Abdurrahman Dilipak
“Geçtiğin yerleri toprak diye geçme tanı, düşün o toprağın altında binlerce kefensiz yatanı..”
Girdiğimiz topraklar, yaşadığımız toprakların devamı olarak aslında peygamberlerin ayak izleri ile doludur ve bu coğrafya aynı zamanda ilk kanın döküldüğü ve son kanın döküleceği, tarihin başladığı ve tarihin nihayet bulacağı bir coğrafyadır.
“Ahirzaman fitnesi, Deccalin fitnesinden koru..” bu coğrafyada yaşanan bir fitneden söz ederler. Bu coğrafya, Kafdağı, Babil ve Mısır mitolojisinin tam orta yerinde mitolojik bir coğrafyadır. Bu coğrafya cinlerin, devletin savaş arenasıdır aynı zamanda. “Melheme-i Kübra”, “Armageddon” bu toprakta yaşanması beklenen büyük savaşları anlatır.
“El Bab”, gelecekte yaşanacak bir savaşa açılan kapıyı anlatır bize. Re’sulayn’ın altındaki düzlük “Amak” ve “Dabık” savaşlarının yaşanacağı bir mekandır. Savaş oradan Hatay’a, Amanoslar’a doğru genişler. Büyük İskender İskenderun’da İskenderiye’de birer liman inşa ederken, kıyamet savaşı için bir liman inşa ettiğini biliyor mu idi aceba!
“Ne zaman ki Türkler (Beni esfer; Türkler olabilir mi, ya da sarışın Trump, sarışın Boris Johnson, hani şu ataları Çankırı’da ‘Sarıgiller’den olan adam, ya da Putin olabilir mi?) şiddetli bir rüzgar gibi üzerinize esmeye başlarsa” diye başlayan uyarıları okuyanlar aceba bu gelişmeler karşısında nasıl bir halet-i ruhiye içinde hiç düşündünüz mü?
Hatırlayın, ABD Irak’a girdiğinde Bush, Amerikan ordusunu “Mesih’in ordusu” olarak selamlamış, “Armageddon’u görecek nesil bizler olacağız” demişti; Bir hahambaşı ile Netanyahu konuşurken de, “Tanrıyı kıyamete zorlama” fikrinde olan hahambaşı, barış görüşmeleri ile vakit kaybedildiğini düşünüyor ve ‘neden kıyameti geciktiriyorsunuz’ diye Netanyahu’yu fırçalıyordu.
“Rumlar A’mak ve/veya Dabık’a gelene kadar, kıyamet kopmaz” diye bir rivayet var.
Bu anlattıklarıma ve anlatacaklarıma ister inanın ister inanmayın, bu rivayetlerin, dini, mezhebi, esoterik bir arka planı var. Bu Yahudilikte de, Hristiyanlıkta da, Müslümanlıkta da böyle. Müslüman toplumlar arasında Şia’da gelecek tasavvuru tamamen bu teoloji üzerinde kurulu. Bunu görmeden bilmeden bu bölgeye giremezsiniz. Girerseniz mayınlı tarlada top oynamış olursunuz. Girdiğiniz coğrafya zamanın büküldüğü, “zaman içinde zaman”ın yaşandığı, Mehdi, Mesih, Deccal’lerin sokaklarında dolaştığı, Dabbetül arz’ın ve Yecüc-Mecüc’ün hayat bulacağı bir coğrafya. Fincancı dükkanına giren fil gibi, “Destur” almadan girilmez bu yerlere.
“Amak”, “Dabık” denilen yer, Resulayn’ın altındaki düzlük. Biz şimdi tam da oradayız. “Beni esfer” her biri 12.000 askerden oluşan 20 sancak altında toplanacakmış. Bakın, DAEŞ’i örgütleyenler bu şuuraltını harekete geçirmek için onlara siyah elbiseler giydirip, ellerine siyah bayraklar verdiler. Çünkü, Horasan’dan gelecek ‘Kara bayraklılar’dan söz eder bazı kaynaklar. Bir kısım DAEŞ’lilerin Fergana’ya gönderilmesi boşuna olmasa gerek. Sadece Çin, Rusya ve Pakistan koridorunun kontrol edilmesinden ibaret değil iş.
