Cem SANCAR
Kış nihayet geldi. Yoksula, yolda kalmışa merhamet ederek kışın kışlığını yapmasını, toprağın suya doymasını istiyoruz.
Geçen pazar hava buz, mutat şehir yürüyüşlerimizden birine çıktık. Eminönü Bayezid, Laleli. Direklerarası'ndan geçtik.
Tıfıllığımdan beri bilirim buraları. Sinema filminden önce cazbant!
(Cazbant mı kaldı yani?)
Ya Direklerarası? Kala kala köşede bir kebapçı, adı 'Direklerarası'.
Sinemalar da çoktan kapanmış, ne mimarisi olduğunu bilemediğim birtakım heyulalar yapılmakta. Yıkık dökük harabeler, önlerinde sakil büfeler. Arkadaki Süleymaniye'yle tezat bir taşralaşma.
Biraz ilerde belediye binası. Büyükşehir!
Ah diye geçiriyoruz, bu mekân canlansa. Tiyatrolar, atölyeler, zanaatçılar şu bu. Bir İstanbul kültürü. Mimari üslupta butik oteller teşvik edilse...
Fatih, yağmurlu, bir lahza heyecan. 'Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.' 15 Temmuz Caddesi'ndeyiz, aklımızda o büyük destan.
Fakat idealler dırdır, içimizdeki.
Neyse ki Şehzadebaşı Camii!
Tam geçerken, zarif bir ses sistemiyle tatlı bir ezan sarıyor bünyeyi.
Ahmet Haşim karşımızda! Evet, bu bir Müslüman saati...
Caddenin öte yanında Tanzimat binaları, sönük batılılaşma heyecanları. Valens su kemerleri altındaki parkta Mimar Sinan, üstünde son fırtınanın sararmış yaprakları. İtfaiyenin arkası 'Kadın Pazarı'. Bir doğu rüzgârı. Otlu peynirler, kuru meyveler ve kekik kokulu kuzu. Bal ve tereyağ. Dükkânların üstündeki evlerde balkon balkon bebek çamaşırları. Lokantalarda büryan! Çiğköfte, bumbar, Güleryüz. Anadolu ihtimamı.
Kadınlar, çocuklar, ağır bıyıklarıyla erkekler. Güngörmüş yaşlı amcaların namaz takkelerinin altında yatan kadim tüccar, Van tulumunun genzi yakan tadı.
Sanki başka bir gezegen burası. 'Gözüm' öyle bir Türkiye ki bu İstanbul, her semti bir başka renk. Böylesi güzel. Çok renkli bir etnik kimlikler cenneti.
Biraz yukarda At Meydanı. At dediysem bakmayın siz, küçük bir heykel, tay belki.
Meydanda kafeler silsilesi. Müslüman bir Soho desem yanlış anlaşılma ihtimali, mazbut kafeler cenneti desem daha yerinde sanki!
O kafelerin öncüsü, ilki, Eski Kafa, artık oturmuş. Havalandırmalar filan. Sıcak, servis mutedil, çaylar sağlam, çalışanlarda bir sakinlik. Genel kavramlarla konuşursak muhafazakârlar da öğrendi artık bu işi...
Dışarda ayaz altında ayakkabı boyacısı çocuklar. Ellerinde bir Hindistan cevizi. Nasıl yiyeceklerini bilmiyorlar, yere vurup kırıyor birisi. Kaldırımdan parçaları topluyorlar. Yüzlerinde bir kâşifin sevinci.
Susup etrafa bakıyoruz. Karşı masada işinden ayrılmak zorunda kalmış bir yazar, yazarın elinde bir yazı, memur çantasında naylon dosyaya sarılı. Yanağına yapışan havuç rendesi, rahatsız çehresi, uzaklara bakması. Her aydının medarı maişet sıkıntısı. Huzursuz bir bacak sendromu aklımdaki...
Sonra aşağıya saraçhaneye doğru akışa bıraktık kendimizi. Sağımızda her yağmurda su içinde İMÇ, kaset piyasasının Yeşilçam'ı.
Küçükpazar'a daldık, bir karanlık, bir yoksulluk, bir ölüm. O eski şarkının adım izleri. Suriye, Irak, Afganistan, loş aşevlerinde bir hüzün sesi.
Bir sürgün acısı, bir ötelenmişlik hadisesi. Kirden kararmış perdeler. Bekâr odalarındaki cinnet. Yaşlanmış küçük bir adam, ayakkabıları yazlık, elinde bir servet gibi tuttuğu Kürt böreği.
Metro, yeraltının gizemi. Eminönü, şehrin dibi.
Yeni camii, vapurlar...
Bir ızgara balık kokusu. Soğuk, bir kırbaç gibi yalarken yüzümüzü Sarayburnu, çocukluğumuzun kayıp resimleri.
"Şair" demiş Ferudiddin Attar, "Erkeğin muayyen hali!"
Rıhtımda İstanbul Kitapçısı, bir sade kahve, yanında tarçınlı lokum, telkâri. Payitaht, hattı zatında bir gusto medeniyeti.
Galata Kulesinde şehir seyreden gri gölgeler. Turist kafilesi. Köprüaltında bir kaybolmuşluk hissi, barbunya pilakisi.
Vapurlar, şehrin cilvesi. Deniz, gecenin lacivertinde sallanırken poyraz. Kent, ışıklarını yakınca defoları kaybolan o asude afitap!
Sait Faik'i arıyor telefonda biri, "Cebimde" deyip kapatıyorum. Elimde bir fındık içi.
İstanbul, illaki...
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019