Mehmet ALTAN
Geçen Pazar sabahı...
Kenya’nın başkenti Nairobi’de, “The Lord Erroll” restoranının bahçesinde, insanın her an özleyebileceği bir huzur ortamında, flamingolar arasındaydım...
Uzun ve ince bacakları...
Yine uzun, eğri, narin boyunları...
Rosa rengi tüyleri...
Kıvrık, siyahla çevrelenmiş, pembe uçlu gagalarıyla...
Egzotik bir bahçede salınarak geziniyorlardı...
***
Biraz sonra...
Doğu Afrika’nın en yoksul ve en büyük gecekondu bölgesine vardığımızda, ne o egzotik bahçe, ne yaratılışları sanki doğanın ustalık dönemine denk düşmüş gözüken flamingolar, ne de huzur kaldı... Aksine sanki kimyam bozuldu...
Dört kilometrekarelik bir alana bir milyon yoksul insan; paslı, oluklu, saçtan yapılma tek göz harabelerde üst üste yığılmıştı...
Kibera’da şehir suyu şebekesi bulunmuyor... Dışarıdan getirilen niteliksiz suları, bidonuna otuz sent ödeyerek almaya çalışan insanlar, kuyruklarda ömür tüketiyor...
Kanalizasyonlar açıktan akıyor; kolera, tifo, ishal, verem kol geziyordu...
Kenya’da ortalama ömür 54 iken, şayet şanslılar ise Kibera’da insanlar 35 yaşına ancak zorla ulaşabiliyorlardı...
Daracık, çamurlu, yol benzeri koridorlar, minnacık, üst üste yığılmış dükkânımsı gözenekler, açıkta satılan etler, toz içinde kızaran patatesler, ortalıktan akan mikroplu sular... Yığınla insan, insan, insan...
Burada kısa bir gezinti yaptığınızda, sanki etkileyici bir korku filmi seyretmiş gibi oluyorsunuz ve gördükleriniz hakikat mi, sanal mı ayıramıyorsunuz...
***
Yüz yıla yakın bir süre önce...
Sömürgeci İngilizler, Sudan’ın yerli halkı Nübyelileri, Birinci Dünya Savaşı’nda kendi saflarında savaştıkları için ödüllendirmek istemişler...
Onlara Nairobi’ye birkaç kilometre mesafede bir orman parçası vermişler...
Nübyelilerin dilinde “cengel, balta girmemiş orman” anlamına Kibera böyle doğmuş...
Artık o ormandan eser kalmadığı gibi, Nübyeliler de azınlıkta...
Aralarına Kikuyu ve Luo gibi başka etnik topluluklar karışmış...
Bu dört kilometrekarelik alanda, Nairobi’nin üçte biri yaşıyor...
Üstüne üstlük, Soweto, Katwekera, Silanga gibi adlar taşıyan birbirine yapışık on üç köyden oluşan Kibera’da, üç yıl önceki seçimler sonrası çatışmalar başlamış ve Aralık 2007 - Şubat 2008 arası, 1963’deki bağımsızlıktan bu yana görülmemiş çapta kanlı hesaplaşmalar yaşanmış...
“Machette” denen kısa saplı bıçaklarla bin 500 kişi birbirini öldürmüş...
***
İmdadımıza, Kibera ertesi gittiğimiz doğal parktaki uysal zürafalar yetişti...
Parkın içindeki zürafaların o çok uzun boylarına denk bir kuleye tırmanıp, zürafaların gelmesini bekliyorsunuz...
Salına salına uzaktan görünüyorlar...
Ve kuleye vardıklarında görevlilerin sizlere verdiği yemleri sizin elinizden usulca yiyorlar...
İri gözleri, sakin duruşları, endamları...
Susayınca da ormana geri dönüp
kayboluyorlar...
Avucunuzdan yemek yiyen bir zürafa deneyimi olağanüstü ama gene de kâbusu andıran ve zihnimize kazınmış olan Kibera izlenimini maalesef tamamıyla silemiyor...
