Mehmet ALTAN
Bugün 27 Nisan muhtırasının dördüncü yıldönümü...
E-muhtıranın hemen ardından yazdığım “demokrasiye muhtıra” başlıklı yazımın başlangıç kısmı şöyleydi:
“Demokrasilerde...
Siyasal iktidar, siyaseten yanlış yaparsa oy kaybeder... Siyasal iktidar, suç işlerse yargı devreye girer... Sistemin kendi kendini koruma sürecinde askere yer yoktur...
Bu nedenle ‘internet muhtırası’ doğrudan demokrasiye bir müdahaledir. Üstelik de ‘seçim sandığının’ ortaya konmasına birkaç ay kalmışken...
İktidar hata yapıyorsa, bu yıl bitmeden bunun cevabını halktan alacak. Bu durumda, bu telaşın sebebi ne?
***
Demokrasiye müdahale, parlamentoya...
Seçilmişlere...
Siyasi partilere...
Teşkilatlara...
Ve seçmene müdahale sayılır.
***
Askeriye, sadece demokrasiye ve siyasal sisteme değil...
Yargıya da müdahale etmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin karar süreci şaibe altına girmiştir. Siyasal sistem kadar yargının da bu müdahaleye tavır alma gereği var.
***
Bugüne kadar darbeler uluslararası sistemin yeşil ışığı sonucu oldu. Önceki günkü, ‘bizim istemediğimiz kişi cumhurbaşkanı olur ise darbe yaparız’ girişimi meşruiyetten uzak olduğu gibi uluslararası destekten de yoksundur.
ABD, AB, uluslararası ve yerli sermaye, ekonomik yapı, büyük seçmen kitlesi bu girişime karşıdır.
Askeriye, devasa bir güce karşı hukuku zorlayan ve kendini de, ülkeyi de zor duruma düşüren gayrimeşru bir hareket içine girdi.”
***
Aynı Turgut Özal döneminde olduğu gibi “Türkiye’nin çok değiştiğini” söylüyoruz...
Doğrusu bu tespit yanlış da değil...
Nitekim dün Balyoz Davası mahkemenin en önemli sanıkların arasında bulunan kuvvet komutanlarının sorgusuyla sürmekteydi... Ayrıca Ergenekon Davası da Türkiye için bir milattır...
Zirve Davası’nın, Güneydoğu’daki “ölüm kuyuları” sanıklarının yargılanmasının önemini de kimse inkâr etmemeli...
Ama...
Alınan yolu inkâr etmeden, “demokratikleşme sürecinin geri dönmeyecek bir şekilde kalıcı olması sağlanıyor mu” sorusunu da her daim sormalı...
Turgut Özal dönemini o nedenle anımsatıyorum, çünkü o zamanki kazanımlar da çok önemliydi ama 28 Şubat’a ve bugün yıldönümü olan 27 Nisan e-muhtırasına oralardan geri döndük...
***
Türkiye’deki demokratik kazanımlar ve demokratikleşme süreci, askeri vesayetin darbelerine maruz kalmayacağımız sağlıklı bir noktaya neden taşınamıyor? Çünkü sistem komple demokratikleştirilmiyor...
Tek parti zihniyeti ve onu iyice cilalayan 12 Eylül rejimi çöpe atılmıyor...
Siyaset kurumu işine geldiği kadarla yetiniyor ve Ankara ikliminde nabız tutarak iki ileri, bir geri, ağır aksak ve yavaş seyrediyor...
Bu nedenle de sürekli yol kazası yaşanıyor...
***
27 Nisan muhtırasının dördüncü yıldönümünde e-muhtıranın hala Genelkurmay web sitesinde durduğunu anımsatmak isterim...
Ayrıca...
“E-muhtırayı” yazan, Genelkurmay sitesine koyan, aynı zamanda Van Savcısı ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı’nı bizzat görevden aldırttığını ballandıra ballandıra anlatan askeri kişi de yargılanmadı.
***
Türkiye halkının büyük bir iştahla değişime oy verdiği referandum ertesinde de durum çok fark etmedi... Referandum sonrası 29 Ekim Resepsiyonu’na gitmeyi reddeden askerlerin son olarak da dün duruşması devam eden Balyoz Davası için bildiri yayınladıklarını anımsayın...
Neden “askeri vesayeti” konuşmayacağımız sağlıklı bir noktaya varamıyoruz?
Ankaralılaşma, “sistemi topyekûn dönüştürmeye” engel olduğu için... AB uyum yasaları çerçevesinde çıkarıldığı söylenmesine rağmen askeri teçhizatın yerinde denetlenmesine imkân tanımayan Sayıştay Yasası’nı, Omsbudman Yasası’nı, gene dünkü yazımda anımsattığım askeri yargıya ait anayasal değişikliği hayata geçirecek olan uyum yasasının ertelenmesini bir de bu kapsamda değerlendirin...
***
Sizce, 27 Nisan’ın dördüncü yıldönümünde e-muhtıranın Genelkurmay sitesinde durması ve bu metni yazarak oraya koyan, bunu da canlı yayında ikrar eden askeri yetkilinin yargılanmaması ne anlama geliyor?
Demokrasi için çok yol alındığı anlamına mı yoksa köklü sistem ve mevzuat reformlarını geciktirdikçe her an geri dönüşün mümkün olduğu anlamına mı?
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025