Erol KATIRCIOĞLU
Hemen söyleyelim! Bahçeli’nin el sıkması, Erdoğan’ın bunu önemseyen sözleri yeni bir çözüm sürecinin başlayacağına dair bir anlam taşımıyor. Taşımıyor çünkü bu mesele böylesine gayri ciddi bir biçimde ele alınabilecek bir konu değil. Konunun gündeme sokulması elbette ki iktidarın yeni bir siyasi manevrası. Bu manevrayı anlamaya çalışmak lazım. Ama bu manevra, böylesine ciddi bir sorunun çözümüne ilişkin ilkel, çocuksu ve patetik bir manevra. Onun için bu konuda, barışı özleyen herkesin sakin olması, trol saldırılarını dikkate almaması ve konunun gerçekten de herkes için, yani yalnızca Kürtler değil aynı zamanda bu topraklarda kendilerini Türk olarak tanımlayan herkes için de önemli olduğu bilinciyle davranması gerekiyor.
Öncelikli olarak şunu söylememiz lazım ki konunun bu denli karmaşık hale gelmesi, gündeme geldiği zamandan bu yana etrafında yaratılmış olan çarpık söylemler, gerçek olmayan haberler ve karşılıklı milliyetçi hezeyanlar nedeniyledir. Tabii yalnızca bu da değil aynı zamanda şiddetin karşılıklı konuşma yerine tercih edilmesi binlerce insanımızın kaybedilmesiyle sonuçlanmış ve konu gerçekten içinden çıkılmaz hale gelmiştir.
O nedenle de Erdoğan’ın bir gazetecinin “Somut adım olabilir mi?” sorusunu cevaplamak için daha önce ojelerine şaşırdığı muhabir Rüya Akkuş'a paslaması bu ciddiyet eksikliğinin en açık kanıtıdır.
İktidarın manevrası neye dönük olursa olsun, barış isteyen kesimlerin yapmaları gereken Kürt sorununu, PKK’nın varlığını ve Öcalan’ın önemini tüm topluma anlatmaya yönelik bir çaba içine girmeleri doğru bir adım olacaktır. Özellikle bu çabalarını Kürtlerden çok Türklere dönük olarak göstermeleri konunun etrafındaki bilgi eksikliğini ve çarpıklığını gidermeye yönelik önemli bir katkı sağlayacaktır. Bu çaba eğer kavgacı olmayan bir üslupla yapılabilirse insanlarımızın yılların dezenformasyon bombardımanlarıyla oluşmuş duygu ve düşüncelerini etkileyip “Kürt sorununun” ne olduğunu anlamaları sağlanabilir.
İkinci konu ise, “Kürt sorununun” varlığının Kürtlerin refahlarını olumsuz etkilemesi yanında belki de onlardan daha fazla Türklerin refahını etkilediğini konuşmak ve tartışmak olmalıdır. Bu hem ekonomik olarak ve hem de sosyal ve siyasi alanda yarattığı olumsuz etkilerden dolayı tüm toplumu ilgilendiren çok yönlü bir konudur.
TÜM TOPLUMU İLGİLENDİREN ÇOK YÖNLÜ BİR KONU
Bence böyle bir çaba için tartışılması gereken en önemli konu “PKK neden var?” sorusudur. İnsanlarımız PKK’nın kuruluşuyla, devletin “Türkiye’de Kürt yoktur!” politikası arasındaki ilişkiyi görmelidir. Kaldı ki bu ilişkinin zaman içinde PKK’nın “Demokratik Cumhuriyet” talebine, Erdoğan’ın da “Milli Birlik ve Kardeşlik” projesine dek evrilmiş olduğunu da görmelidir. Yani henüz sonuç vermediyse de her iki tarafın da sorunun çözümüne yönelik bir arayış içinde oldukları ortadadır.
İkinci konu ise, “Kürt sorununun” varlığının Kürtlerin refahlarını olumsuz etkilemesi yanında belki de onlardan daha fazla Türklerin refahını etkilediğini konuşmak ve tartışmak olmalıdır. Bu hem ekonomik olarak ve hem de sosyal ve siyasi alanda yarattığı olumsuz etkilerden dolayı tüm toplumu ilgilendiren çok yönlü bir konudur. Ülkede kimler ve neden Kürt siyasetini “terör” parantezine alıp da çözülmesini istememektedir? Hangi iç ve dış etkiler bu yönde çalışmaktadır, bunlar tartışılmalıdır.
Üçüncü olarak da, milyonlarca vatandaşın kendisini önder olarak gördüğü Abdullah Öcalan’ı “bebek katili” gibi bir sıfatla adlandırmanın neresi doğru ve anlamlıdır? Tabii ki konuştuğumuz ya da tartıştığımız konu 30-40 yıl sürmüş yoğunluğu düşük olsa da bir savaş hali. Binlerce ölü ve yaralı var. Ama eğer bunun durmasını istiyorsak taraflardan birini aşağılayarak bunu yapamayız. Kaldı ki Öcalan, yattığı bunca yıllık hapishane hayatında kendini bir düşünür seviyesine çıkarmış, sorunun asıl muhatabı olan biridir.
Biliyorum bunları burada yazdığımdan ötürü bu konu etrafında algı oluşturmaya çalışan trollerin hışmına uğrayacağım. Onlara bir cevap vermeyeceğim. Ama doğrusu ben, asıl niyeti ne olursa olsun yeniden çözüm sürecine yönelik işaretler veren iktidar partilerinin dışında muhalefet partilerinin seslerini duymak istiyorum. Onlar ne diyorlar? Kürt sorunuyla ilgili önerileri var mı? Varsa nelerdir? Neden tartışmaya katılmıyorlar? Mesela var olan muhalefet partilerin liderleri Özgür Özel, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal neden hiçbir açıklamada bulunmuyorlar?
Daha da açık söyleyelim! Bu konu başta siyasiler olmak üzere toplumun tartışmasına açılmazsa sorunun çözülmesi ve barış mümkün olmayacaktır.
Oysa ekmek gibi, su gibi, hava gibi “barışa” ihtiyacımız var!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025