Zekeriya Kurşun
laylar yaşanırken soğukkanlı olmak zordur. Rekabet, tarafgirlik, iktidar hırsı veya en azından insanın kötü hasletlerinden biri olan kıskançlık; hakikati anlamaya, soğukkanlı değerlendirme yapmaya engel olur. Aksini başaranlar vardır elbette. Onlar da öngörü sahibi ve liderlik vasfı taşıyanlar ile tarihi iyi okuyanlar arasından çıkar. Belki de tarih bunun için gereklidir. Tarih, olayların oluşum aşamasında yapılan yetersiz ve tarafgir değerlendirmeleri değiştirmek ve yeniden yorumlayarak yol göstermek için vardır. Bu yüzden dünya durdukça, insanlar eylemlerini sürdürdükçe bir disiplin olarak tarih ve hakikatin peşinde koşan tarihçiler var olmaya devam edeceklerdir.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINI NE KADAR BİLİYORUZ ?
Birinci Dünya Savaşının son yılının 100. yıldönümündeyiz. Yüz yıldır hala tartıştığımız, hala aydınlatamadığımız birlerce hadise var. Tarihin hiçbir devrinin aydınlatılması bu kadar uzun sürmedi desek yeridir. Bunun en önemli sebebi yüzyıl önce dünyamızda meydan gelen o meş’um savaşın etkilerinin hala sürmesi, meydana getirdiği felaketlerin hala onarılamaması, ama en önemlisi de oluşturduğu kin ve nefretin nesiller geçmesine rağmen unutulmaması, aksine genetik bir miras halini almasıdır.
Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele kumandanlarından ilginç bir sima olan Ali İhsan (Sabis) Paşa’yı Türkiye’deki hemen her tarih okuyucusu bilir. Osmanlı askeriyesine verdiği hizmetleri, savaş yıllarında Irak cephesindeki faaliyetleri, İngilizlerin onu Malta’ya sürgün etmeleri ve oradan kaçarak Milli Mücadeleye katılması en çok bilinen yönleridir. Paşa’ya yapılan Musul’u İngilizlere terk ettiği ithamları, Mustafa Kemal ve İsmet Paşa ile anlaşmazlıkları ve bu yüzden Divan-i harbe sevk edilip sonra emekli edilmesi de en çok tartışılan yönleridir. Paşanın hayat hikayesini merak edenler, Zekeriya Türkmen’in Türkiye Diyanet İslam Ansiklopedisinde kaynaklara istinaden yazdığı değerli maddeye başvurabilirler.
Ali İhsan Sabis Paşa II. Dünya Savaşı yıllarında geçmişte anlaşamadığı İsmet Paşa yazılı basın üzerinden hesaplaşmaya kalkacaktır. Siyasi muhalefeti, açıklamaları ve daha doğrusu İsmet Paşa’nın uygulamalarını hedef alan yaklaşımları geçmişteki silah arkadaşlığını unutturacak ve ömrünün son yıllarında hapisle tanışmasına sebep olacaktır. Paşa yılmayacak ve siyasete soyunarak Demokrat Partiden milletvekili olacaktır. Bir bakıma siyaseten hesaplaşmayı seçecektir.
ALİ İHSAN PAŞA, SEN ÇOK YAŞA
Bu yazı Ali İhsan Paşa’nın müdafaanamesi değildir. Asıl mesele son yüz yıl içinde Birinci Dünya Savaşı ile ilgili tarihi malzeme ve birikimimizin ne derece kullanılıp kullanamadığımızdır. Savaşın çıkışının yüzüncü yılında umut verici bazı hareketlenmeler oldu ama orada kaldı. Yüzüncü yılları değerlendirmek üzere bir koordinasyon kurulu kurulup bir bakanlığın görevleri arasına da konuldu ama nafile. En azından elde kalan askeri hatırat yeniden derlenip yayınlanması düşünülebilirdi, ama olmadı. Mondros mütarekesinin yıldönümüne az kaldı fakat bunun hala mümkün olduğunu düşünmekteyim.