***
Geçen Pazar sabahı...
İnsanın sürekli özleyebileceği bir huzur ortamında, Kenya’nın başkenti Nairobi’de, “The Lord Erroll” restoranının bahçesinde, insanın her an özleyebileceği bir huzur ortamında, flamingolar arasındaydım...
Uzun ve ince bacakları...
Yine uzun, eğri, narin boyunları...
Rosa rengi tüyleri...
Kıvrık, siyahla çevrelenmiş, pembe uçlu gagalarıyla...
Egzotik bir bahçede salınarak geziniyorlardı...
Ve bu Pazar sabahı da, o ellerimizden yemek yiyen beyaz bacaklı zürafaların zihnimdeki resmini unutmuş olmasam da, sadece flamingoları anımsamak istiyorum...
Nairobi’de, “The Lord Erroll”un bahçesindeki flamingoları...
Huzurlu, sessiz ve sakindiler.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…”
4.07.2025 - Basın Tarihi: Sahur Pilavı…
26.06.2025 - Basın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası”
20.06.2025 - Basın Tarihi: Ey Mübarek…
15.06.2025 - Basın Tarihi: Uçağı Kim, Neden Düşürdü?
29.05.2025 - Basın Tarihi: Konuşmadığımız Bir 19 Mayıs Daha Var…
23.05.2025 - Basın Tarihi: Fenerbahçe, Deniz Gezmiş, Yunanistan…
10.05.2025 - Basın Tarihi: “Batıda düello vardır, doğuda pusu”…
25.04.2025 - Ankara duymaz, U2 ve Bono duyar
4.04.2025 - “Yetmez Ama Evet” Referandumu…
20.03.2025
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Mehemmed zaza
Zaman zaman farkli düsünsek de hatalariniz ve dogrularinizla mert ve Onurlu Bir yazarsiniz.Eger Sultanin 15000 ile doyacagini bilsem inanin 15000 de ben kendisine gönderirdim ki namuslu kalemleri susturmasin diye. Ama Adam Sultan süleymanin da üstünde Bir makam istiyor ki ona bizim bütce yetmez.en iyisi atina atlayip arap ülkelerini isgale ciksin!
Ad Soyad Giriniz...
sayın altan unutmayın tarih sizden yana yazacak. size yüzdeyüz katılıyorum.
Ali Bulut
Simdi neyi elestiriyorsunuz hukugu mu mahkeme kararini mi?Sizin elestirdiginiz hukuksuzluklar degil miydi?Siz de mi tarihi istedigi gibi isine geldigi gibi yorumlamaya basladiniz?Milyonlarca dogrusunun icinde varsa kotu negatif bir hadise ille onu mu herkesin gozune sokmak lazim?Bu mudur tarihcilik bu mudur vefa?Babanizi yadederken hangi ozellikleriyle anlatiyorsunuz? Bence ayaginiza batan dikenin acisiyla fazla ilgilenmeyin,elestirilseniz de cezalandirilsaniz da bence dogru yoldasiniz.
zekeriya soydaş
sayın altan; başbakanı devrimci kişiliğinden dolayı severim. sizi ise dobralığınızdan, sözünüzü sakınmamanızdan ve bizlere verdiğiniz demokrasi derslerinden dolayı severim. TArih sizi yazacak ve çok iyi bir şekilde yazacak. Ve bende bir ülkücü olarak sizi her zaman demokrat olarak yad edecem... (şu kürt devleti için çabalarınızdan vaz geçin artık...)
ali
Sen de olmasaydın... İnsanlık adına onur diye bir şey kalmazdı bence... Ellerinden, ellerinden öperim Sn. Ahmet ALTAN. Sevgi ve umutla kalın..
HAKAN FAHRİ
sen adama küfür et, hakaret et ondan sonra da son paramı aldılar diye ağlaş. güya eleştirdiği için böyle olmuşmuş, yesinler senin mavralarını!