Fehmi KORU
Herkes ülkesinin daha iyi olmasını ister. Sonuçta, doğup büyüdüğünüz, ailenizi kurduğunuz/kuracağınız, ekmeğinizi kazandığınız/kazanacağınız bir ülkede yaşıyorsunuz; kim ülkesinin kötülüğünü ister ki?
Konumu gereği muhalif olması beklenenler bile muhalefetlerini ülke daha iyi olsun diye yaparlar.
Demokrasiler ve diktatörlükler
Zaten demokrasilerde bugün iktidarda olup ülkeyle ilgili kararları alanların ilelebet aynı durumda kalmayacakları bilinir; bugünün muhalifleri yarın/öbürgün iktidar olacaklarını bilir ve ona göre hareket ederler.
Esas sorun, iktidarların hiçbir zaman ve hiçbir biçimde değişmediği/değiştirilemediği diktatörlüklerde yaşanır.
İktidara gelme umudunu yitirenler çaresizlik içerisinde yapmamaları gerekenleri yapmaya başlar çünkü.
Yönetimde bulunanlar da çaresizlerin çıkışları karşısında ne yapacaklarını şaşırır, onlar da yapmamaları gerekenleri yapmaya başlar.
Öyle ülkelerde rahat, huzur kalmaz.
Belarus’ta olanlar bunun en çarpıcı örneği.
Ülkeyi 26 yıldır yöneten başkan, Alexander Lukashenko, karşısına çıkabilecek muhtemel adayları saf dışı bırakarak gittiği son seçimde, eşi çocuklarıyla birlikte ülkeyi terk etmek zorunda kalmış bir kadının rekabetiyle karşılaştı.
Lukashenko’nun seçimden yüzde 83 oy alarak beşinci kez başkanlığa seçildiği ilan edildiğinde, muhalefet, bu sonucun hile ile alındığı tepkisini vererek sokaklara döküldü. Belarus’ta bir aydan uzun süredir sokaklar hareketli. Ülkede olağanlık sona erdi. Kimse işiyle gücüyle uğraşmıyor. Halk sokaklarda, güvenlik güçleri de sokaklara taşan kalabalıkları zapturapt altına almaya çabalamakla meşgul.
Devlet başkanı ciddi muhalefeti bastıramayınca Rusya’dan yardım istedi.
Tabloyu görüyor musunuz?
İktidar sevdası ülkeyi rahat ve huzurdan uzaklaştırdı. ‘Avrupa’nın son diktatörü’ unvanı ile anılan devlet başkanı, koltuğunu kaybetmemek için, yabancı bir gücün koltuğu altına sığınmayı göze alabildi.
Avrupa’da oluyor bu.
İktidar iktidarlığını, muhalefet demuhalefetini yapsı
Bu girişi ülkemizle mukayese edip durumumuzu doğru değerlendirmemiz için yaptım.
İktidar iktidarlığını, muhalefet de muhalefetliğini ülkenin rahat ve huzurunu koruyarak yapabiliyor; bu Türkiye’nin en büyük gücü.
Zaman zaman iktidar muhalefetin de kendisi gibi davranmasını istemiyor değil. Meclis’te az sayılamayacak milletvekiliyle temsil edilen bir muhalefet partisinin (HDP) kapatılması istenebiliyor. Ana muhalefet CHP’den yükselen eleştirilere milyonluk davalar açılabiliyor. Muhalif cephede yer alan bir partinin (İYİ Parti) kendisini feshederek iktidar cephesine geçmesi davetinde bulunulabiliyor.
Yanlış tavırlar bunlar.
Bazen bu tavırlar bağımsız kalması gereken toplumsal yapıları iktidarın kontrol etmesini sağlayacak tedbirler alınmasına kadar varabiliyor.
En son Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması talebi, daha önce baroların ideolojik kimliklere göre bölünmesini sağlayacak yasal düzenleme her yanlış davranış kalıpları içerisinde sayılabilir.
Gereksiz şeyler bunlar.
İktidar nasıl her ülke için vazgeçilmez ise, her ülkenin muhaliflere de ihtiyacı en az o kadar vazgeçilmezdir. Siyasette ve toplumsal alanda muhalefetin varlığı demokratik bir ülkenin olmazsa olmazıdır.
Akıllı iktidarlar muhaliflerinin varlığından da yararlanırlar.
Türkiye’nin canını sıkan bazı tasarruflar yaşanıp ittifak ilişkisi içinde bulunulan ülkelerin yönetimlerine “Neden?” sorusu yöneltildiğinde gösterilen gerekçe hep siyasi dengelerin muhalefeti de söz sahibi yapması olmuyor mu? Donald Trump Türkiye’nin parasını da ödediği F-35 uçaklarını göndermeme sebebi olarak Kongre’yi gösteriyor. AB ile takışmalarda da üye ülkeler arasındaki görüş farklılıkları önemli roller oynuyor.
Akdeniz’in doğusu ihtilafında Avrupa’dan Türkiye’ye yönelik tehditler bu durumun son örneği. Avrupa’nın büyük ülkeleri Türkiye’yi zorlayacak yaptırımlardan kaçınma eğiliminde; buna karşılık başkanı halkını ezen Belarus’a en ağır yaptırımlar kapıda. AB’nin en küçük üyesi Kıbrıs Rum kesimi, “Türkiye’ye ağır yaptırımlardan vazgeçilirse ben de Belarus’a yaptırımlara karşı çıkarım” diyebiliyor.
Oybirliği sağlanmadan karar alınamıyor AB’de.
Bu tabloya bakıp Türkiye olarak bizim de muhalefetin değerini takdir etmemiz şart.
İktidarın ara sıra da olsa muhalefetten gelen görüş ve telkinlere kulak vermesi de…
1960’ların başında, Soğuk Savaş’ın en dondurucu döneminde, Küba yüzünden Rusya ile takışan ABD, Castro’yu yerinden etmek için bir çıkartma harekatına girişirken, muhalefetin itirazlarını önlemek amacıyla bunu gizlilik içerisinde planlamış, haberdar olan basının yayınlarını da ‘devletin güvenliği’ gerekçesi ardına sığınarak engellemişti.
Operasyon ABD için felaketle sonuçlandığında, ABD başkanı John F. Kennedy, “Keşke uyarılsaydık” diye hayıflanmıştı.
Felakete uğramamak için burnunun dikine gitmemek, muhaliflere kulak vermek de önemlidir.
Özellikle de içte ve dışta daha önce pek görülmemiş yeni girişimler ve onların getirdiği sorunlar söz konusuysa…
Bugün bizde olduğu gibi.
En başta söylediğimi bir kez daha tekrarlayayım: Herkes ülkesini sever, muhalif bilinenler bile…
Bunu bilerek adımlar atılırsa iyi olur.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025