Mehmet ALTAN
Binlerce insanımız neden öldüler?
İnsanlarımız neden sefil perişan oldular?
İnsanlarımızı insafsız bir sistemin açgözlülüğüne kurban verdik…
Sadece biz değil neredeyse bütün dünya yaşanan acılara ağlıyor.
“Neden biz hep böyle felaketler yaşıyoruz” sorusuna Basın Tarihi vasıtasıyla 20 yıllık bir mesafeden, AKP’nin iktidara geldiği 2003 yılı üzerinden cevap aradım.
xxx
1 Mayıs 2003 tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki haberin ilk satırını beraberce okuyalım :
“Bingöl'de saat 03:27'de meydana gelen ve 17 saniye süren deprem en büyük hasarı Çeltiksuyu'ndaki ilköğretim okulunda verdi. Yatakhanenin enkazında 100'den fazla öğrenci bulunuyor.”
Fakir aile çocuklarının gittiği Bingöl Çeltiksuyu Yatılı Okulunda 84 çocuğumuz ve bir öğretmen öldü.
Bu taammüden cinayet unutulup gitti…
xxx
Bingöl Çeltiksuyu Yatılı İlkögretim Bölge Okulu’ndaki cinayetle ilgili 20 yıl boyunca çıkan rastladığım her şeyi okudum. Bir de konuyla ilgili bir lisansüstü teze rastladım.
Bu satırlar o tezden:
“Yurdumuzda, her yıkıcı deprem sonrasında olduğu gibi Bingöl ve çevresindeki yerleşim bölgelerinde oluşan hasarların çoğunlukla yapı kusurlarından kaynaklandığı söylenebilir.”
İTÜ'lü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz’ün yıllar sonra, o dönemde yapılan bir çalışma ile ilgili olarak, unufak olmuş yapı malzemelerinin görselini de ekleyerek yaptığı paylaşım da her şeyi açıklıyordu:
“2003 Bingöl Depremi Çeltiksuyu Yatılı Bölge Okulu: 84 can gitti.
Bu fotoğraf yıkılan bir kolondan. Beton içerisindeki devasa çakıllara ve demire dikkat. Çakılın betonda bıraktığı boşluk sıva ile kapatılmış, bina deprem olana kadar ayakta zor durmuştu. Tanıdık geldi mi?”
xxx
16 Ağustos 2015 tarihli Evrensel Gazetesi’nde Mustafa Alp Dağıstanlı imzalı ve
“Deprem değil devlet öldürdü” başlıklı haber, unuttuğumuz bu cinayeti şöyle anımsatıyordu:
“1 Mayıs 2003’te Bingöl’de 6.4 büyüklüğünde bir deprem oldu; Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu çöktü, 84 öğrenci öldü.
27 Ocak 2003’te de Pülümür’de bir deprem olmuş, en büyük hasarı yine bir yatılı bölge okulu görmüştü.
Çeltiksuyu için İTÜ’nün bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor projeyi 8/7 kusurlu bulmuştu.
Bu çürük projeyi Millî Eğitim Bakanlığı hazırlamıştı!
İnşa edilen kamu binalarının yönetmeliklere uygun olarak yapılıp yapılmadığını, o bölgede bulunan Bayındırlık İl Müdürlükleri denetliyordu.
Ancak Bingöl'de yıkılan kamu binaları arasında Bayındırlık İl Müdürlüğü binasının da bulunduğu ortaya çıktı.”
xxx
Taammüden cinayet rejimini deşifre ederken en çok anımsattığım konulardan biri Çeltiksuyu katliamı olmuş…
Dramın ertesinde yazdıklarım hariç döne döne konuyu anımsatmağa çalışmışım.
8 Mart 2010 tarihli “Kerpiç ev yıkılır mı?” başlıklı yazı:
“1 Mayıs 2003’teki Bingöl depreminde, çeltik tarlasına yapılan Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun çöküntüsü altında can veren ve kamuoyunun çoktan hafızasından sildiği seksen beş talihsiz öğrenci gibi...
Elazığ köylerindeki insanlarımız da ‘insanı yok sayan’ bir rejimin mağduru olarak boş yere yitip gittiler.
Siyasetçi-müteahhit- bürokrat hırsızlık üçgeni nedeniyle yıllardır her depremde önce kamu binaları yıkılıyor ve insanlarımız ölüyor... Eğer yıkılan kamu binası değil ise bu kez de devreye rüşvet veren müteahhit ve rüşvet alan belediye koalisyonu giriyor...
Depremin mağduru halk da inşaat sektörünün aktif bir denetleyici olmaktan çok uzakta olunca, artık içimiz kan ağlayarak kanıksadığımız felaket tablolarını yaşayıp duruyoruz...
Aynı şiddetteki bir deprem ABD’nin deprem kuşağında bulunan San Francisco’da pek bir şey yapmaz iken Türkiye’deki hırsızlık üçgeni nedeniyle bu kadar çok can alabiliyor...
Hatırlayın, 1997 yılındaki Körfez Depremi’nde Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nın yeni binaları çökerken, elli yıl önce Karamürsel ile Yalova arasındaki NATO üssünde çalışacak Amerikalı askerler için yapılan evler dimdik ayakta kalmıştı…”
xxx
Uzatmağa gerek yok, Basın Tarihi’ndeki bir gezi bile her şeyi açıkça göstermekte…
Bugünkü bu büyük felaketin sorumlusu da açıkça belli değil mi…
20 yılda bir şey değişmedi… Sadece cinayetin ve hırsızlığın boyutu azmanlaştı…
Geçen yıl Meksika’daki 7.6 büyüklüğündeki bir depremde sadece bir kişi ölmüştü…
Gene geçen yıl Japonya’daki 7.4 büyüklüğündeki depremde 3 kişi yaşamını yitirmişti…
Bizde ise durum ortada… Ölüm, açlık, çaresizlik…
Siyasetçi-müteahhit-bürokrat üçlüsün kurbanı olan koca bir ülke var…
Bakalım Türkiye’yi enkaz altında bırakan bu rant rejimiyle yüzleşmek mümkün olacak mı yoksa köhnemiş hamaset gene cinayet mekanizmasını gözden kaçırmayı becerecek mi?
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025