Barış Soydan
Bu perşembe Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası faizi indirmek üzere toplanıyor.
18 Eylül Çarşamba günü ise faiz indirimi sırası bu kez Amerikan Merkez Bankası'nda olacak.
"Nereden biliyorsunuz faizleri indireceklerini?" diye soranlar çıkabilir.
Normal ülkelerde merkez bankalarının faizi indirip indirmeyeceğine dair beklenti, "piyasa oyuncuları", yani bankacılar, borsacılar, ekonomistler arasında yapılan anketlerle ölçülür. Piyasa oyuncuları ekonominin içinde bulunduğu duruma ve Merkez Bankası yöneticilerinin yaptığı açıklamalara bakıp bir öngörüde bulunurlar…
Amerika'da piyasa oyuncularının yüzde 90'ı, 18 Eylül toplantısında faiz indirimi bekliyor. Avrupa'da da durum farklı değil.
Türkiye'de ise faiz indirimini öngörmek için piyasa oyuncularının tahminlerine veya Merkez Bankası yöneticilerinin açıklamalarına bakmaya gerek yok. Cumhurbaşkanı'nın iki dudağına odaklanmak yeterli.
Erdoğan hafta sonu şöyle dedi: "Perşembe günü Para Piyasası Kurulu toplanıyor, inanıyorum ki faiz daha da düşecek. Faiz düştükçe enflasyon da düşecektir, bunu göreceksiniz." Cumhurbaşkanı böyle demişken Merkez Bankası'nın faizi indirmeme şansı olabilir mi?
Demek ki, üç Merkez Bankası'nın da faiz indirimine gitmesi neredeyse kesin. Faiz indirimlerinin TL, Euro ve dolar üzerinde önemli sonuçları olacak.
Dolar hep güçlü bir para birimiydi ama son dönemde başta Euro olmak üzere birçok para birimine (Ve bu arada TL'ye) karşı daha da değer kazandı.
Dolar dünya paralarına karşı neden değer kazanıyor? Çünkü Amerika-Çin ticaret savaşının dünya ekonomisini durgunluğa, hatta krize sürüklediği korkusuyla insanlar (ve şirketler) riskli paralardan, riskli yatırım araçlarından çıkıp güvenli olarak değerlendirilen paralara, yatırım araçlarına dönüyorlar. Güvenli enstrümanların başında da dolar geliyor. (Öteki güvenli limanlar olan altın, gümüş, Yen ve Bitcoin'le ilgili geçenlerde T24'te yazmıştım. - Hayrola savaş mı çıktı, altın fiyatları neden yükseliyor?)
Trump doların değer kazanmasından dertli. Doların değeri arttıkça Amerikan şirketlerinin ihracat pazarlarındaki rekabet gücünün azalmasından şikâyetçi. Bu nedenle Amerikan Merkez Bankası'nın faizleri indirmesini istiyor. Kallavi indirim yapsın diye Twitter mesajlarıyla Merkez Bankası üzerinde baskı kurmaya çalışıyor.
Trump neden kallavi indirim istiyor? Çünkü Amerikan Merkez Bankası faizi indirirse, doların getirisi bir nebze azalır. Bazı yatırımcılar, "Bu faiz bana yetmez" diyerek dolar veya Amerikan tahvili satıp daha yüksek getirili paralara, varlıklara döner. Ve doların değeri düşer. Mekanizma kabaca böyle.
Ama bunun için, yani doların değerinde Trump'ın istediği oranda, dişe dokunur bir düşüş için Amerikan Merkez Bankası'nın ufak tefek, 0.25 puanlık indirimlerle yetinmemesi, 18 Eylül'den sonra da faiz indirimlerini sürdürmesi gerek.
Bunu yapacağına dair hiçbir işaret yok. Çünkü Amerikan ekonomisinde işler şu anda rayında gidiyor. Amerikan Merkez Bankası, Çin ile girilen ticaret savaşının durgunluğa yol açıp açmayacağını bekleyip görmek istiyor.
Durum böyleyken dolarda trendin dönmesi, düşüşe geçmesi zor.
Euro'nun durumu ise farklı. Euro uzun zamandır "deli gibi düşüyor."
