Barış Soydan
Borsa rekor üzerine rekor kırıyor. Yoksa kriz bitti mi?
Yoksa yoksa tünelin ucundaki ışık trenin farı mı?
Araştırma kuruluşu Capital Economics'in verileri ışığında duruma bakalım.
2108'in Ağustos ayında yaşanan kur depremi sonrasında gayrisafi yurtiçi hasıla sert biçimde daraldı. Ekonomi dibi 2018'in sonunda gördü. 2019'un ikinci ve üçüncü çeyreğinde ise dipten dönüş başladı.
Gayrisafi yurtiçi hasıla
Ekonomi 2019'un üçüncü çeyreğinde, yani Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında yüzde 0.9 büyüdü. Son çeyrekte, yani Ekim, Kasım, Aralık aylarında yüzde 5-6 büyümesi bekleniyor.
"Hani nerede yüzde 5-6'lık büyüme, ben göremiyorum!" dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, zaten son çeyrekteki yüzde 5-6'lık büyüme "baz etkisinden" kaynaklanıyor.
Baz etkisi ne demek? Şu demek: Büyüme ölçülürken geçen yılın aynı dönemine bakılıyor. 2018'in son 3 ayında çok sert daralma vardı. O nedenle 2019'un son çeyrek büyümesi olduğundan yüksek çıkacak. Yani haklısınız, ortada vatandaşın hissedebileceği ölçüde güçlü bir büyüme yok. Olsa işsizlik bu kadar yüksek olmazdı.
Ama borsa için önemli olan büyümeyi sizin hissedip hissetmediğiniz değil, şirket bilançolarının büyüyüp büyümediği. (Bilançolar büyüyor.)
Borsa karın doyurmaz, biz kendi cebimize bakalım. Ekonomi nasıl dipten döndü? Devletin kesenin ağzını açmasıyla. Yani kamu harcamalarıyla. Ve kamu bankalarının ekonomiyi düşük faizli (yani zararına) krediye boğmasıyla. Önce bütçe açığının patlaması pahasına kamu harcamalarının nasıl artırıldığına bakalım.
Merkezi yönetim harcamaları
(12 aylık toplam, milyar TL)
Merkezi yönetim faiz dışı fazlası
(12 aylık toplam, GSYH'nın yüzdesi olarak)
Ekonomiyi canlandırmak için sadece kamu harcamaları değil kamu bankalarının düşük faizli kredileri ve Merkez Bankası'nın düşük faiz politikası da kullanıldı. Merkez Bankası geçen Temmuz'dan bu yana faizleri 12.75 puan düşürdü. Kamu bankaları da yerel seçimlerden hemen önce kredilerde gaza bastılar. Piyasaya giren taze para tüketimi körükledi.
Ekonomide her şeyin bir yan etkisi var. Devlet harcamaları ve kamu bankalarıyla ekonomiyi canlandırmanın da vardı: Krizin etkisiyle daralan ithalat yeniden patladı. 2019'un üçüncü çeyreğinde miktar bazında ithalat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10.3 arttı. Bu, 2003'ten bu yana görülen en yüksek artıştı.
İthalat artınca krizin etkisiyle ortadan kaybolur gibi olan cari açık geri döndü. 2018 yılının Kasım ayında 1 milyar 41 milyon dolar fazla veren cari işlemler hesabı, 2019 yılının aynı ayında 518 milyon dolar açık verdi.
Cari açığın bu yıl daha da bozulması kuvvetle muhtemel. Çünkü petrol fiyatları artış trendinde. Türkiye'nin ana ihracat pazarı olan Avrupa ekonomisi de kötü gidiyor. Bu nedenle Türkiye'nin ihracatı, TL'nin değerindeki büyük düşüşe rağmen tıknefes.
Bu koşullar altında cari açığın bu yıl yeniden yüzde 3.5'e yükselmesi şaşırtıcı olmaz. Eğer korkulduğu gibi olur, cari açık yeniden yüzde 3'ün üzerine çıkarsa Türkiye ekonomisinin "riskleri" yeniden dünyanın gündemine gelir. Çünkü Türkiye, dış finansman ihtiyacı (Cari açık+kısa vadeli borçlar) döviz rezervlerine oranı en bozuk ülkelerden biri.
Toplam dış finansman ihtiyacının döviz rezervlerine oranı (%)
Unutmayalım: Ekonomi dipten dönmüş olabilir ama TL geçen yıl dünyada dolar karşısında en kötü performans sergileyen para birimlerinden biriydi. Sebep? Yukarıdaki tablo.
Dolar TL karşısında bu yıl yüzde 20 değer kazanırsa 2020'yi 7.5 TL'den kapatır.
TL'nin yüzde 20'lik değer kaybı ne demek? Enflasyonun azması demek.
Enflasyonu azdıracak bir şey daha var: Ekonomideki canlanma.
Bu arada petrol fiyatlarındaki yükselişi de unutmayalım…
Bu koşullar altında enflasyon iktidarının beklediği gibi tek haneye inmez. Aksine 2020'yi yüzde 15 civarında kapatır. Tabii TÜİK kalem oyunu yapmazsa…
Ve enflasyondaki yükseliş makro dengelerin yeniden bozulmasına yol açar. Kriz havası memlekete geri döner.
Tüketici enflasyonu
Son söz ve vatandaşa tavsiye: 2020 boyunca kemerlerinizi bağlı tutmaya devam edin, gaza gelip fazla açılmayın.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021