Cem SANCAR
"İleri teknolojiye sahip insanlar beyin okur ama çaktırmazlar. Bu teknoloji henüz halka açıklanmamıştır. Gelişmiş devletlerin kozmik odalarında saklıdır o bilgiler. Ben ileri zekâlıyım. Beni aldılar, Los Angeles'a götürdüler. Kafama teller bağladılar amma yandı bilgisayarları! Anlıyor musun?"
Beykoz'da, eski kundura fabrikasının orada, asmaları yaprak dökmüş bir kahvehanede otuyorduk.
Kafasına balık ağlarından koca bir sarık sarmış, uzun sakallı adamla çıtır çıtır yanan sobanın başındaydık. Sarığından olta uçları sarkıyordu adamın. "Çıkma" tabir edilen kırçıllı kalın bir palto giymişti. Hani o Eminönü'nden alınan bağış paltolarından.
Avrupa'dan yoksullara yardım diye toplanan eski paltolar yıkanıp ütüleniyor ve el altından 2. el pazarında satılıyordu. Sıcak, güzel paltolardı. 50, 100 liraya satılır, sokak modasına aşina dar gelirli sanatçılar ve ev gailesine para yetiştirme telaşındaki ev hanımları bunları bulur alırdı. Batının yardım sektörleri muazzam bir sektördü. Bağış giysileri bir şekilde ihtiyaç sahiplerinin eline geçerdi sonuçta. Allah'ın yolları bitmezdi...
Öyle bir palto vardı adamın üstünde. Berduşlara yaraşan koku yoktu fakat! Sobanın sıcağında mis gibi sabun tütüyordu adam. Hatta dayanamamış birkaç kez koklamıştım ortamı. Etrafa göz gezdirmiştim, acep yanılıyor muyum diye! Ama yok ondan geliyordu temizlik kokusu. Bol bir asker pantolonu giyiyordu. Delik deşikti, deliklerinden yün Ringodonunun kremi görünüyordu. Paçaları düğmeliydi. 1. Dünya Savaşı'ndan kalmış gibiydi,
Ayaklarına tüylü mestler, üstüne kahverengi lastik geçirmişti. Mestleri gördüğümde anneannemi hatırladım. Rahmetli, minikken babam bize para göndermeyince bana da almıştı bunlardan. Sonra Aksaray Küçük Langa'nın ilkokul çocukları alay edince çıkarıp atmıştım. Demek ki o yılların orta gelirli ailelerin çocukları avangart modadan hoşlanmıyorlardı. Ergenlik yıllarımda giydiğim yakasız gömlek ve İspanyol paçadan dolayı arkadaşlarımın, yanımızda yürüme biraz uzak yürü, utanıyoruz senden demeleri gibi. Neyse...
"Neuzibillah geceleri bi'sürü hap yutturuyorlar, böyle gözüme kocaman gözlükler geçiriyorlardı. Bir anda başka bir dünyaya geçiyordum. Beyninde sinema oynuyor ama gerçek gibi. Korkunç yaratıklar, büyücüler, Allah affetsin cıbıldak kadınlar. Ama ne kadınlar!.. Çay içsek mi? Ekmek var mı sende?"
Ocaktaki benzi sigara içmekten sararmış olana iki çay, iki karışık tost söyledim. Benimki kepek ekmekli olsun diyecektim ama kendimi tuttum. Böyle sözler buralarda zibidilik makamında anlaşılırdı, bilirdim.
"Osmanlı yenildi duydun mu?" dedi. "Evet" dedim "zaman geçiyor!" "Mustafa Kemal Paşa da hakkın rahmetine kavuştu" dedi. "Öyle" dedim.
İç çekti. "Ama Mevlana Celaleddin Rumi ölmedi bak!"
İçimdeki Dalgacı Mahmut artık bir "hadi ya?" çekecekti ama böyle hazırcevapların zevkinden başka zevklere iltica edeli epey olmuştu. Büyümüştük.
"Ölmez" dedim "Şems de, Yunus da ölmez."
"Şemsi karıştırma o gizli bilgi. Sen tanıştın mı onunla?"
Boş bulundum "kiminle?" diye sordum.
"Yunusla!"
"Yok" dedim "yetişemedim ben ona!"
"Hım" diye başını salladı. "Ayıptır sorması ne iş yapıyorsun? Ekmek var mı?"
Bir tost daha söyledim. Yazarım dedim. Neyi yazarsın dedi. Kendimi yazarım dedim.
"Seni gidi!" bakışıyla sakalını sıvazladı. Gülünce mavi gözlerini gördüm.
"Yıldızlı aferin. Ateşle bakalım bi'şeyler!"
Çıkarıp üç beş kuruş verdim. Bakmadan aldı, cebine koydu. Bir süre yan gözle izledi, sonra sobaya bir odun attı. Külünü silkeledi. Çangır çungur bir ses böldü kara kışın ortasında dalgalanan buzdan denizi.
"Sonra ne oldu?" diye sordum dayanamayıp. "Sonra, ol dedi kâinat oldu" dedi.
"Amerika'da diyorum!"
"Ha Los Angeles. Meğer bende Banal Gerçekliği deniyormuş adamlar."
"Sanal gerçeklik demek istiyorsun!"
Bu kez daha bir rahat güldü. Dişleri inci gibiydi. "Banal-Sanal! İkisi de denk gelir, kıyamet işleri..." diyerek sustu. Çaylar tazelenmişti.
Denize baktım. Yüzey sularında çok yüzdüm, derin sulara dönmeliyim diye geçti aklımdan. Sobanın çıtırtıları Beykoz'un yeşil çayırlarına belli ki baharı getirecekti.
"Basınca dikkat et" dedi berduş neden sonra.
"Efendim?"
"Basınç diyorum birden derine inersen pörtler gözler. Sakatlanırsın. Biliyorsun insanı iddiasından yakalar cenabı Hak! Yakalanma. Al bunu yanında bulunsun" diye birden elinde beliren paslı bir anahtar uzattı.
"Napıcam bunu usta" diye sordum. İşin iyice cılkı çıkmıştı. Adam içimden geçeni bilmişti!
"Vakti zamanı gelince anlarsın" diye avucuma sıkıştırdı koca anahtarı.
Mecburen aldım. Anahtara baktım. Dişleri yoktu. Bir çilingir anahtarıydı. Her türlü antik kapıyı açardı.
"Allasmarladık" deyip kalktığımda başını salladı sadece o.
Vapur iskelesinde bir kere daha yokladım. Meczubun verdiği anahtar yün bir içlik kadar sıcaktı.
Elimi yaktı...
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019