"Deli gibi düşüyor" sözü Trump'a ait. Euro'nun dolar karşısında son 2,5 yılın en düşük seviyesine gerilemesine geçenlerde böyle tepki gösterdi. (Euro geçtiğimiz günlerde uzun zamandır ilk kez dolar karşısında 1,10 seviyesinin altına indi.) Trump, Euro düştükçe Amerikan ekonomisinin rekabet gücünün aşındığını düşünüyor.
Euro düşüyor çünkü Avrupa ekonomisi kötü gidiyor. Almanya durgunluğun eşiğinde. İtalyan ekonomisinin durumu malum. Yunanistan'a hiç girmeyelim.
Avrupa Merkez Bankası bu Perşembe toplanarak Avrupa ekonomisini canlandırmak için neler yapabileceğini tartışacak. Bu aynı zamanda Avrupa Merkez Bankası'nın Mario Draghi'nin başkanlığında yapacağı son toplantı olacak. Masada faiz indiriminin yanı sıra 2008-2009 küresel krizi sonrasında uygulamaya konulan ancak işler düzelince kaldırılan "parasal genişleme"yi, yani bankalardan tahvil alarak ekonomiye para pompalama politikasını yeniden devreye sokma seçeneği de var.
Avrupa Merkez Bankası'nın ekonomiyi canlandırmak için kullanacağı silahların Euro'nun değerini kısa vadede olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Demek ki, Euro'da da yön değişikliği pek mümkün değil.
Geldik TL'ye… Türk Lirası geçen yıl zaten kaybedeceği kadar değer kaybetti. Bu yılı nispeten" sakin geçiriyor. Dolar/TL, enflasyondaki düşüşün de etkisiyle yazın bir ara 5.50'nin altına kadar inmişti. Sonra piyasa oyuncuları, Merkez Bankası'nın ekonomiyi canlandırmak için yaptığı müdahalelerden işkillenince yeniden 5.80'i geçti. Ama enflasyondaki düşüş sürünce geçen hafta yeniden gevşedi. Tahterevalli gibi...
Merkez Bankası'nın elinde bu hafta faiz indirimi yapmak için iyi bir fırsat/bahane var: Enflasyondaki düşüş. Unutmayalım ki, faiz enflasyona göre belirlenir. (Daha doğrusu enflasyon bekleyişlerine göre.) Temmuzda enflasyon yüzde 16'lara inince Merkez Bankası faizi 4.25 puan (425 baz puan) indirimle yüzde 19.75'e çekmişti. Geçen hafta enflasyon yüzde 15.01'e geriledi. (Enflasyon verilerindeki manipülasyon kuşkuları -ki ciddi kuşkular- ayrı bir yazının konusu.) Ve Merkez Bankası'na faizde yeni indirim için bahane doğdu.
Demek ki, T.C. Merkez Bankası'nın indirime gideceği de belli. Mesele gidip gitmeyeceği değil ne kadar indirim yapacağı. Piyasa oyuncuları indirimin 2-3 puanla sınırlı olması gerektiğini düşünüyor ama Erdoğan ekonominin bir an önce canlanmasını istediği için daha yüksek bir oran şaşırtıcı olmaz.
Merkez Bankası'nın şansı, tüm dünyanın faiz indirimi yarışına girmiş olması. Geçen ay Hindistan, Sri Lanka, Endonezya, Filipinler ve Tayland faiz indirdi. Yukarıda gördüğümüz gibi sırada Avrupa ve Amerika var. Türkiye'deki indirim arada kaynayıp gider... Kısa vadede piyasada büyük bir tepki yaratmaz.
Ama ufukta kara bulutlar birikiyor. Enflasyondaki düşüşün sonuna gelmek üzereyiz. "Baz etkisi" (Geçin yılki fiyat artışlarının çok yüksek olmasından kaynaklanan oransal etki) yakında bitecek. Kışın fiyatlar yeniden tırmanışa geçecek.
Enflasyon yeniden yükselmeye başlayınca dolar da yükselecek. Dalkavukları boşverin, ciddi iktisatçıların beklentisi böyle.
Bu arada dünyada da ciddi riskler var: Arjantin'in iflası, ABD-Çin ticaret savaşının iyice sarpa sarması, Brexit "dramı"nda yeni perdeler açılması...
"Enflasyon iniyor, faizler düşüyor, şimdi para harcama zamanı!" diye çığıranların gazına gelmeyin. Fazla açılmayın.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021