Yıldıray OĞUR
Harvard mezunu, günde iki saat golf izliyor, sık sık golf tatillerine çıkıyor, Amerikan entelektüellerinin en hit dergisi New Yorker okuyor, sık sık New York Times yazarlarıyla, sanatçılarla buluşuyor, Tv Showlarına çıkıyor, zekice ve entelektüel espriler yapıyor, gay hakları, iklim değişikliği, bireysel silahlanma, siyahi haklar konularında hassas, eşiyle öpüşürken poz vermeyi seviyor, az dindar hatta belki de gizli ateist...
8 yıl önce bütün bu özellikleri sıralandıktan sonra “Kim” diye sorulsa ve iki şık verilse herhâlde çoğunluk “Kenya asıllı, babası Müslüman ilk siyahi başkan” seçeneğini değil, “New Yorklu safkan beyaz bir emlak kralı” seçeneğini işaretlerdi.
Talihin bir cilvesi 8 yıl sonra Obama snobizminden bıkan sıradan Amerikalıların tercihi, Obama’nın daha az akıllı ve daha az sempatik bir versiyonu alan Hillary Clinton değil, ülkenin her yerine gökdelenler dikmiş şımarık bir emlak kralı olan Trump oldu.
Obama’nın sağlık reformundan, gay evliliklere izin vermesine, Küba’ya gitmekten, İran’la anlaşmaya kadar Amerika’nın ortalamalarına karşı bütün liberal hayallerini gerçekleştirmeye çalışan, bunu büyük kalabalıkları yok sayan bir snobizmle yapan Obama’nınki bir tür jakobenizmdi ve aslında toplum bu jakobenizmi onlarla hak ettiği dilden konuştuğunu düşündüğü biriyle cezalandırdı.
Şimdi Amerika’nın okumuş elitleri hakkında başka ülkeler için epey büyük laflar ettikleri demokrasinin bazen nasıl de acıtabileceğiyle tanışıyorlar.
Mülteci şartlarını incelemek isteyenler Kanada’nın internet sitelerini çökertiyor, her ay Türkiye’yi demokrasi sorunları yüzünden yerden yere vuran bir başyazıyla çıkan New York Times, demokrasinin bu en doğal sonucu için manşetlerinden ağlıyor, liberal-sol sanatçılar, Obama’nın yakını uzmanlar sessizliğe gömülmüş durumda.
Ülkenin her yerinde sokaklara çıkanlar Trump karşıtı gençler “benim başkanım değil” diye bağırıyor.
Yine de şanslılar. Eğer Trumpvari bu kadar istenmeyen bir aday Orta Doğu ya da Latin Amerika’da sandıklardan çıksaydı, ABD o ülkelerde kendisine yakın, “ılımlı” askerlerin darbe yapmasını dahi desteklerdi.
Tahmin değil tecrübe. 1953’te İran’da sandıktan çıkan Musaddık’ı, 1973’te Şili’de sandıktan çıkmış Allande’yi, 1991’de Cezayir’de sandıktan çıkmış İslami Hareket Partisi’ni, 2013’te sandıktan çıkmış Mursi’yi deviren darbeleri onlardan hoşlanmayan ABD ya bizzat organize etti ya da açıktan destekledi.
Şimdi sandıktan çıkan sonucu içine sindiremeyen ABD’li Demokratlar, 10 kez demokratik seçimlerle iktidara gelmiş Erdoğan’a karşı da son üç yıldır ana muhalefet partisi gibi çalışıp, 15 Temmuz darbesine saatlerce sessiz kalmış, darbenin emrini veren kişiyi de saklamaya devam etmişlerdi.
İlk balkon konuşmasında “taç giyen baş akıllanır” atasözünü bir kere daha doğrulayan mesajlar veren Trump peki ne yapacak?
