Fehmi KORU
Alaattin Çakıcı affedilip cezaevinden çıkarıldı… Kürşat Yılmaz, Yargıtay tarafından da onaylı 35 yıl yatması gereken davası yeniden görülerek, serbest bırakıldı…
İlk yaptıkları, minnet hissi besledikleri kişilere ziyaretle yan yana fotoğraf çektirmeleri oldu…
Bu iki gelişme arasında Sedat Peker’in yurt dışından yaptığı yurt içini karıştıran ifşaatları var…
Geçen yıla damgasını vuran Bodrum Yalıkavak Marina’da çekilmiş dörtlü fotoğrafı da bu tabloya eklemek mümkün…
Tam bu sırada ‘en ünlü MİT mensubu’ unvanına hakkıyla sahip Mehmet Eymür, önce t-24 internet gazetesine uzun bir mülakat verdi, ardından halk-tv’de gazetecilerin karşısında programa çıktı…
Diğerlerine sorulamayan “Ne oluyor?” sorusu dün akşamki programda Eymür’e yöneltildi.
Tablonun öteki unsurlarının davranışlarını ‘ilgi çekici’ bulduğunu söyleyen Mehmet Eymür kendisinin çıkışını bunlardan ayrı tutup önemsenmemesini istedi.
Oysa birbirleriyle somut ilişkisi bulunmasa bile, bu gelişmelerin ortak bir noktası olduğu söylenebilir: Ülkemiz hızla seçim atmosferine girdi ve seçim sonrası Türkiyesi için taraflar pozisyon alıyorlar…
Geçmişte de -tam benzemese bile- buna yakın tablolarla birkaç kez karşılaşıldığı olmuştu.
Her biri sırasında bazılarımızın “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” etiketini taktığı olaylar…
Kaçırılan fırsatlara dönüşmüştü hepsi…
Umarım bu defa aynı durumla karşılaşmayız.
Mehmet Eymür’ü sorgulayan gazeteciler geçmişin karanlık sayfalarıyla ilgili sorularıyla bir özelliğin farkında olduklarını belli ettiler: Türkiye’de katliamlar, siyasi cinayetler, işkenceler gibi yanlış işlerin yapıldığı dönemler hep olageldiyse, bunun sebebi, görünürde devlet içerisinde yer almadığı halde devletin yetkilerini kötüye kullanan bir örgütün varlığıdır…
Gazeteciler ısrarla ve sıkça örgütün literatürdeki adını da kullandılar dün gece: ‘Gladio’…
Soğuk Savaş’ın en soğuk günlerinde, Sovyetler Birliği’nin ideolojisini o zamanki adıyla ‘Hür Dünya’ya ihraç edip, kitleleri etkileyebildiği ülkelerde seçimler veya kitle ayaklanmaları yoluyla uydu rejimler kurma çabasına girişeceği varsayımıyla Avrupa’da oluşturulmuştu Gladio örgütü…
Gladio, özellikle NATO üyesi ülkelerde -ancak İsviçre gibi NATO’nun nüfuz bölgesindeki bazı ülkelerde de- CIA ve İngiliz istihbaratı işbirliğiyle kurulmuştu.
Resmi adı ‘Stay Behind’ örgütüydü.
NATO üyesi olan ülkemizde ‘Özel Harp Dairesi’ adını taşımaktaydı.
Yunanistan’la Kıbrıs konusunda ihtilafın ilk patlak verdiği günlerde İstanbul’da meydana gelen 6-7 Eylül (1955) olaylarına örgütün itiraf edilen öncü eylemlerinden biri gözüyle bakılır.
1960’tan başlayarak her on yılda bir tekerrür eden darbeler ‘Gladio müdahalesi’ sayılır.
Darbelere gerekçe oluşturan, her birinin öncesinde meydana gelmiş çatışmacı ortamlar, kitle hareketleri, siyasi suikastlarda Gladio’nun parmağı olduğundan kuşkulanılır.
Sağı solla çatıştıran, Alevi-Sünni kışkırtıcılığından medet uman, onbinlerce insanın canına mal olan bir isyan hareketine dönüştürülme istidadı taşıyan köklü bir sorunu ülkenin başına dert ettiren yanlışlıklar, ‘Gladio’ örgütünün para-militer unsurları yanında önemli görevlerde bulunan birilerinin daha büyük belayı önlemek için küçük belalar yaratan ali cengiz oyunlarıdır.
Örgütün içerisinde yer aldıkları varsayılan tipler arasında ‘Yeşil’ lakaplı gibi katiller ve birbirlerini tanımamaları gereken taban tabana zıt eğilimlere sahip unsurlar da vardır.
Ülkemiz bu yapının varlığını, 1996 yılında Susurluk’ta bir kaza meydana gelip aynı araç içerisinde bulunan aykırı tiplerin birlikte seyahat ettikleri ortaya çıktığında fark etmişti.
NATO üyelerinin büyük bölümü, Sovyetler Birliği’nin havlu atması üzerine, 1989 sonrasında, ‘Gladio’nun gerekçesi ortadan kalktığı için, silah zulalarını dağıtmış ve örgütü devlet yapısından söküp atmıştı.
Çoğu ülke bunu sessiz sedasız gerçekleştirmeyi yeğlerken, ‘Gladio’ sözcüğünü lügatında bulunduran İtalya, yapının siyasi amaçlarla kötüye kullanıldığının farkına vararak, yıllar içerisinde buna bulaşmış çoğu siyasilerle asker-sivil bürokratları yargılama yoluna gitmişti.
Yargılananlar arasında bakanlar, başbakanlar, hatta bir cumhurbaşkanı bile vardı.
Sovyetler Birliği ile Avrupa arasında sınır teşkil eden Türkiye’nin diğer NATO ülkeleri arasında bu alanda bir istisna olarak kaldığı anlaşılıyor.
Aksine iddialara rağmen…
[Bizdeki adıyla ‘derin devlet’ mekanizmasının NATO’dan çok önce de var olması bunda önemli bir rol oynamışa benziyor. İngilizce internet ansiklopedisi Wikipedia ‘derin devlet’ (Deep state) kavramının ilk Türkiye’de kullanıldığını özellikle vurguluyor.]
Elbette eski dönemlerdeki güçlü etkisi kalmamış olabilir, ancak yapının bütünüyle tasfiye edilmediğinin emarelerine zaman zaman rastlanıyor.
Devletin ‘suç örgütü lideri’ sıfatıyla andığı Sedat Peker’in videolu veya Twitter üzerinden yaptığı itiraf kokulu açıklamalarından da bu kanaate erişiliyor.
Bağırsaklar halen dolu.
Yolsuzluklar, gençleri zehirlemeye yarayan ticaret türlerinde yapının izleri görülebiliyor.
Son bir yıla damgasını vuran tablo yeniden eski gücüne kavuşmaya çalışanlar ile onların tasfiyesi gerektiğini zaruri bulanların karşılıklı salvo atışları olarak görülebilir.
Tablodaki yarı belirgin unsurların daha görülür hale gelmelerinin sebebi, önemli değişikliklerin yaşanabileceği görüntüsü alınan seçimler öncesinin bunu zorlamasıdır.
Nasıl bir Türkiye ile karşılaşılacağı şimdilik belli-belirsiz olduğu için onu etkileme amaçlı işler dışa vuruyor.
İyi ki de öyle oluyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025