Abdurrahman Dilipak
Birileri “28 Şubat 1000 yıl sürecek” diye tehdit ediyorlardı, birileri de “sürmedi” diye bayram ediyor.
“Ebu Cehil öldü” diyorlar, ölmedi, kıtalar dolaşıyor”. Ebu Cehiller ölüyor ve arkasından yenileri geliyor. Şeytana kıyamete kadar mühlet verildi. Bu süreç kıyamete kadar bitmeyecek. Şekil değiştirecek, kılık değiştirecek, kapıdan kovacaksınız, bacadan girecek. Fahişe diye kovacaksınız başını örtüp yine gelecek. “Allah, lillah” deyip gelecek.. Şeytanın hileleri bitmez. Şimdi görünmez oldular, kılık değiştirdiler. Gözünüze FETÖ’yü ya da Adnan Hocayı çok yaklaştırırsanız arkasında bir ormanı kaybedersiniz.
Kıbrısi’nin çocukları şimdi Rock in Roll eşliğinde zikir ayinleri düzenliyorlar.. Evrenesoğlu bir başka “Kainat imamı”. Haydar Baş dini önder, siyasi önder, fikri önder, ama bir türlü kendini anlatamıyor..
Aramızda o kadar çok kurtarıcı önder, fikir, fikir sahibi, manevi rehber var ki!
Öyle bir Mevlevilik dalgası geliyor ki, böyle giderse Adnan hocayı ararsınız. Belediye destekli Mevlana okumaları arasında öyleleri var ki; en çok da onlar rağbet görüyor, özellikle de kadınlar ve gençler. Ve onlar arasında da siyaset ve bürokrasi çevresindekiler ve göreceli olarak bu dönemde zenginleşenler.. Kendileri İslamlaşmıyorlar, İslam’ı dönüştürmeye çalışıyorlar. Müslüman kimliği altında her şey mübah olsun istiyorlar adeta. Birileri de bunlara cevaz veriyor.
15 Temmuz’da köprüden saldırıyorlar. Köprücük kemiğinden saldırıyorlar. Köprücük kemiğinin üzerine oturmuşlar sürekli kulağımıza bir şeyler fısıldıyorlar. İman tahtasına saldırıyorlar.
Saldırı sürüyor, hem de dört bir yandan. Bombalar Meclis’e, Beştepe’ye değil bu defa kalbimize, beynimize karşı.. Uyuşturucu ile geliyorlar.. Kumarla geliyorlar, fuhuşla geliyorlar, hedonizmle geliyorlar, para ile geliyorlar..
Beştepe’den daha çok zayiatımız var bugün.. “Nefes alıp vermekle canlı mı sayılır sanki şerir / Demirci körüğü de hava alır ve verir”.
Şehidlerden de söz edemiyoruz, bu kez topyekun bir direniş de yok.. Düşman görünmez oldu. Şimdi işimiz daha zor.
Çocuklarımızı İmam-Hatiplerde topladık. Şeytan şimdi oralarda fazla mesai yapıyor.. “Euzübillahimineşşeytanirraciym” diyorlar ama, çoğunun ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Taşlanmış şeytanın şerrine karşı nasıl mücadele edeceğimizi bilmiyoruz. “Şeytanın Gülen yüzü” sadece Pensilvanya’da değil, her yerde..
15 Temmuz’un yıldönümünde, 15 Temmuz’u anma törenlerini bir mefahire döndürmeden, övgü ve sövgülerle geçiştirmeden onu bir hafıza tazelemesi şeklinde hatırlayıp, aynı direnişin bugün ve yarın nasıl sürdürülmesi gerektiği konusunda sorumluluklarımızı bir gözden geçirmemiz gerek.
İbadetin çok olanı değil, sürekli olanı makbuldür. Değişen zaman, değişen mekân, değişen şartlarda, değişen kişiler bundan sonra bu mücadeleyi nerede, ne zaman ve nasıl verecekler, bunun hazırlığı içinde olmamız gerek.