Bazı hadislerde “Melheme-i Kübra” ya da “Yevm-ül Melhame” diye, Yahudilerin kışkırtacağı / Sebeb olacağı, insanlığın en son ve en büyük savaşından da söz eder. Melheme “İnsan bedenlerinin birbirinin içine geçip hamur olduğu” bir savaş.. Ve Yahudilerin bu savaşta 2. ve son kez mahvedilecekleri haber verilir.
Bazı kaynaklarda “Kıyamet savaşı”nın insanların 3’te iki ya da 5’de dördünün helakine sebeb olacağı anlatılır. Fırat’ın altında bir altından söz edilir. Mekke’nin altında altın ve yeşim taşlarından söz edilir.
Bir rivayette ise, “Gökten taş düşse bir münafık ya da facire bir kadının başına düşer” denir. Yani o kadar çok olacaklar. “İstanbul sözleşmesi” ve “Cinsiyet eşitliği”… Lut kavmini özleyen topluluklar geldi aklıma. Tam bu satırları yazarken, bir mimar arkadaş aradı. Süleymaniye Camii Vakfiyesine ait “Hamam” birilerine işletmeye verilmiş ve orada turistler kadınlı erkekli birlikte “hamam sefası” yapıyorlarmış ve caminin vakfiyesine ait bir mekanda “işret”in, hamamın internet sayfasında fotoğraflarla reklamının yapıldığını haber verdi. Bu işi yapandan da yaptırandan da Lucifer razı olsun!? Ne diyeyim. O gökten düşecek taş, onların başına düşsün. (Bakınız: suleymaniyehamami.com.tr)
Bu rivayetlerde İsrail’in Suriye’ye girmesinden söz edilir. Bu rivayete göre İsrail Suriye’yi vuracak. Suriyeliler Türkiye’ye kaçacak. Kushner bölgede boşuna dolaşmıyor. Kendine yeni dostlar edinmiyor. Dahlan’lar, Kahtani’ler, Veliahd prensler kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşımaya devam ediyorlar. Bu rivayetlere göre İsrail daha sonra Medine’yi de bombalayacak. Kâbe’ye saldıracaklar. Filistin ve Lübnan’dan sonra Türkiye’yi de vuracaklar. Hatay vurulacak. Amik ovası kan gölüne dönecek.
Yunan batımızdan saldıracak, Hristiyanlar İskenderun’a asker çıkaracaklar, İstanbul saldırıya uğrayacak.. Tabii bu merhalede Türkiye’nin bütün ittifakları ve anlaşmaları sona ermiş olacak. Uzatmayayım kanlı bir mücadeleden sonra zafer! Ve zafere giden yolda, ehli kitaptan birtakım insanlar kendi yöneticilerine isyan edip, Müslümanların yanında yer alacak ve bir kısmı da ihtida edecek.
Bakın, bunlara inanın ya da inanmayın, hatta ateist de olabilirsiniz. Bu coğrafya ile ilgili fikir üretirken, hesap, plan yaparken bu şuuraltını bilin. “Yuhanna vahyi”ni okumadan ne İzmir’e gidin, ne Hatay’a. Şam’a, Filistin topraklarına uğramayın bile. Hristiyanların bu coğrafya hakkındaki şuur ve şuuraltlarına yön veren geleceğe dair hükümleri aklınızın bir kenarında tutmadan bu bölgede olup-bitenleri anlayamazsınız. Fikir üretenden karar verene, yönetene kadar bu böyle. Trump, Kraliçe, Papa, Patrik, Putin, Netanyahu ya da İran yönetiminin şuuraltını anlamak istiyorsak okumamız gereken metinler var.
Neyse, ben bu operasyonun birtakım çevrelerin zihinlerindeki tedaileri, bir başka açıdan anlamaya ve açıklamaya çalıştım. Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022