Abdurrahman Dilipak
2019 da Kültür Bakanlığı 2020 yılını ‘Patara Yılı’ ilan ettiklerini duyurdu. Corona geldi, kimse Patara’yı konuşamadı doğru düzgün. Bu duyurunun ardından vatandaşlar Patara nerede, Patara hangi şehirde, Patara hakkında bilinmesi gerekenler sorularına cevap aramaya başladı. 2020 yılının turizm teması seçilen Patara, Muğla’nın Seydikemer ilçesi ile Antalya’nın en batısındaki Kaş ilçesinin Gelemiş Köyü sınırlarında yer alıyor. “Kaş” dedik de hani şu arasına sınır çizgisi bile çizilemeyen, bir tüfek menzili uzakta “Meis” isimli “Yunan adası”!? var ya, işte oradaki ana karadan söz ediyoruz.
Patara o kadar çok şeyle ilgili/ilişkili ki! Konu kaplumbağa, kum, deniz fenerinden ibaret değil.
Likya Birliği’nin 3 oy hakkına sahip 16 şehrinden biri. Bir başkent. MÖ 1200’lere uzanan bir tarihi geçmişi var. Bazıları bu tarihi MÖ 4000’e kadar uzatır. Dünyada ilk Parlamento burada kurulmuş. Belki de ilk seçim, ilk Demokrasi burada hayat buldu. Patara, Büyük İskender’in kuşattığı kentler arasında. Yani Eflatun ve Sokrat da şehri ziyaret etmiş. Mitoloji’de Patara’yı “su perisi Lykia” ile Apollon’un oğlu Paturus’un kurduğu anlatılır. Tabii bu hikayelerin kaynağı Herodot.
Noel Baba olarak bilinen Saint Nicholas’ın hocası da Pataralı. O zamanında tevhid inancının öncülerinden biri. Paganlar onu şehid etmişler. Yani Saint Nicholas bir şehidin talebesi. O şehidin mezarı da Patara’da bulunuyor. “Işık ülkesi” anlamına gelen Likya’da, doğu Akdeniz’de bulunan 3 hububat deposundan biri Patara’da bulunmaktadır.
Hitit metinlerinde Lukka halkından bahsedilir. Hititçe’de Patar, Likya dilinde Pattara olarak anılan şehirdeki Lukka’lılar bağımsız, gözüpek, özgür, Doğu Akdeniz’de korsanlıklarıyla korku salan bir halk olarak tanınır. Lykialılar, ataerkil değil soylarını annelerine göre tanımlarlardı. Bu da beni İsrail etkisi olarak değerlendirilir.
Likyalılar MÖ 1295’de Mısırlılarla yapılan Kadeş Savaşı’nda Hititlerin saflarında, Troia savaşında da Troia saflarında savaştılar. Likyalılar Anadolu’da Roma İmparatorluğuna son katılan eyalet olarak bilinir. Likyalılar (Doğru ifade Lykialılar) , MÖ 545’de Harpagos komutasındaki Perslere karşı direnemez. Pers istilası MÖ 334’de Makedonyalı Büyük İskender’in İstanbul Boğazını geçip Anadolu’ya geçişinin ardından ve MÖ 333′de Granikos savaşında Persleri yenişi ile sonuçlandı. Herodot Likyalıları şöyle anlatır. “Kadınları, çocukları, köleleri kaleye doldurup ateşe verdiler. Yeminlerle bağlı kalan halk kahramanca direndi ve savaşçıların tümü bu savaşta öldürüldü.”
MÖ 42’de Romalılar şehri yeniden kuşattılar.. Yenileceklerini anlayan Likyalılar güçlü bir direniş sergilediler. Ancak daha fazla direnemediler. Yine de esareti kabul etmediler. Esir alınacaklarını anlayanlar intihar ettiler. Sezar’ın katili Brutus askerlerin öldürülmemesini, canlı olarak esir alınacaklar için ödül vaad etti ama ancak 150 kişi sağ ele geçirilebildi.
Lykia’ca Yunanca ya da Grekçe diye bilinen dilin atası sayılır. Grek, Girit ve Mora çevresindeki Lykialı denizcilere verilen isimdi. Bu dil de bu denizcilerin konuştukları kırma bir dildi. MÖ 3.YY’da Lykçe artık kullanılmamaya başladı ve yerini Helence’ye bıraktı.. Helence kent adları bu tarihten sonra ortaya çıkmıştır. Mezopotamyadaki dillerin kökeninde Aramice olduğu kabul edilir.
MS 141’de büyük bir deprem yaşayan şehir MS 5 Ağustos 240’da meydana gelen 2. büyük depremle önemini kaybetmeye başladı. Bizans döneminde Lykia kentleri küçülerek varlığı sürdürse de MS 7. YY’daki Müslüman Arapların gelmesi ile metruk bir şehir haline geldi.
İonia’lı tarihçi Herodot Kaf dağı, Babil ve Mısır mitolojisinden yola çıkarak MÖ 9.YY’dan itibaren deniz yolu ile İonia’ya gelen bu hikayelerden esinlenerek, İonların tanrılar sistemini kurguladı. MÖ 700’lü yıllarda Hesiodos bu tanrıların soy zincirlerini hazırladı. Tanrıların isimleri, görevleri, sıfatları / unvanları, akrabalıkları ve sembollerini tanımladı.
Bölge 1424 yılında Osmanlı egemenliğine girdi. 1478’de Sultan Cem’in Rodoslularla görüşmek üzere Patara’ya geldiği de biliniyor. Abdülhamid döneminde burada telgrafhane kurulmuştur. Patara aynı zamanda Osmanlı döneminde Libya ile aramızdaki telsiz telgraf için de bir haberleşme merkezi idi. Limanı eskiden çok önemli idi.
Daha sonra “Noel Baba” adıyla anılan Aziz Nicola ya da namı diğer Derviş Nikalaus eğitimini Kudüs de alsa da onun Hz. İsa şeriatı ile tanışması muhtemelen Olympos’lu Methodius ile oldu. Likya’nın ilk bilinen piskoposu Methodius MS 312’de Paganlar tarafından Patara’da idam edildi. O da son peygamber öncesi dönemde yaşayan Hanif Müslümanlardandı.
MS 4-7 YY arasında Bizans dönemi, bölgede Hıristiyanlığın kurumsallaştığı ve çok sayıda kilisenin inşa edildiği dönemdir. 2000 yıldır ayakta kalan dünyanın en eski, belki de ilk Deniz Feneri Likya’dadır. Deniz Feneri’ndeki kitabede Fener’in, MS. 64/65’de Roma İmparatoru Neron tarafından yaptırıldığı yazılıdır.
Belki bir gün de Aziz Yorgi, Aziz Sotri, Aziz Ayani’den söz ederim, hani şu Mudanya’daki Triana manastırını kuran hanif Müslümanlardan. Bugün, Doğu Akdeniz’den bahsederken, Akdeniz’den Ege’ye dönüşte köşe başındaki bir halktan söz etmek istedim.
Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022