Barış Soydan
"Burjuva olmak, sadece fabrika, banka sahibi olmak, zengin olmak demek değildir. Aynı zamanda uygarlığa, aydınlığa, insan haklarına sahip çıkmak demektir. Batıda en azından elli altmış yıldır burjuvazinin geldiği aşama budur. Bizde ne yazık ki, henüz buralardan çok uzaktayız. Onun için herkes kendi durumuna bakıyor."
Mahfi Eğilmez, Türk burjuvazisinin demokrasi, insan hakları gibi konulardaki umursamazlığını bu sözlerle eleştirmişti.
Burjuvazi toplumu ilgilendiren meselelere neden bu kadar ilgisiz, devlet karşısında neden bu kadar pısırık ve korkak?
Bu aslında eski bir soru, geçmişte çokça tartışıldı, üzerine kitaplar yazıldı. Bu konudaki en önemli inceleme, Ayşe Buğra'nın 11. baskısına ulaşan klasikleşmiş eseri "Devlet ve İşadamları"dır. Buğra, bu kitapta Türkiye'de burjuvazinin Batı'daki benzerlerinden farklı olarak devlet karşısındaki ürkekliğini şöyle açıklar:
- Çünkü servetlerini ve toplumsal konumlarını devlete borçludurlar.
- Çünkü devlet, karşılaştıkları güçlüklerin en önemli kaynağıdır.
- Çünkü devlet müdahalesi olmadan serbestçe işleyen bir piyasa mekanizmasının ekonomik başarısı kuşkuludur.
Ayşe Buğra, hayat hikâyelerini incelediği 8 Türk işadamından da (hepimizin bildiği) şu sonucu çıkarmıştır:
- Devletle iyi ilişki kurmak çok önemlidir.
Hâl böyleyken burjuvazinin Türkiye'de insan haklarından, demokrasiden yana tutum almamasına şaşırabilir miyiz?
Şaşırtıcı olan bu değil. Şaşırtıcı olan, burjuvazinin kendi çıkarlarını ilgilendiren konularda da tutum almaması, ezik, pısırık bir tavır sergilemesi.
Özel sektörün 200 milyar doların üzerinde dış borcu var. Dolar geçen yıl yüzde 30, bu yıl yaklaşık yüzde 15 arttı. Dolardaki her bir kuruşluk artış, özel sektörün sırtındaki yükü daha da ağırlaştırdı. Buna rağmen TÜSİAD dışında hiçbir iş kuruluşu ekonomiden şikayetçi değil. Demek ki, diye düşünüyor insan, TÜSİAD üyeleri dışındaki kuruluşlar, yani Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Anadolu'daki diğer odaların üyelerinin işleri tıkırında. Demek ki, kriz sadece TÜSİAD üyesi büyükleri vurdu, KOBİ'ler ve orta boy şirketler paçayı yırttı.
Böyle olmasa, krizden etkilenmiş olsalar, neler yaşadıklarını anlatmaz, ekonomi politikasıyla ilgili önerilerini dile getirmezler miydi? Oysa İTO, İSO ve TOBB başkanlarının ağızlarından aylardır bal damlıyor.
İTO Başkanı Şekip Avdagiç:
"Reform paketi ekonomi yönetiminin Türkiye'nin değişim ve dönüşüm sürecini, reformist bir akılla yönetmek istediğini açıkça ortaya koyuyor." (10 Nisan)
"Hükümetimizin piyasayı yakından takip etmesinden ve kritik tedbirler almasından memnuniyet duyuyoruz. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren bu düzenlemeler iç talebi artıracak. Seçimleri de geride bırakmış olacak Türkiye, daha canlı ve istikrarlı bir ekonomik aktiviteye ulaşacaktır." (21 Mart)
"Finansmanda ve teşvikte fırsatlar en üst düzeye çıktı. KOBİ'ler bunu kullanacak üretim vitesini yükseltecektir. Tüm bu adımların olumlu yansımalarını önümüzdeki dönemde net şekilde hissedeceğiz" (1 Mart)
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu:
"İstihdamdaki negatif gidişi durdurduk, artıya geçtik. Odalarımız ve borsalarımız yıl sonu için verdikleri hedefleri yakalamak için gayretle çalışıyor." (2 Nisan)
Hakkını yemeyelim, Rifat Hisarcıklıoğlu, zaman zaman Türkiye ekonomisinde bir takım sıkıntılar olduğuna değiniyor ama kabahatlinin bankalar olduğunu düşünüyor:
"Firmalarımızın yaşadığı sıkıntıların başında finansmana erişim ve yüksek faizler geliyor… Sizin yüksek faize karşı duruşunuz bize cesaret ve umut veriyor. Yine sizin başlattığınız finansman desteklerinin devam etmesini arzu ediyoruz." (2 Mayıs, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı toplantıda.)
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan:
"Son dönemde aldığımız bilgiler, alınan tedbir ve önlemlerin piyasalarda bir canlanma oluşturduğu şeklinde. Bazı çevrelerin abarttıkları ve speküle ettikleri kadar olumsuz netice düşünmüyorum. Bazı çevreler, özellikle dış çevreler 'Eğer bunu yaparsanız Türkiye'nin vergi geliri düşecek.' diyor ama piyasa gerçeklerinin uzağında birtakım açıklamalar bunlar." (13 Kasım)
"Biz sanayicilerin, 2019'u karamsar ve edilgen bir konumda karşılamak gibi bir lüksü olamaz. Bu tutum sanayicinin doğasına aykırıdır. Sanayici; uzun vadeli düşünen, geleceğe iyimser bakan, taşın altına elini koyarak risk alan, toplumun refahını, aş, iş üretmeyi kendisine öncelikli görev edinmiş bir ekonomik aktördür." (26 Aralık)
Türk burjuvazisinden demokrasiye, insan haklarına sahip çıkmasını beklemiyoruz. (Bekliyoruz da, Türkiye gerçeklerinin farkındayız, diyelim.) Ama kendi çıkarlarına sahip çıkmalarını beklemek, sanırım en doğal hakkımız. Zira evet, hepimiz aynı gemideyiz, onlar battığında biz de batacağız...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021