Mehmet ALTAN
Abant’ta uyanır uyanmaz pencereleri açtım.
Bahar sessizce gelmiş, usulca bir köşeye ilişmiş…
Gölün kırılgan narinliğini, coşkusunu erteleyen yeşilin her tonunu, morumsu bir siluet çizerek bizi çeviren dağları seyre koyuldum, sabahı derin derin içime çektim…
xxxxxxxxxxxxxxx
Abant Platformu’nun düzenlediği toplantının adı “Yeni Dönem Yeni Anayasa” ama benim aklım hep bayılageldiğim Paul Verlaine’in, Cahit Sıtkı Tarancı’nın çevirdiği “Gök Öyle Mavi ki” adlı şiirinde…
Verlaine, 28 yaşında iken, gene “insana sır olanı gören” türden bir başka şair olan Arthur Rimbaud ile yaşamaya başlar…
Bir kıskançlık krizi sırasında Rimbaud’yu silahla yaralar… İki yıl hapis cezasına çarptırılır…
“Gök Öyle Mavi ki” şiiri hapishaneden yazdığı bir şiirdir:
“Gök öyle mavi, öyle durgun,
Damlar üzerinde!
Yeşil bir dal sallana dursun,
Damlar üzerinde!
Ürpertip gökyüzünü birden,
Bir çan tın tın eder.
Bir kuştur şu ağaçta öten;
Türküsünü söyler.
İşte hayat! aç gözünü gör;
Bak ne kadar sade.
Her günkü sâkin gürültüdür,
Şehirden gelmekte.”
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Ama beni Abant’tan alıp, 1880’li yılların Paris’ine, oradan Verlaine ve Rimbaud’ya götüren bu ilk üç kıta değil, şiirin son dörtlüğü, hatta onun son iki mısrası:
“Gel söyle bakalım ne yaptın,
N’ettin gençliğini?”
Gençliğimi ne yapıp ettiğimi sorarken, toplantı sonuç bildirisini okumaya koyuluyorum:
“30 Nisan - 1 Mayıs tarihlerinde Abant Platformu, ‘Yeni Dönem Yeni Anayasa’ başlığı ile anayasa gündemli 23. toplantısını yapmıştır.
Toplantı, Türkiye’nin değerli anayasa uzmanlarının, entelektüellerinin ve kanaat önderlerinin yüksek ve temsil edici katılımı ile gerçekleşmiştir.
Toplantıda; geniş bir mutabakatla ve taleple sürdürülen yeni anayasa çalışmaları ve tartışmaları değerlendirilmiştir.
Toplantıda yeni anayasanın temel felsefesi, müzakere süreci, Türkiye’nin siyasal sisteminin sorunları ve dünyadaki anayasa tecrübeleri ele alınmıştır.”
“Gel söyle bakalım ne yaptın,
N’ettin gençliğini?”
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Okumaya devam ediyorum:
“Aşağıdaki hususların yeni anayasa arayışlarının önünü açmak üzere kamuoyuyla paylaşılması uygun görülmüştür:
1. 1982 anayasasından ve bu anayasanın oluşturduğu bunaltıcı iklimden Türkiye’nin bir an önce kurtarılması zaruridir.
2. Türkiye’nin şu anda önündeki en önemli üç anayasal sorun; kimlikler, temel hak ve özgürlükler, seçilmiş otoriteler-asker ilişkileri ve diğer vesayet kurumlarının demokrasinin temel ilkelerine uygun olarak yeniden yapılandırılmasıdır.
3. Yeni anayasa öncelikle devletin demokratik ve çoğulcu yapıda örgütlenmesini düzenlemelidir.”
Orada duruyorum…
xxxxxxxxxxxxxxxx
Otuz yıldır 12 Eylül rejimiyle yönetilen, darbecilerin feshettiği parlamentoya seçilenlerin de bu rejimden çok da rahatız olmadığı bir ülke burası…
Siyasal Partiler Yasası, Seçim Yasası, Meclis İç Tüzüğü darbeci generallerden “sivil” siyaset kurumuna miras…
Acaba bu benim katıldığım kaçıncı “anayasa paneli”?
Yıllar önce de “sivil anayasa” diye ülkeyi turlayıp durmuştuk…
Ama hep 12 Eylül rejimi ağır bastı, hala da öyle…
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
AK Parti, 27 Nisan muhtırası ardından 2007 yılında yüzde 48 oy alınca ne kadar da çok heyecanlanmış, defalarca “Yeni Türkiye” yazıları yazmıştım, 12 Eylül rejiminin berhava edilmesi ve AB reformlarının yapılmasını umuyordum…
Artık o kadar heyecanlanmıyorum…
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
12 Eylül rejiminin otuzuncu yılı da gerilerde kaldı…
Bizler hala “yeni dönem, yeni anayasa” sayıklıyoruz…
Sonuç bildirisinin ilk maddesi ne diyor: “1982 anayasasından ve bu anayasanın oluşturduğu bunaltıcı iklimden Türkiye’nin bir an önce kurtarılması zaruridir.”
Neymiş, 1982 anayasasından ve bu anayasanın oluşturduğu bunaltıcı iklimden Türkiye’nin bir an önce kurtarılması zaruriymiş…
Gel de Verlaine’i anımsama:
“Gel söyle bakalım ne yaptın,
N’ettin gençliğini?”
Ne yapacağız, gençliğimizi 12 Eylül rejiminin türevi olan siyasal sistemin, önce 12 Eylül rejimini berhava etmesi ardından da Türkiye’yi demokratik bir Cumhuriyet’e dönüştürmesini bekleyerek tükettik…
Hala da tüketiyoruz…
Bereket ki, Abant çok güzel…
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025