Fehmi KORU
Eskiden sağda-solda hakkımda çıkan haberler ve değinmeleri merakla takip ederdim; çoktandır o alışkanlığımı kaybettim. Bir dostum arayıp uyarmasa son haberi de ıskalayabilirdim.
İnternet siteleri benim TV5 ekranlarında sarf ettiğim birkaç cümleyi bir yazarın attığı Twit’i de yanına ekleyerek haberleştirmişler.
İnternet sitesinde haberin verilişi…
Geç kalmışlar, ama iyi de yapmışlar.
Ne demiştim, hatırladığım kadarıyla tekrarlayayım
Daha önce KTV ve Halk-TV‘de yaptığı programını yakınlarda TV5‘e taşıyan Çağlar Cilara beni ilk programına davet etmişti. Haftalar önce -6 Ocak tarihinde- karşısına oturdum, genellikle siyaseti konuştuk. Bir vesileyle FETÖ konusuna da söz geldi. Ben de, daha önce defalarca burada da dile getirdiğim yaklaşımımı orada tekrarladım. “15 Temmuz uğursuz girişimine katılan, katılanlara talimat veren, 250 kişinin hayatını kaybettiği olayı tasvip eden kimler varsa yargı üzerlerine elbette gitmeli” dedikten sonra, vaktiyle ‘Cemaat’ veya ‘hizmet hareketi’ diye anılan yapıya bu özelliğine bakarak kapılmış, katkıda bulunmuş, darbe olayına hiç de olumlu bakmayacak kişiler, hele yollarını da ayırmışlarsa, böyle olanların üzerine gidilmemesi gerektiğini de söyledim.
Hiç de şoke edici sözler değil söylediklerim…
Kararlarıyla dünyayı kana boğan, 60 milyon insanın öldüğü İkinci Dünya Savaşı’nın sorumlusu olarak Nazi dönemi yargılandı Almanya’da; ancak hesaba çekilenlerin sayısı birkaç yüzü geçmedi.
Bunu da sözlerime ekledim.
Geçmişte haksız yere gadre uğrayarak cezaevinde kalmış bir yazar, attığı Twit’te, “Başka ne kötülük yapılmasını bekliyor acaba?” sorusunu bana yöneltmiş…
Kötülerden her türlü kötülük beklenir de, kendisinin başına geçmişte gelmiş kötülüğün bu günlerde başkalarının başına da gelmemesi dileğimdi o programda dile getirdiğim….
Olanlara yakından bakıldığında…
Çizginin bir yerde çekilmesi, onun da doğru çekilmesi gerekiyor. Çizgi yanlış yerden çekildiğinde, yani suçluların yanına masumların da gönderilmesi sonucunu doğuracak bir genelleme ortalığa egemen olduğunda, bundan yalnızca mağdur olduğunu hisseden kişiler değil bütün toplum ve ülke zarar görür.
Bugün böyle bir durum var mı?
Var olduğu devletin tavrından da belli: 15 Temmuz sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) sonrasında darbe girişimi ile bir biçimde irtibatlandırılarak görevlerine son verilen bazıları, bu yoldaki şikayetleri değerlendirmesi için oluşturulmuş bir komisyon tarafından haklı bulunmadı mı?
Gözaltına alınıp tutuklu yargılanmış bazıları da mahkemelerce beraat ettirildiler…
Onlara karşı yapılanların yanlışlığını komisyon ve yargı kabul etmiş olmadı mı böylece?
Dertlerini anlatacak durumda olmayan kim bilir daha niceleri var…
15 Temmuz uğursuz darbe girişimi ile ilintilendirilerek tutuklanan ya da görevden alınan insanlar yanında onların aile fertleri, yakınları, hatta selamlaştıkları, telefonla görüştükleri de ülkedeki havadan olumsuz etkileniyorlar.
Suçun şahsiliği hukuk ilkesi çok kere göz ardı edilebiliyor.
Böyle ortamları seven ‘sayın muhbir vatandaşlar’ da daha ilk günden görev başındalar zaten.
Hayatlarını idame ettirecek imkanlardan mahrum kalan kişiler, aileler ile çocuklar bile var bu yüzden.
Kendilerinden söz edilmiyorsa da var bu tür insanlar…
Hukukta temel kurallardan biri de, bir kişiye haksız davranıp yanlışlık yapmaktansa çok sayıda kişinin hataları görmezden gelinebilir kuralıdır. Adalet masumu suçlu haline getirip haksızlık yapmamaktır aynı zamanda. ‘Masumun ahı’ üzerine dilimizde sayısız deyiş vardır.
Benim hatırlatmaya çalıştığım da budur.
Almanya’da ne yapıldı?
Naziler ile hesaplaşılması sırasında, Almanya ve o ülkedeki işgal güçleri, iki şıkla karşı karşıya kaldı: Hitler‘in peşine düşen herkesi işlenen suçlardan dolayı sorumlu görmek veya doğrudan sonucu kanla ödenmiş karar mekanizması içerisinde yer almışları yargılamak…
İkinci yol tercih edildi.
Diğerlerini yeniden kazanmak için özel programlar uygulandı Almanya’da…
Yanlış mı yapmış oldu bu yolu tercih edenler?
Bugünkü Almanya’ya baktığımızda yanlış yapmadıkları anlaşılıyor.
FETÖ adı verilen yapıyla mücadelede de bir çizgiye ihtiyaç olduğu açık. Lider konumunda olmayan, çoğu yalnızca bayrağımızı uzak diyarlarda dalgalandıran eğitim faaliyetlerine bakarak hareketlenmeye katılmış sıradan insanları, muhbir olmaya zorlayarak değil, nedamet noktasına getirerek kendi vicdanlarıyla baş başa bırakmayı daha doğru bir yöntem sayıyorum.
Ülkemizin bugünü ve geleceği açısından da doğru olanın bu yöntem olduğuna inanıyorum.
Kısacası, daha fazla kötülükten değil daha fazla iyilikten yanayım.
Çıktığım son televizyon programına sorulması için gönderilen sorular arasında benim hapse düşmekten korkup korkmadığım da vardı. Korkmadığımı söyledim.
Ülkemin, insanlarının korkularla yaşadığı bir ülke olmasını arzu etmiyorum.
Çok şey mi istemiş oluyorum?
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025