Mehmet ALTAN
Yeniden derlenip toparlanan, eli yüzü açılmış olan Karaköy Meydanı’ndaki Fransızlardan kalma Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü’ne bağlı albenili binaya giriyorum...
Sarıhumma aşısı olacağım...
***
Sarıhumma öldürücü bir virütük hastalık...
Tükürüğünde bulunan virüsü taşıyan bir sivrisinek sizi soktu mu, on beş gün sonra hayata veda ediyorsunuz... İnsanlığın canını çok yakmış eski bir bela... Sarıhumma salgını ilk defa 1700’lerde İtalya, Fransa, İspanya ve İngiltere’de patlak vermiş, öyle ki 19. yüzyılda İspanya’da 300 bin kişinin sarıhummadan öldüğüne inanılıyor. 20. yüzyılın başlarında, hastalığın insanlara özellikle sivrisineklerle bulaştığının anlaşılmasına ve yüzde yüz bağışıklık sağlayan aşının ve diğer önleyici önlemlerin etkili olmasına kadar geçen zaman içinde çıkan salgınlarda binlerce kişi ölmüş.
***
Ben de hem Kenya endüstrisinin ve siyasetinin kalbi, hem de Doğu Afrika’nın ticari merkezi Nairobi yolcusuyum...
Ve Kenya sarıhumma tehdidi olan ülkelerden biri. Başkent Nairobi’nin kaderinde de sarıhumma büyük rol oynamış... Afrika’daki İngiliz koloni yönetimi, 1800’lü yılların bitiminde, Hint Okyanusu kıyısındaki Mombasa şehrinden Afrika içlerine doğru inşa ettirdiği demiryolu hattı üzerinde bir istasyon ve depo noktası için bugünkü Nairobi’nin bulunduğu sulak ve bataklık bölgeyi seçmiş... 1600 metrelere ulaşan rakımın, sıtma hastalığını taşıyan sivrisineklerin yaşamasına imkân vermemesi ve İngiliz yönetiminin sahilin bunaltıcı sıcağından kurtulmak istemesi nedeniyle, 1901 yılında yeni yönetim merkezinin Nairobi’ye taşınması, bataklıktan modern bir kent doğmasına yol açmış...
***
Nairobi denince ilk akla gelen safari...
Kral olarak tanınan aslan, Afrika fili, kendi başına yaşayan leopar, boynuzları için çok büyük paralar ödenen siyah gergedan ve güçlü Afrika buffalosunun doğal ortamlarında gözlemci olmak... Ama buralara kadar gelmemize rağmen, Safari’den nasiplenemeyeceğiz, çünkü adeta ateş almaya geldik...
***
Nairobi’de bir gün sürecek olan UNACLA toplantısı var. UNACLA ne? Birleşmiş Milletler (BM) Yerel Yönetimler Danışma Komitesi...
***
Şöyle daha da açabiliriz:
Kısaca HABİTAT olarak bildiğimiz BM İskân Programı, kendini sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir şehirler geliştirmeye adamış bir kuruluş. Bir başka anlatımla HABITAT, yerel yönetimlerin BM merkezi...
BM-HABITAT, sürdürülebilir kentsel gelişimi oluşturmaya, yönetmeye, planlamaya ve finanse etmeye yardımcı olabilecek her seviyedeki devlet, sivil toplum ve özel sektör kuruluşlarıyla iş birliği yapmakta... HABİTAT, yerel yönetimleri de dünya şehirlerini yöneten ana güç kabul ettiği için, hem yerel yönetimlerle BM arasındaki, hem de yerel ve merkezi yönetimler arasındaki diyalogu geliştirmek amacıyla UNACLA’yı yani BM Yerel Yönetimler Danışma Konseyi’ni kurmuş.
UNACLA’yı, yerel yönetim liderlerini, kamu, özel ve sivil toplum liderleriyle tüm dünya şehirlerinin refahını artıracak ortak politika, strateji ve eylemler etrafında bir araya getiren bir araç olarak da tanımlayabiliriz...
***
Dünya Yerel Yönetimler Birliği Başkanı olan ve bu birliği BM’de çok daha etkin bir hale getirmek için uğraşan İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bugünkü UNACLA toplantısının da ana konuşmacısı. Dahası da var, Topbaş, UNACLA’nın Başkanlığı’na da aday... Muhtemelen seçilecek de... Bu takdirde hem İstanbul’un, hem de kendisinin küresel kimliği biraz daha pekişmiş olacak...
***
Etkisi on yıl süren sarıhumma aşımı oldum, BM’nin birçok kurumunun bulunduğu Nairobi’deki Pazar sabahına ve UNACLA toplantısına hazırım... Çağdaş demokrasi, yerel demokrasilerin egemenliği demek...
Bakalım, bu açıdan bakıldığında, bugünkü BM Yerel Yönetimler Danışma Komitesi’nden neler çıkacak? Aday listelerine kilitlenmiş tek menülü lokantayı anımsatan Türkiye, bu önemli gelişmelerle ne kadar ilgilenir bilmem ama herhalde onu da yarına anlatırım... Bakalım İstanbul Belediye Başkanı Topbaş, UNACLA Başkanı da seçilebilecek mi?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…”
4.07.2025 - Basın Tarihi: Sahur Pilavı…
26.06.2025 - Basın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası”
20.06.2025 - Basın Tarihi: Ey Mübarek…
15.06.2025 - Basın Tarihi: Uçağı Kim, Neden Düşürdü?
29.05.2025 - Basın Tarihi: Konuşmadığımız Bir 19 Mayıs Daha Var…
23.05.2025 - Basın Tarihi: Fenerbahçe, Deniz Gezmiş, Yunanistan…
10.05.2025 - Basın Tarihi: “Batıda düello vardır, doğuda pusu”…
25.04.2025 - Ankara duymaz, U2 ve Bono duyar
4.04.2025 - “Yetmez Ama Evet” Referandumu…
20.03.2025
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Asi_isyankar
Helal olsun Ahmet Altana! Yine çok güzel laflar sokmuş sözde dindarlara. Etrafımızı münafık küstahlar sarmış. Allah ıslah etsin!..
Ad Soyad Giriniz...
seni doğuran anaya selam olsun Ahmet altan!
Hayri Yetgin
Alem adamsın A.Altan birazcık okusan... http://www.duzceyerelhaber.com/kose-yazi.asp?id=9420&mehmet_baransu-ceza_dogru_ama_haksiz
Hasan Deniz
Bir Dindarım, Bu yazıya parmağımla mühür basarım. Hepsi doğru. Fethullah Gülen gibi arkadaşım olacağına Ahmet Altan gibi arkadaşım olsun.