Abdurrahman Dilipak
Son günlerde en çok konuşulan konuların başında ne geliyor? Bedelli askerlik gündemdeydi, o bir şekilde çözüldü. Yedek gündem af!
Peki, sorun ne, çözüm ne, bu konuda fikri olan var mı?
Bakan, milletvekili, bürokrat, akademisyen, STK, yazar, kim ne diyor?
Konuşuyoruz ama kimsenin bir şey dediği yok. “Takım tutar gibi” bir tarafı tutuyorlar ve karşı tarafla ağız dalaşına girişiyorlar. Kaç milletvekili, yardımcısına, “bana bu konuda bir çalışma var mı” diye sordu, ya da “dünyadaki uygulamalarla ilgili şu ülkelerin mevzuatını tercüme et getir” dedi.
İktidar ya da muhalefet, ya da sivil toplum, siyaset adamları, kimsenin diyecek bir şeyi yok mu ya hu, “Olsun”, “olmasın” dışında.. Bu halimizle başkalarına nasıl örnek olacağız. Konuyu enine boyuna, getirisi-götürüsü ile iyi günü, kötü günü, dünü, bugünü, yarını ile düşünmemiz gerek. Bu işlerin ihtimal, maliyet ve risklerinin iyi değerlendirilmesi gerek. “Akletmek” böyle bir şey. Bilgi sahibi olmak gerek, düşünmek gerek, o fikri estetize etmek gerek. Bilgiyi hikmetle yoğurmazsanız medeniyete dönüştüremezsiniz.
Biri çıkıp diyecek ki, “Bana kimse böyle bir şey söylemedi, istemedi ki!” Öyle ya, söylemeyince susacak (mı)sınız! Çağrılmadan çıkmayacaksınız öyle mi?. Unutmayın 15 Temmuz’un asıl kahramanları çağrılmadan meydanlara çıkanlardır. Çağıran niçin siz değilsiniz. “Düşünmez misiniz?” Orada Hakk’ın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olmak üzere bulunuyorsunuz!
İşte asıl sorun bu! Düşünmeyen, üretmeyen kalabalıklar. İktidarı, muhalefeti böyle. Yemin töreninde gördünüz, eline tutuşturulan yemin metnini bile okuyamayanlar var.
Keşke milletvekilinin Meclis Kütüphanesindeki performanslarını izleme imkânımız olsa. Bir milletvekili ve/veya yardımcısı ayda kaç dakikasını kütüphanede geçiriyor. Mesela evinde kaç kitabı var ya da ayda kaç kitap alıyor/okuyor.
Meclis başkanından talebimdir. Lütfen sanal bir Meclis gazetesi çıkartalım. Bu gazete Meclis çalıştığı günler çıksın. Meclis ve komisyonda ele alınacak konularla ilgili istatistik bilgiler, uluslararası sözleşmeler ve başka ülkelerin bu konudaki düzenlemeleri ile mevcut duruma ilişkin şikâyetler ve yasama, yürütme/bürokrasiye ve yargıya gelen talepler ve dile getirilen ihtiyaçlar, STK görüş ve talepleri burada özet olarak yayınlansın. Merak ediyorum milletvekilleri bunların ötesinde 3-5 dakikadan sonra ne diyecekler? Konuşma süreleri kesinlikle daraltılmalı. Kürsü ağız dalaşı yeri değil. Kürsü topluma kötü örnek olmamalı. Yasa yapma teknikleri ve süreçleri konusu yeniden gözden geçirilmeli. Meclis hantal ve verimsiz çalışıyor. Artık icradan da ayrıldılar, bundan sonraki yol haritasının yeniden şekillenmesi gerek.
Üniversitelerimizin hali de ortada. Akademisyen arkadaşlar ülke gündemine ilişkin konulara ne kadar ilgi duyuyorlar. Hiç yok değiller, ama sayıları çok az. Biliyorsunuz ibadetin çok olanı değil, devamlı olanı makbuldür. “Makalemi yazdım, benden bu kadar” deyip köşeye çekilmeyeceğiz. Fikri takip gerekli. Bu anlamda hepimiz birbirimize muhtacız. Batılılar bu anlamda iyi organize olmuşlar. Vakıfları, lobileri, medya ilişkileri kendi politikalarını hayata geçirmede ciddi bir zincir oluşturuyor.