En büyük değişim tarzda olacak. Obama meşhur Irak Başbakanı’yla olan görüntüde olduğu gibi dış politikada da snob bir kolejli hippi gibi davrandı. https://www.youtube.com/watch?v=sD18a0XRn-g
Liberal-sol çevresiyle birlikte dünyadaki müttefiklerinin sık sık içişlerine karıştı, onları Freedom House, CPJ, Dışişleri Bakanlığı raporlarıyla sürekli eleştirip, medyasıyla, insan hakları örgütleriyle dövdü ve düşmanlaştırdı.
Orta Doğu’da bu kolejli hippi sıfatlarına bir de Şii eklenebilir. İsrail, Suudi Arabistan ve Türkiye ile kötü olma pahasına bölgeyi İran’a teslim etti. Türkiye’de katliamlar yapan, şehirleri savaş alanına çeviren PKK’yla Suriye’de müttefik oldu.
Seçim öncesi sık sık tekrarladığı gibi “Önce Amerika” diyecek Trump’ın mesela Türkiye’nin içişleriyle ilgilenmeyeceğini söylemek kehanet olmaz.
Bu sözdeki emperyal tonunsa Trump’ın çevresinde de olmaları muhtemel Neo-Conlarınkinden da bir farkı var. Trump hem Irak işgaline karşı ve bunun İran’ın güçlenmesine ve DAEŞ’e yol açtığını söylüyor hem de Rusya’yla çatışmak istemiyor. Obama-Clinton yönetiminin Orta Doğu politikalarını yerden yere vuruyor.
American Interest adlı Cumhuriyetçi, pro-İsrail düşünce kuruluşunda seçim öncesi yaptığı ve dış politika vizyonunu anlattığı konuşmasında saydığı 5 maddeyi hatırlayalım.
http://www.nytimes.com/2016/04/28/us/politics/transcript-trump-foreign-policy.html
İlk madde; zayıf ekonomiyi güçlendirmek, orduya yapılan harcamaları artırmak. İkinci madde Avrupalı müttefikleri kızdıracak türden; “Müttefiklerimiz üzerlerine düşen ekonomik, siyasi, askerî yükümlülükleri yerine getirmiyor.” Yani sırtını NATO’da ABD’ye dayamış, askerî konularda inisiyatif almayan, NATO ve diğer uluslararası kurum ve DAEŞ karşıtı koalisyon gibi operasyonlara yeterince para ve asker vermeyen AB ülkelerini zor bir dönem bekliyor. Üçüncü madde bizi de ilgilendiriyor, o yüzden tam ağzından: “Dostlarımız artık bize ihtiyaçları olmadığını düşünmeye başladılar. Öyle bir başkanımız var ki dostlarımızdan hoşlanmıyor. Düşmanlarımıza ise teslim olmuş. Bu tarihimizde daha önce hiç olmadı.” Ardından Trump uzun uzun Obama yönetiminin İran’ı nasıl bölgesel güç hâline getirdiğini anlatıyor, İran anlaşmasına karşı çıkıyor ve İran’ın kesinlikle nükleer silaha sahip olmasına izin vermeyeceğiz diye tekrarlıyor. Dört; artık kimse bizi ciddiye almıyor. Başkan olimpiyatları almak için Danimarka’ya gitti, ancak dördüncü olduk. Küba’ya gitti, onu kimse karşılamadı. Ve beş; Soğuk Savaş’ın ardından dış politikada bir amacımız kalmadı.
Bu maddeler yeni dönemde ABD’nin Orta Doğu’da yeniden eski müttefikleri olan İsrail, Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan’a doğru rotayı çevirip, İran ekseninden çıkacağını düşündürüyor. Bu, Türkiye için Irak’ta, Suriye’de pek çok büyük sorundan kurtulmak demek.
Tabii bu olurken Müslüman Kardeşler’in düşmanlaştırılması ya da ABD’nin İsrail’in başkenti olarak Kudüs’ü tanıması ve Trump’ın yeni düşman olarak ve bu ifadeyi özellikle kullanarak 'Radikal İslam’ı belirlemesi ya da tamamen Trump’ın ettiği bir laftan ortaya çıkacak krizlerle de karşı karşıya da gelebiliriz.
