Abdurrahman Dilipak
Salat’ı “Namaz” yaptık. Savm “Oruç” oldu. Vudu “Abdest”.. Riba’ya “Faiz” dedik.
Aslında “Faiz” ve “Riba” aynı şey değil. Faiz, “Feyizlendirmek, bereketlendirmek” demek. “Faiz” erkek adı, “Faize” kadın adı olarak kullanılır.
Sözlükte iktisadi açıdan “banka ve benzeri bir yere ya da bir kimseye belli bir süre işletilmek üzere ödünç verilen paranın kullanımına karşılık olarak alınan kâr; başkasının parasını belli bir süre kullanmak, işletmek için ödenen para. Anamalcı ekonomide, kiralanan paranın kira bedeli” olarak tanımlanır.
Ben Erdoğan’ın endişesini anlıyor, haklı buluyor, destekliyorum. Ancak, tanım ve çözüm ile ilgili sorunlarımız var. “Faiz haramdır” diyerek bu işin içinden çıkamayız. Çıkamadık, çıkamıyoruz ve çıkamayacağız.
“Helal gıda” ve “Helal Sertifikasyonu” tartışmasında ana eksen bugünkü hali ile fıkıh değil, piyasa ve iktisat, tüketim.
Evet “Helal” bizim için çok önemli, ama özellikle müşterisi olduğumuz malda biz “mubahat”ı esas alırız. Helal ve haramların sayısı, her biri için iki elin parmakları kadar ya da biraz daha fazladır. Bunlar belli. Bunların türevleri ve sirayeti sınırsızdır. Ve bu ancak müşterinin hassasiyeti ile arz ve talep zincirindeki istimalin bir denetimi ile mümkündür. Mutlak haramlar belli, müteşabih, kişiye dayalı, istimali ile müteşabih açıdan haramiyet farklıdır. Helal olan bir gıdaya alerjisi olan ve hayati risk oluşturan bir gıda onun için haramdır. Üzerinde helal etiketi olan bir gıda, son kullanım tarihi geçmişse hayati risk oluşturabileceği için haram kategorisine girebilir. Onun için “Helal Sert” helal olmayabilir. Yoksa helal-haram konusunda mezhebler arasında, içtihadi konularda farklı görüşler de mevcuttur.
Siyasiler, bürokratlar ve piyasa açısından sorun iç ve dış ticaret ile ilgili iktisadi bir sorun olarak öne çıkmaktadır.
Fıkhi açıdan baktığımızda ise “Mübahat/İbaha” düzeninde, “Helal” değil, “Haram” tanımlanır. “Ölçü belirlenir. Buna göre insan zihninde, belki bugün cep telefonları üzerinden sorgulamaya imkan veren bir arama motoru ile konu maslahata uygun hale getirilebilir.
Helal/kosher konusu Yahudilikte önemlidir. Bu aynı zamanda dini hiyerarşinin finansmanı, Yahudi cemaati üzerinde dini kontrol açısından bir mekanizmadır. Mesela Dini vergisi ödenmemiş bir mal ya da hizmet Yahudilikte “Murdar”dır. Takdis edilmemiş bir mal ve üretim tesisi denetlenip takdis edilmemişse de hükmi haram kapsamındadır. Hahamın üretim aşamalarını usul ve esasa uygunluk açısından tek tek incelemesi gerekiyor. Tabii bunun içinde para ödemeniz gerek. Bu gümrük denetiminden resmi standartlarla ilgili denetimlerden daha sıkı bir denetim de olabilir.
Kendimizi kandırmayalım. Etiketi görüp tatmin olmayalım. Unutmayın dünyadaki helal gıda ürün ve sertifikalarının %80’i İsviçre’dedir. Bu denetimi yapacak batılıların bir sürü vakıf, dernek, şirket ve fetvacısı vardır.
Bizde “Haram” olmayan, “Helal” olduğuna dair de delil bulunmayan, diğer bütün alanlar bizim için “Mübah”tır! Hayatımız, içinde “Helal”i de barındıran ve çok daha büyük bir çerçeveye sahip “Mübah” alanda şekillenir ve doğru olan da budur.
Gelelim Faiz’e. Enflasyonu tanımlamadan Faizi tanımlarsanız tek kanatla uçamazsınız. “Enflasyon”u nasıl tanımlayacağız? Bu ayrı bir sorun. Devlet karşılıksız para mı basıyor ürettiğimiz mal ve hizmetler milletlerarası ticarette değer mi kaybediyor. Bunun karşılığı olan parayı kim basıyor? Bu paranın tedavülü, milletlerarası piyasadaki karşılığı nedir.
