Erol KATIRCIOĞLU
Siz bu Meclis’in doğru dürüst bir anayasa yapabileceğine inanıyor musunuz? Doğrusu bu soruya sizin de olumlu bir cevap vereceğinizi sanmıyorum. Çünkü seçim propagandaları sırasında hem Erdoğan’ın ve hem de Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasayı, uzlaşma, katılım, sivil vs. gibi laflarla telaffuz ettikleri halde birbirlerine bu kadar tahammül edemeyen kadrolarla bu işi yapmaları yalnızca zor değil, imkânsız.
Geçen gün yazmıştım, bu yemin kriziyle başlayan tartışmaların mevcut sistemimizin sapır sapır dökülmesi anlamına geldiğini ve bir sona işaret ettiğini. Ama, bu birkaç günün gelişmelerinden anladığım, sorunun çok daha derinde olduğu.
Sorun yalnızca devlet bürokrasisi, yargının yetersizliği ve eksiklikleri sorunu değil, sorun siyaset zihniyetimizle, demokrasiyi anlayış tarzımızla ilgili.
Hani biliyoruz bu demokrasi, kullandığımız biçimiyle zaten “dandik” bir demokrasi. Seçtiğimizi sandığımız vekillerimizin bizden önce liderler tarafından seçilmiş vekiller olduğundan tutun herhangi bir kontrol ve denge sistemine sahip olmamasına kadar birçok eksiklik ve çarpıklığa sahip. Bunlar sorunlar.
Ama bence bu sorunlardan da öte mevcut siyasi elitimizin demokrasiyi bir “çatışma rejimi” olarak okuyor olması. O nedenle de bütün siyasetten anladıkları kendi güçlerini diğerlerine kabul ettirmek. Her ne olursa olsun kendi pozisyonlarının karşısındakinden daha üstün olduğunu benimsetmek.
Anlayış bu.
Anlayış bu olunca da aletleri de çok çeşitli olabiliyor. Hemen her konu çatışmanın aleti olarak kullanılabiliyor. Bugün yemin meselesi, dün Habur, Ergenekon, heykel, yolsuzluklar, YSK, ÖSS, başörtüsü, ne ararsan!
Oysa demokrasi bir “çatışma rejimi” değil bir “çekişme rejimidir”. İkisinin arasındaki fark ise birinde karşındakini yok saymak ya da yok etmek anlamı var, ikincisinde ise karşısındakinin varlığını meşru görüp onunla yarışmak. Söylemeye gerek yok ki bizimki daha çok birinciye uygun düşüyor. Karşısındakini yok saymak ya da yok etmek. Ölmek var dönmek yok demek.
Demokrasiyi böyle anlamanın bir sebebi kuşkusuz kültürel. Bu ülkenin kuruluşundan bu yana farklı yaşam tarzları, farklı kültürler birbirlerine pek karışmadan yaşamışlar. Siyaset de bu kültürel kapalı dünyaların üzerinden biçimlenmiş. O nedenle de o da başkalarına kapalı, dışlayan bir anlam yüklenmiş.
Demokrasi böyle anlaşılınca yemin meselesi de bir kriz konusu oluveriyor hemen. CHP yemin etmem diyor. AKP de “Ne halin varsa gör!” diyor. Oysa açıktır ki CHP’nin bu akılsız adımı AKP’nin önüne yeni bir siyaset kulvarı açıyor. Sorun çözücü, demokrat, uzlaşmacı bir siyasi rolü AKP’ye bırakıyor. AKP bu yoldan yürüse toplumsal desteğini daha da arttıracak belki de.
Ama bu mümkün değil. Her ne kadar “ustalık dönemim” dese de Başbakan Erdoğan “çatışmacı demokrasi” kültürüne göre davranıyor. “Ne halleri varsa görsünler. Meclis onlarsız da çalışır!” diyor. Sorun çözücü, uzlaşmacı, demokrat, herkesin başbakanı rolünü elinin tersiyle itiyor.
Çözülmesi gereken birçok sorunumuz olmasa “Ne yapalım o da bu kadarmış” deyip geçelim. Ama öyle değil, o, toplumun yarısının desteğini almış bir siyasetçi. Bence top da onda... Yapması gereken şey ise kimseye talimat vermek değil tabii ki. Ama “Evet, böyle bir meselemiz var ama bunu çözeriz” demek. Sonunda çözemese de.
Anayasa meselesine geri dönersek gerçekten de bu anlayışlarla davranan siyasetçilerin olduğu bir parlamentodan uzlaşmacı, demokrat ve katılımcı bir anayasa beklemek hayal. Ama bence biz yine de hayal etmeye devam edelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025