Mustafa Karaalioğlu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumartesi yaptığı konuşma, Cuma günü gelinen silah bırakma aşamasının önüne geçti; çünkü üstü kapalı şekilde de olsa Cumhurbaşkanı Ak Parti-MHP-DEM ittifakını ilan etti. “Etmedi” diyen varsa da öyle anlaşıldı… DEM ile birlikte yol yürüyeceklerini söylerken amacı öncelikle çözüm sürecinin sevk ve idaresiydi ama hemen seçim matematiği çalıştı ve muhalif-muvafık herkes bunu Erdoğan’ın Kürt oylarına göz koyması olarak yorumladı.
Düşünülebilecek en son ittifak modeli birden normalleşiverdi. Çünkü, Cumhurbaşkanı’nın daha da önce şiddetli düşmanlık yaptığı partilerle birdenbire ittifak yapması görülmemiş şey değildi. MHP ile de böyle bir yoldan geliyordu. DEM ile niye olmasındı!
Hem Ak Parti hem de DEM cephesinden, kastedilen şeyin çözüm süreciyle sınırlı bir işbirliği olduğu söylendi ama çözüm gibi çok önemli bir konuda işbirliği yapabilecek iki parti zaten yolun yarısını geçmiş demektir. Netameli ve hassas bir süreçte yol yürüdükten sonra seçimde ittifak kimseyi şaşırtmaz…
Kamuoyunun bu hissiyata varması Cumhurbaşkanı’nın DEM ve DEM’li yöneticilerden bahsederken içten ve hatta şefkatli cümleler kurmasıyla da ilgilidir. O ses tonu ve o cümle yapısı MHP ile ittifak arayışları zamanını hatırlatıyor. Dolayısıyla, Erdoğan’ın DEM’e seslenişi çözüm süreci sekreteryasının ötesinde, sandıkta da birlikte yol yürüme niyetini fazlasıyla hissettiriyor.
Bu iki açıdan sürprizdir.
Bir… Demeçlerden ve vücut dilinden anlaşılan o ki DEM yönetiminin de bu kadarından haberi yok… Yine de merak etmemek mümkün değil…. Bakalım Erdoğan, muhalefetin DEM ile işbirliği yapmakla suçlayıp son seçimi kazandıktan sonra, bu kez de önümüzdeki seçimi DEM ile işbirliği yaparak kazanabilecek mi?
İki… Önemli olan burasıdır. Cumhurbaşkanı’nın sözleri kamuoyunun kafasını karıştıran soruları çok erkenden alarma geçirdi. Bugüne kadar siyasi hedeflerini paylaşmakta sakin ve sabırlı olan Erdoğan’ın coşkusunu bu kadar erken yansıtması da bir sürpriz oldu. Beklenmedik bir acele… Beklemesi sürecin hayrına olurdu. Zaten çözüme karşı olanlar, çözüm sürecinin Erdoğan’ı yeniden aday yaptırmak için anayasa değişikliğini amaçlayan ve ardından ona seçim kazandırmayı planlayan bir paket olduğunu söylüyordu. Son konuşmanın coşkusu bu iddialara cesaret verecek nitelikte oldu.
Çözüm sürecinin hala çok başındayız ve ardından bir dizi kanuni düzenleme, belki af vs gelecek. Çoğu da tartışmalı olacak. Erkenden siyasi hesaplar yapılıyor havası sürece zarar verebilir. Verebilir değil verir… CHP başta olmak üzere muhalefetin tamamına yakını sürece destek verirken onların motivasyonunu düşürebilir ve Meclis’te kurulması planlanan komisyonun çalışmalarını verimsizleştirebilir.
DEM’e teşekkür etmek ve onları motive etmek tamam ama siyasi ittifak iması içeren sözler sürecin bundan sonrasında herkesin elini taşın altına koymasını zorlaştırabilir. Elbette sırası geldiğinde Erdoğan’ın gücü ve ikna gücü yeterse, DEM ile seçim ittifakı imkanlarını gözlemesi ve ittifak yapması doğaldır ancak tam şu anda yapılması gereken şey siyasi fayda değil siyaset üstü hedefi gözetmektir. Yani çözüm sürecinin başarıyla neticelenmesini…
Böylesi çatışma sonlandırıcı süreçler zordur ve başarıya ulaşması için siyasi faydadan önce sürecin selametine odaklanmak esastır. Problem çözülürse ve süreç başarıyla tamamlanırsa toplum zaten yapanları ödüllendirir, yapanlar da toplumdan ödül talep edebilir. En sonda olması gerekenin başta tartışılması doğru değildir, zarar vericidir.
Yazarlar
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.08.2025
16.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025