“Para ile para alınıp satılmaz” diyoruz, “Döviz büroları” ne iş yapıyor. Şimdi git dolar al, alış-satış fiyatı belli. Sonra git aldığın doları sat TL al. Ne oldu? “Komisyon, ya da ticari faaliyet kârı ne oldu? Para başka para ile ticaret ediliyorsa, paranın kendisi “meta” mı?
Eskiden para altındı, gümüştü. Artık o hayal. Güvenli değil, taklidi kolay. Kağıt, plastik para, yani “Kaime” çıktı, “Para yerine ikame edilen ama kendisi para olmayan ödeme notu.” Tamam enflasyon yüzde elli. Ben 10.000 lira borç aldım, yıl sonunda size 15.000 lira mı ödeyeceğim, yine 10.000 lira mı? “Faiz haram onun için 10.000’e 10.000” dersem bu helal mi oluyor. Allah’ın rızası burada mı? Kim borç verir o zaman.
Gayrimüslimler, yabancı ülkelerle ticarette ne yapacağız. Adam faizi maliyete yedirmiş ben faizi satın alıyorum. Devlet düşük faizli konut fonu veriyor. Ben almayacağım, kredi ile konut alan adamın evini kiralıyorum, onun faiz borcunu ben ödersem sorumlusu ben miyim?
Murabaha, muşaraka, mudaraba ile bu işi çözebilir miyiz? Bu daha pahalı bir çözümse, pahalı olanı mı seçmeliyim. Başka finansal çözümler için başka bir bankaya ihtiyacım varsa ne olacak!
Zaten parayı merkez bankası üretiyor. Merkez bankası bütün bankaların ortak havuzu. Bir de diğer bankaların merkez bankasına yatırdıkları blokajının reeskont faizi var. Zaten parayı merkez bankası üretiyor. Rezerv para olarak yabancı para tutuyor ve onların da hem içinde ve hem de kullanımında faiz işletiliyor.
Sahi, mesela neden değerli taş ve madenler karşılığı sanal para üretmiyoruz! Engelleyen kim?
Kaldı ki, altına endeksli kripto sanal para diyeceğim, altın da dolarla alınıp satılıyor. Onun ticaretinin de “içinde mündemiç” faiz var. “Her faiz haram değildir” aslında. Enflasyon eşittir faiz, genel anlamda faiz olarak görülmemesi gerekir.
Kripto para için, bizimkiler, “değeri yok” diyor. Evet kendini de göremezsin. Kredi kartındaki parayı görüyor musunuz? Sanki “kağıt para”nın, “kontür”ün bir değeri var. “Onun garantisi var” diyorlar. Aldatma da haram. Tarihin en büyük aldatmalarından biri de Dolar! Karşılığı olmayan büyülü bir kağıt parçası. Emperyalizmin hisse senedi gibi bir şey! Dolar’ı konuşuyor muyuz. “Kaime”nin ayar merkezi Londra’da LIBOR değil mi? LIBOR’u konuşuyor muyuz! “Devlet”e güveniyorlar. Dolar’ın karşılığı yok ve devletin güvencesi de, sistem çöktüğünde işe yaramayacak. Sanal para bir defa kripto bir yazılım. O kendi başına bir değer. Hani şu cep telefonlarındaki android ya da Microsoftun işletim sistemi gibi. Görünmeyen bir mal. Sadece bir şifre alıyorsun, yazdın mı bilgisayarın çalışıyor. Telefonun bir IP’si var, bir şifresi var. Onun gibi bir şey. Tedavülü kolay. Evet bitcoin muhasebe dışı, bunu gerçek anlamda diğer ödeme sistemlerinden çok daha güvenli muhasebe sistemine kaydedebileceği muhasebeleştirilebilen bir paraya dönüştürmek mümkün.
Bana kalırsa asıl bunları konuşmamız gerek. Yoksa “Faiz haramdır” sözü kulağa hoş gelen ama hiçbir zaman gerçek hayatta piyasaya hakim olan bir anlayışa dönüşmeyecek. Biz bunu 20.YY’ın ilk çeyreğinden beri tartışıyoruz. Sonuç ortada: Ses var görüntü yok! Selâm ve dua ile..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022