Cafer Solgun
Acılı bir tarihimiz var. Çünkü Milli Mücadele dönemi meclisi ve 1921 Anayasası feshedildikten sonra Osmanlı’nın yıkıntıları üzerinde kurulan cumhuriyet, ‘tekçi’ bir ulus-devlet olarak kurgulandı. Türkiye’nin etnik, dini, kültürel çeşitliliği ile kavga eden zorba bir devlet anlayışı ile yönetilmenin beraberinde sorunlar doğurmaması mümkün değildi. Nitekim cumhuriyet tarihi bu kavga ve sorunların şekillendirdiği bir tarih olarak yaşandı ve yaşanıyor...
Ülkenin kendi dinamikleriyle demokrasi yoluna girmesi ve barış içerisinde bir arada yaşamayı öğrenmesinin önü, darbelerle kesildi. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1987, 27 Nisan 2007 darbe ve müdahaleleri büyük acılara neden olarak ülkemizi her seferinde ‘kırmızıçizgi’ ideolojisine uygun ‘ayarlar’ ile geriye götürdü.
Geriye götürdü ama Türkiye, hiçbir zaman en uç ifadesini darbe dönemlerinde bulan inkâr ideolojisine teslim olmadı. Toplumsal bütünlüğümüzü oluşturan yapılar kendi hassasiyetlerine sahiplik etmeye devam ettiler. Bu direnişin en büyük açmazı, geçmişte de bugün de herkesin kendi mahallesinde kalarak, diğer bir deyişle yan yana olması gerekirken birbirine karşı empoze edilmiş önyargılarını koruyarak hareket etmesi, sorunlarının kaynak ve müsebbibinin aynı inkâr zihniyeti olduğunu görmezden gelmesiydi. Bunun inkârcı resmi ideoloji zihniyetinin toplumda yol açtığı en büyük tahribat olduğunu ve ırkçılık, milliyetçilik, mezhepçilik gibi ister istemez ‘bölücü’ görüşlerin de bu kapsamda ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Herkes kendi derdiyle yanarken yanı başındaki dert sahibini görmezden gelir, bazen de düpedüz ‘revadır’ gözüyle görürse, orada gerçek manada bir ‘birlik-beraberlik’ ruhundan bahsetmek mümkün değildir. ‘Yüzleşme’, bunun için hayati bir öneme sahip ve egemen devlet zihniyetine karşı olduğu kadar birbirimize karşı da taşımamız gereken bir sorumluluk...
Bu gerçekleri şunun için hatırlattım: AKP, iktidarının üçüncü döneminde ülkeyi bir ‘tek parti’ zihniyetiyle yönetmeye başladı. Süleyman Demirel gibi demokrasinin varlığını kendisinin iktidar olmasına bağlayan bir statükocu anlayışa saplandı. ‘Davası’ Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘tek adam’ yapmak olan bir parti haline geldi. İnkar ideolojisiyle demokratik bağlamda hesaplaşmayı gündelik siyasetin pragmatizmine indirgedi. Toplumsal yüzleşme sorumluğunu ise ‘işte her şeyi konuşuyorsunuz ya’ demagojisinin konusu haline getirdi. ‘Eski’ ve miadı çoktan dolmuş devlet zihniyetini kendi ideolojik hassasiyetleriyle ‘güncelleştirerek’ sürdürmeyi ‘yenilik’ diye satmaya başladı. İnsanların barış özlemini, sorunlarımızın çözümü talep ve beklentilerini mide bulandırıcı bir istismar siyasetinin malzemesi olarak kullandı.
"AKP, iktidarının üçüncü döneminde ülkeyi bir "tek parti" zihniyetiyle yönetmeye başladı. "Davası", Recep Tayyip Erdoğan'ı "tek adam" yapmak olan bir parti haline geldi." |
“Yüzüne gözüne dürsün” diyenlerin unuttuğu şu: Türkiye’nin demokrasi tarihi ne AKP ile başladı ve ne de onunla birlikte bitecek bir süreçtir. İdam sehpalarıyla, işkence ve eziyetlerle örülü yollar yürüyerek bu günlere geldik. Bugün her ne konuşuyor, söylüyor, yazıyor ve istiyorsak, bedelini misliyle ödediğimiz, göğüslediğimiz içindir; AKP ‘bahşettiği’ için değil.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Stalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi?
19.09.2025 - “Em hemû Tirk in!”
14.09.2025 - ‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’
5.09.2025 - Barışın kaçınılmazlığı…
29.08.2025 - Barışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam…
22.08.2025 - Aslolan yoldur, yürümektir
17.08.2025 - Özlemek ne uzun bir mesafe, Dersim…
10.08.2025 - Suyun akışı ya da meramı barış olmak
1.08.2025 - Vazgeçmeyeceğiz!
25.07.2025 - “Geri zekalıya anlatır gibi”
19.07.2025
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAYM “vatandaşı koru” dedi… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Teşekkürler yürekli cesur Ahmet ay
Ad Soyad Giriniz...
Teşekkürler yürekli cesur Ahmet ay
yusuf şimşek
allah bu milleti birlikten dirlikten düzenli islami yaşayıştan ayırmasın allah birliğimizi bozacak şer güçlerden korusun.