Bakın, bir medeniyetin inşası, kavramlar ve o kavramları hayata geçirmeye adanmış vakıflar, kurumlarla olur. Teknoloji terimlerle inşa edilir.. Bu ikisi arasındaki ilişki ise felsefe, hikmet, hukuk ve san’atla. Bizde durum ortada. Soros bir şey yapmak isterse, buradaki adamları düğmeye basılır basılmaz harekete geçiyor. Birileri veri bombardımanına başlıyor, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK, medya hepsi devreye giriyor.
Bizim strateji kuruluşları yeni yeni oluşmaya başladı. Onlar da daha çok çerçeve çizip tek bir teklife odaklanıyor. Ne yaparsak nasıl olur, kim nasıl davranır, ihtimaller, maliyetler ve riskler, toplumsal algı, din, tarih, gelenek, gelecek beklentisi gibi dinamikleri pek sorgulamıyoruz. Hayat da değişiyor, sorunun yapısı da. Statik hesabı ile toplumsal davranış modeli çıkartılamaz. Aslolan toplum mühendisliği de değil. Siyaset bizim medeniyetimizde bir meslek ya da mühendislik konusu değildir. Ama o yönde bir dejenerasyon söz konusu. Hukukçuluk, kanun teknisyenliğine dönüşme riski taşıyor.
Mesela aile, gençlik, eğitim alanında ne yapıyoruz. Kimlerle yola çıkıyoruz. Sanat ve spor alanında yapılanlar ne kadar bizim insanımıza hitap ediyor.
Bizim birbirimize engellemeye değil, birbirimizi tamamlamaya ihtiyacımız var.
“Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan” doğmuyor bizde. Bizde bu iş demagoji, ağız dalaşı ve kavgaya dönüşüyor. Adam kürsüde, söyleyecek söz bulamayınca mahalle kabadayısı ya da mahalle kahvesinde herkese çamur atan bir şarlatan gibi sağa sola sataşıyor.
Bu memleket bizim.. Birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacak tek bir zaferimiz var. Soğuk savaşın kurşun askeri anlayışı ile birbirimizi yıpratmaktan vazgeçelim. Korkularımız var bizim, umutlarımız var. Bunlar gerçek olmasa da birbirimizi anlamaya çalışalım. İçine çekilmeye çalıştığımız korku tünelinden ancak böyle çıkabiliriz.
Sahi, mesela, neden daha önceki “Akil adamlar” konusu gibi, “Tarikat, Cemaat” konusunu ele almayalım.. Sünni, Şii, Alevi, hatta Hristiyan cemaatlerini ve benzer yapıları bir tanıyalım, dinleyelim ve çözüm arayalım. Sonunda arayan Rabbini de bulur, belasını da. Aramayan kesin belasını bulur.
Çözüm istiyorsanız sabırlı olacaksınız, konuşmadan önce, dinlemeyi öğreneceksiniz. Tekfirci anlayıştan vazgeçeceksiniz. Açık, dürüst ve cesur olacaksınız. Ben, sen, o, hepimiz için bu böyle!
Bilmediğimiz şeyin peşine düşmeyelim. Birçok konuda yeterli bilgiye sahip olmadığımızı da bilelim.. Birçok CHP’li hayatında Kur’an-ı Kerim’in anlamını ya da Hz. Peygamberin hayatını bile okumamıştır. Din onların hayatında Çalıkuşu romanı kadar bile bir yer işgal etmez. Bırakın dini, birçok CHP’li Halkçılık, Cumhuriyet ve Demokrasi arasındaki ilişki ve çelişkiyi bile bilmez. Bilmediğini de bilmez. Ama “aydın” olma iddiasından da vazgeçmez. Laikçi CHP’liler öyle de, bizim dindar geçinen sağcı, muhafazakârlar acaba “iman ettik” dedikleri kitabın manasını bir kez olsun okudular mı? Kaç milletvekili, 1. Meclis ve sonrası yakın siyasi tarihin kronolojisini okudu acaba.
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Okumadan öğrenilir mi? Selam ve dua ile..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022