Erol KATIRCIOĞLU
Bizim Kürt sorunundaki yürüyüşümüz giderek Sisyphus efsanesine benzemeye başladı. Tanrılar Sisyphus’u öyle bir cezalandırmışlar ki Sisyphus her seferinde koskocaman bir kayayı bir dağın tepesine kadar arkasından iterek çıkarır ve fakat her seferinde de tepeye varmaya bir parmak kala bir güç kayayı yeniden aşağıya doğru itermiş.
Bildiğimiz sayıları bile az değil bilmediklerimizi de düşünürsek, Kürt sorununda çözüme yaklaştığımız onca çabanın her seferinde çözüme bir parmak kala bir güç ya da güçler tarafından engellendiği herkesin malumu.
Son günlerde siyasetteki bazı gelişmelerden kayayı tepeye doğru itmeye çalışan demokratik toplum için yeni bir umudun doğmakta olduğu görülüyor. Cumhurbaşkanı ve AKP’nin BDP’li milletvekilleriyle yapmış oldukları görüşmeler ve Başbakan’ın, Öcalan’ın tecridini kaldırabileceğine dair sözleri, “Galiba bu kez kayayı tepeye vardırabileceğiz” duygusu veriyor insana.
Efsaneyi anlatan Homeros, bu tür bir cezanın tanrılar tarafından neden seçildiğini anlatırken diyor ki:“Tanrılar, yararsız ve umutsuz bir çabadan daha korkunç bir ceza olamaz diye düşündüler.”
Ne ilginç değil mi? Bu ülkenin tanrıları da başta Kürt halkı olmak üzere toplumun demokratik güçleri karşısında, sorunun çözümüne yönelik bir milim dahi esnemeden, bu yönde hiçbir özgürlüğe prim vermeden yıllarca durdular.
Albert Camus, Sisyphus efsanesi üzerine yazarken Sisyphus’un da benzer bir umutsuzluktan beslenerek boyun eğermiş gibi görünse de bir başkaldırı içine girerek kahramanlaştığına dair bir yorum yapar. Yani aslında tanrılar Sisyphus’a bu en şiddetli cezayı vermekle onu yok etmek değil onun bir kahraman olmasına yol açarlar.
Tıpkı bunun gibi, kayanın her seferinde yeniden aşağıya düşmesi, düşme sırasında ve belki de en aşağıda Kürt halkını ve demokratik güçleri yeniden bu, kadermiş gibi duran cezayla yüzleşmeye ve giderek de bir uyanışa yöneltti. Sonunda hareket alanı devlet tarafından sınırlanmış olsa da “iradenin gücü”, yani seçim özgürlüğü kendi yolunu açmaya başladı.
Bugün itibariyle 38. gününe giren ve yüzlerce katılımcısı olan bir açlık grevi tehlikeli bir sınıra yaklaşıyor. “İradenin gücü” giderek Kürt toplumunu ve demokratik güçleri kendisine biçilen cezaya razı olmayacağını söyleyerek başkaldırıyor. Bunu görmek ve bu yoldan dönülmesini sağlamak geldiğimiz bu çağda Türkiye toplumu için büyük bir test olacaktır.
Eğer bugün AKP iktidarı, Kürt sorununda bu ölüme yatmış insanların taleplerine ilişkin hiçbir adım atmazsa, bu taleplerle ilgili en azından AKP’nin parti olarak altına imza attığı “muhafazakâr demokrat” bir siyasi duruşun “demokratlığına” uygun düşecek bir tavır göstermezse, kendini, Sisyphus’a ceza vermiş tanrılardan biri hâline getirmiş olacaktır. Topluma yukarıdan bakan ve istemediklerini, beğenmediklerini yıldırımlayan bir tanrı tavrı onların da benimsedikleri bir tavır olacaktır.
Yaşadığımız hayat bütün karmaşıklığına rağmen gelir bazı durumlarda basit bir soruya indirgenir. Konuştuğumuz bu bağlamda indirgenen soru da basitçe şudur: Sisyphus’tan mı yanasınız yoksa haksız cezalar veren tanrılardan yana mı? Bu efsanede Sisyphus hayatı, insanlığı ve uygarlığı temsil eder, tanrılarsa ölümü.
Bilinmelidir ki bugünün dünyasında, ne kadar yüksek büyüme oranları yakalarsanız yakalayın, ne kadar zenginlik üretirseniz üretin, ne kadar yollar ve ne kadar evler yaparsanız yapın Kürt sorununun hâlâ var olmasının verdiği zarar bütün bunlardan çok daha fazladır. Onun için ekonomik başarılarla övünmektense, toplumun bağrındaki bu yarayı iyileştirecek mütevazı adımlar atmak çok daha insani bir iş olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025