Barış Soydan
"Mafya lideri her şeyi açıklarken TL düşüyor."
Uluslararası araştırma kuruluşu Capital Economics, geçen cuma abonelerine ilettiği notta böyle diyordu.
"Geçen hafta iki kilit faktör lirayı aşağı çekti. İlki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir Merkez Bankası başkan yardımcısını daha görevden alıp yerine eski bir danışmanını atamasıydı. Bu, Merkez Bankası'nın zaten bozuk olan itibarını daha da zedeledi. İkinci sebep ise siyasi belirsizlik. Geçen hafta Türkiye'de haberlerin odağında, bir çete lideri olan Sedat Peker'in önde gelen siyasetçilerle organize suç arasındaki ilişkilere dair iddiaları vardı. Bu olayın nasıl gelişeceğini kestirmek güç. AK Parti içindeki ayrışmanın büyüdüğü görülüyor. Bazı üyeler Peker'in iddialarına yönelik soruşturma açılmasını ve milliyetçi MHP ile koalisyonun bitirilmesini istiyorlar..."
Capital Economics'in belirttiği gibi Sedat Peker'in dolar/TL üzerindeki etkisi ortaya attığı iddiaların içeriğinden değil, AKP içinde bölünmeye yol açması, MHP ile ittifakın geleceğine dair soru işaretleri doğurmasından kaynaklanıyor...
Peki Sedat Peker'in videoları olmasa dolar 8.50'yi geçmeyecek miydi? Ama bugün ama yarın, yine de geçecekti. Şartlar olgunlaştıktan sonra iş, tetikleyici bir sebebin bulunmasına kalıyor. Bu sefer tetiği Sedat Peker'in videoları çekti. İki yıl önce gerekçe Amerika'yla Rahip Brunson kriziydi. 2001 Krizi'nde, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlatması…
Soruyu şöyle soralım: Türkiye'de enflasyon bu kadar yüksek olmasa; cari açık değil Çin, Japonya, Almanya gibi cari fazla veren bir ülke olsak, Sedat Peker'in videoları dolarda yükselişe neden olur muydu? Belki evet ama bugünkünden çok daha sınırlı ve geçici bir etki olurdu bu.
Gelin görün ki, Türkiye enflasyonun dünyada en yüksek olduğu ülkelerden biri. Cari açığı da ürkütücü seviyede. Böyle bir ülkede doların değer kazanmasında şaşıracak bir şey yok.
Uluslararası Finans Kurumu (International Institute of Finance) bir süre önce dolar/TL'nin "adil değeri" için öngörüsünü 9.50'ye yükseltti. Bunun sebebi Sedat Peker'in videoları veya diğer güncel meseleler değil, Türkiye'nin makro ekonomik problemleri. Uluslararası Finans Kurumu, doların 9.50 TL olması gerektiği yönündeki görüşünü, yüksek cari açığa (Cari açık = Türkiye'nin döviz giderleri ile döviz gelirleri arasındaki fark) ve cari açığın finansmanında kritik role sahip olan yabancı sermayenin Türkiye'den kaçmasına dayandırıyor.
Keşke sorunlarımız sadece cari açıktan ibaret olsa. Bir de enflasyon var. Dışa açık bir ülkenin para birimi üç aşağı beş yukarı enflasyon kadar değer yitirir. (Enflasyon nedeniyle maliyetlerde yaşanan artışın ihracat üzerindeki olumsuz etkisi ancak böyle giderilebilir çünkü.) Türkiye'de enflasyon şu anda yüzde 17.2 seviyesinde. TL ise yılbaşından bu yana yüzde 13.5 değer yitirdi. Bu hesapla daha gidecek yeri olduğu söylenebilir...
Bitti mi? Bitmedi, bir de para arzındaki korkunç artış var. Birçok araştırma, para arzındaki artış ile para biriminin değer kaybı arasında da yakın ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Aşağıdaki grafiği Dünya Bankası'nın geçen hafta yayımlanan Türkiye izleme raporundan aldım. Banka, Türkiye'nin pandemide para arzını en fazla artıran ülkelerden biri olduğuna dikkat çekiyor. Kısa vadeli mevduatları da kapsayan geniş para arzı, yani "M2", yıllık bazda yüzde 50'ye yakın oranda artmış.
Sonuç: Enflasyon var, cari açık var, para arzında büyük artış var... Türk Lirası'nın, bu yıl dolar karşısında en çok düşen para birimi olmasında şaşıracak bir şey yok. Değer kaybında Arjantin Peso'sunu bile solladık.
Sebep Sedat Peker videoları değil ekonominin kötü yönetilmesi.
Grafik: Para birimlerinin yılbaşından bu yana dolar karşısında performansı
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021