Mehmet ALTAN
AKP yönetiminin bulaştığı hırsızlıklar sayesinde ‘Küresel Yolsuzluk Endeksi’nde Türkiye bu yıl 11 basamak inerek 64’üncü sıraya, Ruanda ve Gana’nın gerisine düşüverdi.
Hırsızlıkları bitmiyor.
Hırsızlık arttıkça ‘din’ vurgusu da artıyor.
Çaldıkları milyarlarca doları arkasına saklayacakları dinden başka bir şey kalmadığından sürekli olarak dini siyasetin içine daha fazla çekip dini de yolsuzluğun bir parçası yapmaya uğraşıyorlar.
Dindarlık ve hırsızlık kavramlarının böylesine iç içe geçtiği başka bir dönem ben hatırlamıyorum.
Müslümanlığı öyle kirlettiler ki böyle giderse, ‘en fazla çalan İslam’ın halifesi olur’ kuralını da getirecekler.
xxxxxxxxxxxxxx
Geçenlerde Milli Eğitim Şurası’nı topladılar.
Yolsuzluğun artık ‘sıradanlaştığı’, ahlakın tümden yozlaştığı bir ülkede, eğitimin geleceğini konuşan bu insanlar ne tür tavsiye kararları aldılar peki?
Tam bir felaketle sonuçlanan 4+4+4 sistemi ile hafız olmak isteyen ortaokul öğrencilerine tanınan okuldan bir yıl muafiyet hakkının, iki yıla çıkarılması…
İlkokul 4’üncü sınıfta iki saat görülen İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersinin kaldırılması…
Dünyanın ‘yolsuzluk’ listelerinde rekorlar kıran bir iktidarın oluşturduğu eğitim şurasının Türkiye’ye tavsiyelerinden bazıları bunlar.
Çocuklar hafız olsun, demokrasi okumasın.
Bir de ‘nasıl hırsızlık yapılır’ dersi koysalar, bugünkü iktidarı Türkiye gençliğinin ‘modeli’ haline getirecekler. İdeallerindeki gençlik, ‘demokrasi bilmeyen hırsız hafızlar.’
Sonra da ‘Yeni Türkiye’nin gençliğine seslenen bir söylev gelecek herhalde zirvelerden:
‘Ey Türk gençliği birinci vazifen çalmaktır...’
xxxxxxxxxxxxxx
Milli Eğitim Şurası’nda alınan son kararları görünce, oyuncak başbakanın ‘hükümet programına’ göz attım, ‘ne demişlerdi’ diye.
Yüzleri kızarmadan şöyle yazmışlar:
“Türkiye’de demokrasi açığına kaynaklık eden ana sebep, devleti yönetenlerin kimlik dayatan, toplum mühendisliği yapan zihniyeti olmuştur. Bu zihniyet ve uygulama, siyasetimizi zayıf, demokrasimizi ayıplı, devlet-toplum ilişkilerimizi sorunlu kılmıştır.”
Programına bunları yazan hükümetin Milli Eğitim Bakanlığı’nın oluşturduğu Şura’nın aldığı tavsiye kararlarını siyasal İslam anlayışının ‘fıtratındaki’ sahtekârlığın sonucu olarak mı kabul etmek lazım acaba?
Hükümet programında ‘yönetenlerin kimlik dayatan, toplum mühendisliği yapan zihniyetini’ eleştirecek, icraatta da hafızlara açık, demokrasiye kapalı bir tavır alacaksın…
Aynı zamanda Aleviliğin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatındaki yerinin yeniden gözden geçirilmesine ilişkin önerinin Şura’da görüşülmesini dahi kabul etmeyeceksin…
Bu gidişle ‘yolsuzluk algısı’ sıralamasında hızla aşağıya doğru düşerken, ‘sahtekârlık sıralamasında’ hızla birinciliğe tırmanılacak…
xxxxxxxxxxxxxx
Siyasal sahtekârlık, iktidar için tek siyaset biçimi haline geldi adeta.
Hatırlayın, parti programlarına, “partimiz, ideolojik platformlarda değil, çağdaş demokratik değerler platformunda siyaset yapmayı benimseyen bir partidir” diye yazmışlardı.
