Mehmet Ali ALÇINKAYA
Kapitalist modernite, sadece doğayı ve emeği değil, halkların kültürel hafızasını, inançlarını, toplumsal dayanışma biçimlerini ve özgürlük umutlarını da sistematik olarak tahrip etmektedir. Ekonomik krizler, inançlara yönelik baskılar, kültürel asimilasyon politikaları, artan otoriterleşme ve kadın kimliğine dönük saldırılar; bütünlüklü bir tahakküm düzeninin farklı boyutlarını oluşturuyor.
Bu karanlık tabloya karşı, umudu büyüten çok sayıda kaynak var: Kürt halkının özgürlük mücadelesi, Alevilerin hakikat ve adalet arayışı, işçilerin ekmeği ve onuru için direnişi, kadınların sokakları dönüştüren isyanı, ekoloji hareketlerinin yaşamı savunma ısrarı ve gençliğin "başka bir yaşam mümkün" çağrısı...
Tüm bu dinamikler, bir araya geldiğinde demokratik toplumun zeminini oluşturabilir.
Ezilenlerin Ortak Direniş Hafızası
Türkiye ve Ortadoğu halkları tarih boyunca devletçi zorbalıklara, inkârlara ve adaletsizliğe karşı direndi. Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, Ezidîler, Rumlar ve daha niceleri; yalnızca mağdur olmadı, aynı zamanda direnen ve üreten oldu. Bu halkların tarihsel hafızası; özgürlüğün, adaletin ve birlikte yaşamanın gerçek taşıyıcısıdır.
Bugün bu hafıza, halklar arasında kutuplaşmayı körükleyen milliyetçi-ırkçı söylemlerle yok edilmek isteniyor. Bu nedenle demokratik toplumun inşası; ancak tarihsel hakikatle yüzleşerek, halkların eşit ve özgür birlikte yaşamını yeniden kurarak mümkün olabilir.
İnançlara Özgürlük: Hakikatin ve Vicdanın Savunusu
İnanç toplulukları, özellikle de Aleviler, Ezidîler, Hristiyanlar ve inançsızlar; yalnızca dışlanmakla kalmamış, zorla asimilasyona tabi tutulmuştur. Diyanet gibi devlet kurumları bir inancı dayatmanın aracı haline getirilmiştir.
Oysa demokratik toplum, inançların eşitliğine, özgürlüğüne ve vicdanın dokunulmazlığına dayanır. İnançlar devletin değil; halkın vicdanında yeşerir. Bizler, hiçbir inancın ve ibadet biçiminin ötekileştirilmediği, herkesin kendi inancını veya inançsızlığını özgürce yaşayabildiği bir toplumdan yanayız. Bu özgürlük, halkların gerçek barışının da temelidir.
Toplumsal Muhalefet: Direnişten Kuruluşa
İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, ekoloji hareketleri, barış ve hakikat arayışındaki tüm toplumsal kesimler son yıllarda önemli bir mücadele deneyimi biriktirdi. Ancak bu direnişler çoğu zaman parçalı, savunmacı ve süreksiz kaldı. Bugün artık zaman, bu mücadeleleri ortak bir hedefte buluşturmanın, kurucu bir toplumsal alternatif haline getirmenin zamanıdır.
Bu ortak hedef; demokratik sosyalizm zemininde bir araya gelen, halkların eşitliğini, emeğin hakkını, doğanın korunmasını ve inançların özgürlüğünü esas alan çoğulcu bir toplumsal projedir. Bu proje, sistemin dışında kalanı değil; sistemi aşmayı hedefleyeni kurmayı önerir.
Demokratik Sosyalizm: Ortak Yaşamın Yeni Paradigması
Demokratik sosyalizm, yalnızca üretim araçlarının kamulaştırılması değil; toplumun her alanının demokratikleştirilmesidir. Yerel halk meclisleriyle, kadın örgütlenmeleriyle, ekolojik kooperatiflerle, kültürel inisiyatiflerle kurulan bir sistemden söz ediyoruz.
Bu sistemde;
Toplum devleti değil, kendi yaşamını yönetir.
Kadınlar yalnızca eşit değil; toplumsal dönüşümün öncüsüdür.
Doğa metalaştırılmaz; birlikte yaşanacak ortak varlıktır.
İnançlar devletin değil, halkın meselesidir.
Ekonomi piyasaya değil, halka hizmet eder.
Enternasyonal Dayanışma: Halklar Arasında Sınır Tanımayan Özgürlük
Küresel kapitalist sistem, krizlerini militarizm ve otoriterlik üzerinden çözmeye çalışırken; halklar da dayanışmayla, enternasyonalizmle, sınırları aşan bir ortaklık kuruyor. Filistin’de özgürlük için direnen halkın mücadelesiyle Amed 'deki Barış Annelerinin sesi, Latin Amerika’daki toprak işçileriyle Karadeniz’in ekoloji savunucuları ortak bir ruhu taşıyor.
Enternasyonalizm, bir ideolojik bağlılık değil; insanlığın ortak vicdanıdır. Bu vicdanla, sınırları değil halkları, iktidarları değil toplumsal dayanışmayı esas alan bir küresel perspektif artık ertelenemez bir görevdir.
Halklar İçin Yeni Bir Söz, Yeni Bir Yol
Bugün toplumsal muhalefetin önünde tarihsel bir sorumluluk vardır: Direnişi ortaklaştırmak, mücadeleyi kuruculuğa dönüştürmek ve halkların, inançların, ezilenlerin ortak geleceğini kurmak.
Bu yeni yol;
Halkların kendi kimliğiyle eşit yaşadığı,
İnançların özgürce örgütlendiği,
Kadınların yaşamın her alanında özneleştiği,
Doğanın kutsal bir emanet olarak korunduğu,
Emekçilerin üretim üzerinde söz ve karar sahibi olduğu,
Yerel meclislerin gerçek iktidar gücü olduğu
bir demokratik sosyalist toplum yoludur.
Toplumsal muhalefeti birleştirelim.
Halkların eşitliğini, inançların özgürlüğünü, doğanın haklarını savunalım.
Demokratik toplum, ortak geleceğimizdir.
Özgürlüğü birlikte kuracağız!
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.06.2025
23.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
12.06.2025
9.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025