Yasin AKTAY
Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde 249 kişinin ölümüne, 2193 kişinin yaralanmasına yol açan, demokrasisini ve özgürlüklerini hedef alan hain darbe girişiminin bütün suçlularını tespit edip yargılıyor.
İlk bakışta buna son derece doğal bir hakkı olduğunu herkesin kabul etmesi, saygı duyması lazım. Dostların bu süreçte Türkiye yargısına yardımcı olması, yanında durması, desteklemesi lazım.
Türkiye’ye dost değillerse bile demokrasiden yana olduklarını söyleyenlerin de biraz dürüstlerse bu konuda en azından Türkiye’nin kararına, yürütmekte olduğu darbecilerle, teröristlerle ve terörle mücadelesine yardımcı olması lazım.
Ne yazık ki, demokrasi şampiyonu geçinen, hatta Türkiye’ye dost görünen ülkelerden bir çoğunun bu süreç içinde bambaşka bir dünyada olduklarını görmüş olduk. Darbe esnasında darbeye net bir tavır koyamayan bazı ülkelerin bu tavırlarını ilk anda pragmatik bir “bekle-gör” politikasına yorduk.
O kadarı bile çok ayıptı, yanlıştı ve o ülkelerin ikiyüzlülüğünü göstermeye yetiyordu, ama darbe esnasında karşılaştığımız şey bir tereddütten ibaret değil, çok daha ötede kendileri adına sahada savaşan darbecilere duyulan sahiplenme duygusundan kaynaklanıyormuş.Darbeyi yapamadığı için Türkiye’den kaçanların Almanya’da veya ABD’de yerleri sanırım B Planı kapsamında hazırmış bile.
Türkiye, bu darbenin öncesinden beri, aslında 17 Aralık yargı yoluyla darbe teşebbüsünden beri ABD’den darbenin ele başını istiyor. 17 Aralık’taki dahli konusunda, hadi diyelim, objektif bir ABD yargısını tatmin edecek yeterince delil sunamadık. Ama 15 Temmuz’dan itibaren FETÖ’nün kanlı bir terör organizasyonuyla giriştiği darbe teşebbüsündeki dahli apaçık ortada. Bu konuda tatmin olmak için delil isteyenler ya gerçekten akıl yoksunu veya bizim aklımızla alay ediyorlar.
ABD 11 Eylül’de işin arkasında el-Kaide olduğunu, onun da arkasında Afganistan ve Irak’ın olduğuna alelacele hükmetti ve herkesin buna ya inanmasını veya herkesi bu saldırının bir parçası sayacağını ilan etti. Bush tarihe geçen sözünü tam bu olaydan sonra başlattığı küresel kamplaşma çağrısıyla deklare etti: “ya bizdensiniz ya onlardan”.
Hiç kimseye tarafsız olma veya tereddüt etme veya delillerin ikna edici olup olmadığını sorma hakkı bile tanımayan ABD hangi delillere dayanıyordu acaba? Bu vesileyle Irak’ı kitle imha silahlarına sahip olması bahanesiyle ve tabii ki oraya demokrasi götürme vaadiyle işgalinin neticesinde bir buçuk milyon insan öldü, milyonlarcası yaralandı, evsiz barksız kaldı, ülke kolay kolay giderilemeyecek bir istikrarsızlığa maruz kaldı.
Dünyayı felakete taşıyan bu adımı atarken hiçbir delile dayanmayan ABD, gün gibi açık darbenin elebaşısını teslim etmek için delillerin yeterli olmadığını ileri sürüyor.
Aslında bu “yetersiz delil” ifadesinin ne anlama geldiğini gayet iyi biliyoruz, ama sanırım İstanbul konsolosluk görevlisi Metin Topuz’un tutuklanmasına karşı ABD büyükelçiliğinin sergilediği tepkiyle durum iyice netleşmiş oldu: Kendisinin bizzat suça-darbeye azmettirdiği kişiyi hangi delil suçlu olduğuna ikna edebilir?
ABD’ye sunulan 85 klasör dolusu delil ve evrakı ha adli makamlara sunmuşsunuz, ha Gülen’in bizzat kendisine…
17-25 Aralık’ın da bir FETÖ darbesi olduğu ayan beyan ortada iken, bu darbecilerin hazırladığı ve Türkiye’de suratlarına çarpılan iddianamelerin ABD yargısında sahiplenilmesindeki tuhaflık şimdi ortadan kayboluyor.
Sahi, Türkiye’nin kendi iç işi olan bir davada ABD yargısına ne oluyordu? Rıza Zerrab, İran ve Türkiye arasında bir para-altın trafiğinde rol almış. ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoda bile, Türkiye bu ambargoyu tanımadığını peşin peşin söylemişken, ABD’ye Türk vatandaşını yargılama hakkını veren nasıl bir hukuktur bu?
Bunu geçelim. Darbeci ve yolsuz oldukları açığa çıkmış FETÖ’cülerin hazırladıkları geçersiz iddianameleri kendi ülkesinde işleme sokup buna istinaden Türk vatandaşlarını tutuklama ve yargılama hakkını kendinde görüyor ABD yargısı. Ama bizzat Türkiye’de işlenmiş darbe, katliam suçlarına karışmış olduğuna dair kuvvetli deliller bulunan Türk vatandaşı ama konsolosluk görevlilerinin tutuklanıp yargılanmasını bir kriz sebebi sayıyor.
Yine de, konsolosluk görevlisi Metin Topuz’un tutuklanmasına ABD Büyükelçisinin sergilediği tepki, doğrusu iyi yorumlanması gereken bir durum. Yukarıdan beri göstermeye çalıştığımız bu çelişkileri, her şeye rağmen bir bütün olarak ABD’nin asli, değişmez konumunun bir sonucu gibi görmemek gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sorduğu gibi, ABD’nin de bir paralel yapı sızıntısına maruz kalmış olduğunu düşünmek gerekiyor. Çünkü bu tutarsız siyaset her şeyden önce ABD’ye kaybettiriyor. Suriye’de sergilenen teröre karşı terörle işbirliği ve NATO’daki en büyük müttefiki Türkiye’yi adeta arkadan bıçaklayan tutarsız siyaset de böyle bir sızıntının sonucu olmalı.
Zira bu siyaset de ABD’ye dost değil düşman kazandırmaktadır.
Yavaş yavaş dünyada bir dostu, bir güveneni kalmayacak şekilde ABD’yi yalnızlığa sürükleyen bu siyaset ancak ABD içindeki bir paralel işgalinin aklıyla açıklanabilir.
ABD ile hala resmi müttefikliğimiz devam etmekteyken bu uyarımızı yapmayı ihmal etmeyelim.
Hala ABD’de ülkeyi kurtaracak bir “vatansever” irade varsa, yol yakınken kendi içindeki bu paralel yapıyı temizlemek için harekete geçsin, yoksa ABD için yolun sonu görünüyor.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019