Barış Soydan
Bir arkadaşım geçtiğimiz hafta araba satın aldı. İki gün sonra iade etti. Alırken fark etmediği sorunlar varmış. Bu işlemin ona maliyeti bin liradan biraz fazla. Neyse, zararın neresinden dönersen kârdır, demişler…
Simit Sarayı’nda olan bitenler için de zararın neresinden dönülse kârdır, diyebilir miyiz? Erdoğan’ın "Benim bunu tasvip etmem mümkün değil" demesinden saatler sonra Ziraat Bankası’nın iştiraki olan Ziraat Girişim Sermayesi, Simit Sarayı’nın yüzde 51’inin satın alınması için Rekabet Kurumu’na yaptığı başvuruyu geri çekti. Umarım devletin zararı, arkadaşımın hikâyesinde olduğu gibi birkaç günlük kırtasiye masrafından ibarettir, Simit Sarayı’nda batan büyük tutarlı kredi yoktur.
"Ana banka": Denizbank
Sahi Simit Sarayı’na hangi bankalar kredi vermişti? En çok krediyi Denizbank’ın verdiğini biliyoruz. Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu, iki yıl önce "ana bankalarının" Denizbank olduğunu söylemişti. Denizbank CEO’su Hakan Ateş de çeşitli defalar, Simit Sarayı’nın gelişmesinde önemli rol oynadıklarını belirtmişti. Nitekim Denizbank genel müdürlüğünde Simit Sarayı’nın bir şubesi açılmıştı.
Ziraat Girişim’in Simit Sarayı’nı satın alması, "ana banka" Denizbank’ın verdiği kredilerin de kurtulması anlamına gelecekti. O krediler şimdi ne olacak? Denizbank açıklama yaparsa öğreniriz...
Zararın neresinden dönülürse kârdır, sözü Simit Sarayı’nın yurtdışı mağazaları için de geçerli. Simit Sarayı "küresel marka" olma stratejisi kapsamında dünyanın önde gelen başkentlerinin en pahalı caddelerinde mağazalar açmıştı. Londra’nın pahalı caddesi Oxford Street’teki mağazanın kirasının 800 bin dolar olduğu söyleniyor. New York’taki mağazanın kirası da ondan aşağı değildir. Bu mağazalar kârlı mı acaba? Görenler, pahalı caddelerdeki bu mağazalarda astronomik kiraları çıkaracak kadar müşteri yoğunluğu olmadığını söylüyor...
Mağazaların kirasının bir bölümünü devlet veriyor
Simit Sarayı bu kadar yüksek kiralı mağazaları nasıl açabildi? Devletin parasıyla. "Ne?" dediniz, değil mi? İktidar, Türkiye’den küresel markalar çıkması için "Turquality" adı altında bir destek programı başlatmıştı. Turquality kapsamında New York’ta, Londra’da açılan mağazaların kirasının bir bölümünü devlet veriyor. İyi de ya o markanın Türkiye’deki başarısını küresel ölçeğe taşıması mümkün değilse? Yazık değil mi milyonlarca dolara?
Bazı şirketlerin sırf desteği alabilmek için yurtdışında mağaza açtığı, parayı aldıktan bir süre sonra kapattığı yönünde iddialar da var. Birkaç farklı yerden duyduğum ama teyit ettiremediğim bir iddia. Araştırmaya değer.
Zararın neresinden dönülse kârdır, sözü Ziraat Girişim, Simit Sarayı’nı alsaydı olacaklar için de geçerli. Girişim sermayesi, İngilizcedeki "private equity"nin Türkçe'deki karşılığı. Private equity fonları zor durumdaki şirketleri alıp kâra geçiriyor ve aldığının daha pahalısına satıyorlar. Bunu nasıl yapıyorlar? Maliyetleri düşürerek. Ve gelirleri artırarak. Bir şirketin, hele Simit Sarayı gibi bir hizmet sektörü şirketinin başlıca maliyeti nedir? Emek. Private equity fonlarının esas işi, emek maliyetini azaltmak, minimum insanla maksimum iş yapmak. Böylece şirketin kârını artırmak veya zarardaysa kâra geçirmek. Emek maliyetini azaltmak ne demek? İşçi çıkarmak demek. Devletin girişim sermayesi şirketi, Simit Sarayı’nda bunu yapabilir miydi? Simit Sarayı’nda 10 binden fazla insan çalışıyor. Amerika’daki acımasız private equity fonlarının yaptığı gibi işgücünün dörtte birini, beşte birini, yani 2 bin - 3 bin işçiyi kapıya koyabilir miydi mesela?
Simit Sarayı’na şimdi ne olacak?
Gerçekçi olalım, bir devlet bankasının private equity şirketi gibi çalışması zor. (İyi ki de zor.) Muhtemelen bunun tersi olacak, başka örneklerde olduğu gibi şirket devlete geçtikten sonra arpalığa dönecek, üst yönetim kadroları Kartal İmam Hatip mezunları ile doldurulacaktı. Bu sırada zarar büyüdükçe büyüyecek, Simit Sarayı devletin sırtında büyük bir kambura dönüşecekti...
Neyse, şükür, devlet zarardan döndü. Peki Simit Sarayı’na şimdi ne olacak?
Ekonomi gazeteciliğinin usta ismi Meliha Okur, Simit Sarayı patronlarının Londra’ya yerleştiğini yazdı. Ben de Londra’ya yerleşmekle kalmayıp orada girişimciliğe soyundukları duydum. Simit Sarayı’nın kurucularından Haluk Okutur’un, etnik lezzetler sunan Kernel & Roast adlı bir hazır gıda zinciri kurduğu söyleniyor. İnternet sitesine göre Kernel & Roast, lokum, helva gibi lezzetleri İngilizlerle buluşturuyor. Görüyorsunuz ya, girişimci insan her yerde girişimci!
Simit Sarayı’nda olan gariban işçilere olacak korkarım.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021