Zalimleri, hainleri alem-i ibret olarak cezalandırmak gerek. Yapanın yanına kâr kalmamalı. Yoksa cür’et ve cesaretleri artar. Bu ihanet şebekelerinin para, kadın ve benzer çıkar ilişkisi içinde oldukları ya da bu konuda zaafı olan siyaset, bürokrasi, sivil toplum, cemaat, iş adamlarına da dikkat etmek gerek. Siyaset bu adamlar için bir trampen tahtası olabileceği gibi, paratoner de olabilir, sonunda bu işler bir yerde patlar. Dünyaları da ahiretleri de berbat olur, çocuklarına lanetli bir miras bırakırlar.
Ne denmiştir: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste! Şeytan onlara yaptıkları işi güzel gösterir, onlara güven hissi verir. Onlar şunu bilsinler ki, şeytan yalan söyler. Aldatır. Onlara yeryüzünde bir cennet vadeder ve ölümü unutturur! Ölüm var ölüm. Ağzımızın tadını kaçıran bir ölüm. Herkesin yaptığının ve yapması gerekirken yapmadığının hesabının sorulacağı bir gün!
Kamu malı, bizim geleneğimizde “yetim malı” sayılır!
Bizi, gören, duyan, bilen bir Allah var. Bir hesap günü var. Rüşvet ve torpil yapanların vay haline. Unutmayalım ki, bir hırsız bir bağdan bir bostan çalar, rüşvet alan biri bir bostan karşılığında bir bağı satar.
İşte FETÖ’giller böyle bir bataklıkta boy verir. Unutmayalım ki; FETÖ, DEAŞ, BÇG, PKK, ya da Adnan Hocagiller farklı gözükseler de aslında aynı merkezden yönetiliyorlar. Sonuçta hepsi aynı şeytani yapıların piyonları. Ve o şeytanın hepimizin nefsinde bir şubesi olduğunu unutmayalım. Hiçbirimiz masum değiliz ve hepimizin dikkatli olması gerek. “Bizde öyle şeyler olmaz” demeyin ve diyenlere inanmayın. “Bundan sonra böyle şeyler olmaz” demeyin, diyenlere inanmayın. Şeytan boş durmayacak, fazla mesai yapacak ve bu süreç kıyamete kadar devam edip gidecek..
Şartlar oluşursa darbe de olur. Terör, darbe ve savaşlar birilerinin iktidar ve servetlerini sürdürmek için gerekli. Onsuz yapamazlar. Bugün yaşanan kriz kapitalizmin krizi ve varlıklarını sürdürmek için bugün daha vahşiler, hatta aç köpek sürüleri gibi birbirilerine bile saldırıyorlar.
Bunlara karşı direnebilmek için içimizdeki hainlerden, işbirlikçilerden kurtulmamız gerek önce. Unutmayalım ki, “Def-i mazarrat, celbi menafiden evladır”. Âleme nizam vermeden kendi içimizi bir düzenlememiz ve temizlememiz gerek. Kendimizden başlamalıyız bu işe. Yoksa “başkalarına öğütleyip durduğumuz şeyler” kendi içimizde ve hanemizde köşe bucak her yeri kaplamışsa, laf ile aleme binlerce nizam vermemizin bir faydası yok, kendi hanemizde binlerce seyyie dururken.
15 Temmuz’dan kurtulmak için kendi nefsimizden başlamalıyız. Düşman sadece dışımızda değil, içimizde. Bunu da görelim.. Ekran da, medya da, şeytan da sosyal medya kullanıyor. Markette, köşe başında, dedikoducu teyzenin ağzından konuşan da o.
Tabi şeytan taşlamak da tek başına yetmez. Şeytana sürekli lanet okumak değil, salavat da getirmeliyiz. Şeytanın şerrinden Allah’a sığınacağız da, besmele de getireceğiz. “La İlahe” diyeceğiz de, “İllallah” da diyeceğiz. Selam ve dua ile..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022