesine yol açıyor ki buna da hayat denirse artık... Hele tehlike artık paranoyakça bir vehimden ibaret değil de gerçek bir ihtimal haline gelmişse, insanlar kurtarıcı nereden gelirse gelsin onu aramaya başlıyor.
Her sebebin ayrıştırıcı bir rol oynadığı Irak’ta IŞİD’in bütün tarafları birbirine yaklaştırmış olduğunu görmek o yüzden biraz ilginç. Irak›ta yeniden bir toplum olma ihtimali acaba IŞİD karşıtlığı üzerinden mi mümkün olacak?
IŞİD başka bir Sünni öfke patlaması olarak anlaşılabilse de, sonradan yaptığı uygulamalarla Sünni aşiretlerin de desteğini neredeyse tamamen çektiği ve giderek yalnızlaşmaya hatta karşısına aldığı bütün Iraklı kesimlere birleşme ve birlikte hareket etme istisnai fırsatını da bahşeden bir ilginç fenomene dönüşüyor.
IŞİDin söylem ve yöntemleri Sünni dünyanınki de dahil olmak üzere bölge insanının bütün kültürel ve sosyal dokusuna tamamen yabancı kalıyor. Bu kadar ters bir söylemi silah zoruyla dayatmaya kalkışırken herkese cephe açmaktan çekinmiyor olması da salt kendi rasyonalitesinin dışında başka bir rasyonaliteye tabi olduğunu düşündürtüyor. Hiç bir komplo ihtimaline yer açmadan sadece yol açtığı sonuçlar üzerinden bir değerlendirme yapıyorum.
IŞİD karşıtlığı bir yerde birleştiriyor olsa da aynı zamanda başka aktörlere her türlü haksızlık için de bir bahane zemini oluşturduğu ayrıca dillendiriliyor. Silahlı Şii milislerin sayısı neredeyse yüzbini buluyor ve bunların şiddet yöntemleri, terör ve katliamları asla IŞİD’inkini aratmıyor. Ciddi bir mezhebi temizlik stratejisi çerçevesinde İnsanları kitleler halinde öldürüyor veya göçe zorluyorlar. Ama terör adına şu anda Irak’ın vitrininde sadece IŞİD var.
Bölgede herkesin şikayetçi olduğu Şiileştirme politikasında IŞİD’in uygulamaları da ona karşı geliştirilen bütün tedbirlerin de önemli bir işlevi olduğu görülüyor.
İşin ilginç tarafı, Şiileştirme politikaları hiç bir şekilde Şiiliğin özgür ortamda tebliğ edilmesi, propaganda edilmesi esasına değil, tamamen savaş ve şiddet yoluyla demografik dengelerin altüst edilmesine dayanıyor olması. Bu esnada savaş makinalarıyla yol açılan göçlerle kitlesel nüfus hareketlilikleri oluşuyor ve bunun toplam sonucu Coğrafyanın Şiileştirilmesi oluyor.
Tabii bu arada IŞİD karşıtlığının kendisine önemli bir fırsat alanı sağladığı asıl aktör Esad ve rejimi. IŞİD karşıtlığının giderek bir söylem ve ideoloji haline gelmesi Esad’ın 4 yıldır ülkesinde sivil halkına karşı yapmakta olduğu katliamları unutturuyor hatta IŞİD şeytanına karşı harekete geçirilen cephe içindeki yeri adeta hazırlanıyor ve günün sonunda elde aklanmış paklanmış bir Esad’ın kalması IŞİD’in dünyaya bir hediyesi olarak kalıyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları



































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019