Paşa’ya bir kere daha dönelim. Zira o, Birinci Dünya Savaşı ile ilgili en geniş hatırat bırakanlardan biridir. Beş ciltlik hatıraları yukarıda anlattığımız nedenlerden ve siyasi perdelemelerden dolayı yeterince değerlendirilemedi. Elbette bireysel savunmayı esas alan hatıralara hep şüphe ile yaklaşmak gerekiyor ama mutlaka yaklaşmak gerekiyor.
Paşa hatıralarında, yüz yıl önce Ramazan ayında -bizim literatürümüzde pek anlatılmayan- ve bu yazıya konu olan Ermenilere karşı girişilen Hoy Muharebelerinden söz eder.
23 Haziran (1918)’de Erivan’dan yola çıkan Andranik kumandasındaki Ermeniler, Batı Azerbaycan’ındaki Hoy kentini kuşatırlar. Amaçları Hoy’u yakıp yıkmak orada bir katliam yapıp Van’a kadar gitmektir. Kafkas cephesinde 4. Kolordu komutanı olan Paşa, haberi alınca 12. Süvari Alayı ihtiyat süvari birliğine, derhal karşı koymaları için gerekli emirleri verir. Ardından bizzat kendisi de muhabere meydanına hareket eder. 24 Haziran akşamı Ermenilerin Hoy’dan geri çekilmesini sağlayarak, büyük çoğunluğu Türk olan Hoy ahalisini mutlak bir kıyımdan kurtarır. Bu hadisenin detayları Paşanın hatıralarında yer alır. Ama Türkçede ilk defa yayımlanacak başka bir kaynak da Paşayı güçlü bir şekilde destekler.
Türk asıllı, İranlı araştırmacı Dr. Ali Rıza Mukaddem, İran’da Hoynigâr dergisinde, bugüne kadar bilinmeyen bir şiiri yayımladı. Hoy’un tarihinde unutulmayan bir günü anlatıyor şiir. Hoylu bir şair, muharebeden hemen sonra yazıp tarih düşmüştür unutulmayacak o güne. Ermenilere karşı direnişte yer alan Ali Arifi’nin Farsça Tarih-i Hoy adlı eserinde yer alan bu Türkçe şiir, Ali İhsan Paşa’nın hatıralarında anlattıkları ile bütünüyle örtüşmektedir.
Savaşın nerdeyse son aylarıydı. Osmanlı ordusu İran’da, Azerbaycan’da halâ var olma mücadelesi veriyordu. Daha geçen hafta yüzüncü yılını kutladığımız kardeş devlet Azerbaycan’ın kuruluşunda Nuri Paşa’nın rolü ne denli büyük ise; yüzyıl önce Ramazan’ın ortalarında Hoy Türklerinin/Müslümanlarının mutlak bir kıyımdan kurtuluşunda da Ali İhsan Paşa’nın rolü o denli büyüktür. Bizim literatürümüzde yer almayan şu dizeler yüz yıl öncesinden buna minnetle şahitlik etmektedir.
Ramazan ayının on üç on dördü
Biz Hoylular için bir tarih oldu
Ermeni Milleti Devreni aldı
Şehre top sesi velvele saldı
Açıldı tüfekler seslendi toplar
Vak’a-yi Kerbela nümayan oldu
Durun ay kardaşlar, himmet eyleyin
Düşman ordusun derhem eyleyin
Cevanlar kahr eyleyip saflar düzeldi
Avrat uşak korkup zacceye geldi
Başlar gidip bâde, aslanlar öldü
Gülistan-ı vatan kan ile doldu
Müşkülde kalmıştık, düşmüştük dilden
Bize imdat oldu Mevla-yı dinden
İmdâde yetişti Ali İhsan Paşa
Allah’tan isterik sen çok çok yaşa
Yaşasın Hoylular, yaşasın Türkler
Düşmanı dağıttı yekser Jön Türkler
Şiiri edebi olarak beğenmeyebilirsiniz. İçindeki anlatımdan da hoşnut olmayabilirsiniz. Ama bilin ki, Tarih her zaman bildiğiniz gibi değildir ve bir gün, bugün yaşadıklarınız da tarihin konusu olacaktır.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.02.2019
18.03.2019
18.02.2019
4.02.2019
10.01.2019
3.02.2019
17.12.2018
22.11.2018
12.11.2018
18.10.2018