İçişlerine karışmama, müttefiklerinin müttefiklerini sağlam tutma, Orta Doğu’da İran merkezli politikadan vazgeçme dediğimizde zaten Türkiye ile ABD arasındaki pek çok sorun alanı ortadan kalkmış oluyor.
Trump’ın Türkiye-ABD ilişkilerine en büyük katkısı, mevcut esas büyük sorun olan FETÖ, darbe ve Gülen’in iadesiyle ilgili Obama yönetiminden daha farklı bir tutum alması olabilir.
Gülen cemaatinin yıllardır yakın ilişki kurdukları Clintonlar seçilseydi ne olacağının sinyalini Başkan Yardımcısı adayı Tim Kaine darbenin ardından Gülencilerin Rumi Forumu toplantısına gönderdiği tebrik mesajıyla vermişti.
Trump’un darbeden sonra New York Times’a verdiği röportajdaki mesajlar ise bu sinyallerin tam tersi. http://www.nytimes.com/2016/07/22/us/politics/donald-trump-foreign-policy-interview.html
Trump, insanların darbeye direnişinden, halkın Erdoğan’ın ve hükümetin arkasında durmasından övgüyle bahsediyor. Darbe sonrası tasfiyeler ve insan hakları ihlalleri ilgili gazetenin sorusuna ise şöyle cevap veriyor: “Bizim ülkemizde de sivil haklar konusunda çok sorun var. Kendi ülkemizdeki sorunlar için ne yapacağımızı bilmezken başka ülkelerin sorunlarına karışmak doğru olmaz. Ferguson, Baltimore’daki sorunları çözmeye yoğunlaşmamız lazım.”
Daha da yeşil olan ışığı ise Trump’ın en yakın güvenlik danışmanlarından eski askerî İstihbarat Örgütü yöneticisi, Afganistan’da görev yapmış bir Korgeneral olan ve adı Savunma Bakanı, Pentagon’daki sivil yönetici ya da CIA başkanı olarak geçen Michael Flynn’ın FETÖ ve liderinin iadesi konusundaki Türkiye’nin bütün tezlerine destek veren yazısı; Müttefikimiz krizde ve yardımımıza ihtiyacı var.
http://www.dunyabulteni.net/guncel/383494/trumpin-basdanismani-abd-gulene-siginak-olmamali
https://origin-nyi.thehill.com/blogs/pundits-blog/foreign-policy/305021-our-ally-turkey-is-in-crisis-and-needs-our-support
En önemlisi Trump’ın Türkiye ve Orta Doğu politikalarıyla ilgili ekibinin tümden yenileyecek olması. Muhtemelen Kobani’de PKK’lılar poz veren Brett McGurk başta olmak üzere, Türkiye siyasetinin içine batmış, taraf olmuş, soğukkanlılıklarını kaybetmiş birtakım uzmanların Washington’daki hükümranlığı bitti. Trump’un seçilmesinden sonra twitter hesaplarındaki sessizlik ve sitem dolu mesajlara arada bir bakıp ibret alınabilir. Bay McGurk’e herhâlde bu geçiş döneminde PKK’lı ve İranlı dostlarıyla vedalaşma fırsatı verilir. Fethullah Gülen’i ise bu saatten sonra Kenya’daki bir kolejine Donald Trump’ın adını vermek bile kurtarmayabilir. Tabii Trump’ın damatları arasına sızmayı başaramadılarsa...
Belki başlıktaki gibi Amerika Türkiye ilişkileri bundan sonra “muazzam” olmayacak ama en azından Obama ve çevresinin snobizminin yükü bu ilişkilerin üzerinden kalkacak.
Bu snobizm yüzünden Irak ve Suriye’de ölen yüz binler ve Türkiye’de şımartılan PKK’nın bozduğu barış sürecinin yükü ise ilk siyahi başkanın omuzlarında kalmaya devam edecek...
…..
(*)Amerika-Türkiye ilişkilerini muazzam yapabilecek miyiz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025