Gökhan BACIK
Türkiye hem ekonomik zorunluluklar hem de gücünün yetersizliği sonucu İsrail ve Rusya gibi konularda dış politikada manevralar yaptı.
Peki, bu manevralar özellikle Rusya ile ilgili olanı merkeze koyarsak uzun vadeli değişim ve fayda sağlar mı?
Bu tip sorularda Türk dış politikasında asıl değişimi sembolize edecek şeyin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine bakmak gerekiyor. Peki bu ‘şey’ nedir? Türk dış politikasında asıl felsefi değişikliğin gerçekleştiğini belirleyecek olan şey Suriye siyasetinde değişimdir.
Halk ifadesi ile yazarsak, Suriye meselesi Türk dış politikasının bir tür ‘namus meselesine’ dönmüştür. Ne var ki, Türkiye kendi iç bütünlüğünü riske atmak pahasına bazı adımlar atmış olsa da Esed rejimini yerinden edememiştir.
Aslında buraya dikkatle bakmak lazım: Esed dünyada otoriterliği ile bilinen ve neredeyse küresel itibarı en az kişilerden biridir. Türkiye gibi ‘köklü bir devlet’ yıllarca uğraştığı halde Esed rejimini bile yerinden edememiştir. Türkiye’nin bölgesel gücünün ‘kaç kilogram’ ettiğini anlamak için bu önemli bir örnek olaydır.
Dahası, Suriye siyaseti Türkiye’yi başta Rusya ile olmak üzere pek çok diğer ülke ile farklı noktalara savurmuştur. Şunun altını çizmek gerekiyor: Türkiye’nin Rusya ve İran gibi ülkelerle sorunlarını tam olarak çözmesi için Suriye’de vites değişikliğine gitmesi gerekiyor.
Türkiye’nin Suriye siyaseti neredeyse baştan sonra Rusya için kabul edilemezdir. Son altı aydır açıkça görüldüğü üzere Türkiye ve Rusya çatışınca kaybeden Türkiye olmaktadır. Türkiye’nin Rusya’yı bir çembere hapsedecek askeri veya ekonomik gücü yoktur.
Dolayısıyla Türk-Rus yakınlaşması doğal olarak Türkiye’nin Suriye’de bazı geri adımlar atmasına yol açacaktır. Yoksa Rusya, Türkiye’nin domatesini almaya devam ederken -Ankara’nın gözünün içine bakarak- Suriye’yi ‘düz etmeye’ devam edecektir.
Türkiye, Suriye konusunda ‘u dönüşü’ yapabilir mi? Elbette. Dış politikada ‘u dönüşü’ yapmak ayıp değildir. Hatta Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan biçimde Türk dış politikasının hızlı dönüşler yapma yeteneği olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Burada sorun şudur: Türkiye için Suriye meselesi öyle karışık bir noktaya gelmiştir ki bu alanda yeni siyaset hem IŞİD gibi konularda hem Kürt sorunu gibi konularda büyük maliyetler doğuracaktır.
Şöyle yazalım: Dış politika aslında yaptığınız hataların faturası demektir. Bir zaman sonra verdiğiniz kararların faturası kâr veya maliyet olarak önünüze konur. Türkiye’nin Suriye siyasetinin zarar faturasını zaten epeydir ödüyoruz. Ancak yanlış siyaset o kadar zararlıdır ki siz karar değiştirseniz bile masanıza fatura gelmeye devam eder.
Suriye’de manevralar bir kere Türkiye’nin sahada savaşan gruplar açısından dostlarını ve düşmanlarını toptan değiştirecektir. Dün ‘size saldırmayanlar’ sizin manevranızdan sonra saldırmak isteyebilir.
İşin garip tarafı şudur: Türkiye’nin Suriye siyasetinde keskin bir dönüşün en az maliyetli olması için Esad ve Kürtlerle anlaşması çıplak gözle görülen en kestirme stratejidir!
Peki bunu Ankara yapar mı? Yapabilir. Peki bu nasıl mümkün oluyor? Dış politikada keskin manevra yapınca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirenler bence teknik bir yanlış yapıyor. Bu görünen sonuç. Kök neden ise toplum. Toplum Erdoğan’a “bana ekmeğimi getir de ne yaparsan” yap diyor. Yani Türk dış politikasının dalgalı seyrinin kök nedeni toplumdur. Yarın Şam rejimi Türkiye’ye -olmaz ya- “2 milyon turist yollarım” desin, Türkiye’de en az on caddeye Beşşar ismi verilir.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024
19.11.2024
7.11.2024