Programlarına bunu yazanlar zaman geçince neler yapmaya başladı, hatırlatayım…
Cumhurbaşkanı Erdoğan adaylığını açıkladığı konuşmasında “biz siyaseti Allah için yaptık” dedi…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de “Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Erdoğan’ın logosunda Arapça ile ‘Muhammed’ isminin kullanıldığını biliyor musunuz” diye twit attı…
Keşke ‘Allah için siyaset yaptıklarını’ parti programına da yazsalardı…
Ordu sopalı Kemalist laikliğin yerine ‘demokratik laiklik’ getirme vaadiyle yola çıktılar, şimdi süratle laiklik düşmanı bir hatta ilerliyorlar…
xxxxxxxxxxxxxx
Başörtüsüyle duruşmaya alınmayan avukat hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlâl kararıyla ilgili gerekçe Resmî Gazete’de yayımlandı.
Anayasa Mahkemesi’nin kararına göre ‘devletle dinin ayrılığı, din ve vicdan hürriyetinin bir gereği olmanın yanında, dinin siyasî müdahalelerden korunması ve bağımsızlığını sürdürmesi için de gereklidir.”
Anayasa Mahkemesi ‘devletle dinin ayrı olması gerektiğini’ söylerken Cumhurbaşkanı adayı Başbakan, ‘Allah için siyaset yaptıklarını’ söylemekten medet umarak anayasa suçu işliyor, demokratik laiklik kuralını çiğniyordu, şimdi topluca aynı istikamette koşmaya devam ediyorlar…
Programlara yazdığının tam tersini yapmak nasıl bir utanmazlıktır acaba?
Eşe dosta bol keseden sınavsız kadro dağıtmak türünden bir utanmazlık olmalı…
xxxxxxxxxxxxxx
Karanlık bir sefaletin pençesinde debelenip duran Türkiye, cami-kışla zıtlaşmasını aşarak demokratik bir cumhuriyete erişir mi bilmiyorum, bildiğim insanlığın parçası olmayı şiar edinmiş ülkelerde eğitim tümden başka noktalarda seyrediyor…
Bizim hırsızlar dindarlığın arkasına saklanmaya çalışıp demokrasi bilmeyen yolsuz bir nesil yetiştirmeye uğraşırken dünya kendi yolunda ilerliyor.
İlk Sanayi Devrimi su ve buhar gücü ile üretim mekanizmasının üzerine kuruluydu, onu elektrik enerjisine dayalı İkinci Sanayi Devrimi izledi.
Daha sonrasında ise Üçüncü Sanayi Devrimi olan dijital devrim gerçekleşti, elektronik yaşam aldı yürüdü.
Şimdi ‘Endüstri 4.0’ diye de ifade edilen Dördüncü Sanayi Devrimi’ni yaşıyoruz…
Endüstri 4.0, Alman hükümetinin imalat gibi geleneksel sanayiyi bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatma projesi olarak başladı.
xxxxxxxxxxxxxx
İçinde bulunduğumuz döneme ‘Akıllı Fabrika Dönemi’, ‘Akıllı Üretim Dönemi’ de denmekte…
Bilişim çağının uzantısı olan bu otomasyon döneminin hedefi, uyum, kaynak verimliliği, insana uyumlu çevrenin yaratılması, hem müşterilerin hem de iş-değer sürecinde iş ortaklarının entegrasyonunu sağlamak olarak belirlenmiş…
Bir başka deyişle bilgisayar dönemi bitiyor, daha ötesinde bir yeni dönem başlıyor…
Teknoloji değişince hayat da değişir…
‘Bundan böyle makineler kendi aralarında insanlara ihtiyaç duymadan doğrudan sohbet etmeye başlayacaklar. Eskiyen otomobil lastiği doğrudan servis istasyonuna ve hatta lastik tedarikçisine mesaj gönderebilecek. Çatlamak üzere olan bir ampul, kendi yerine yeni ampulün siparişini doğrudan tedarikçiye iletebilecek. Evinizdeki buzdolabı, azalan meyve stoku için manavla doğrudan iletişime geçebilecek.’
xxxxxxxxxxxxxx
Algoritma, bir işlemin yapılmasında, bir problemin çözümünde izlenecek yol anlamına geliyor. Bilgisayar algoritması da bir bilgisayara herhangi bir işlemi hangi aşamalardan geçirerek, nasıl çözüme kavuşturacağını anlatmak demek…
Önce İngiltere okul öncesi eğitime ‘bilgisayar algoritması’ dersini koydu…
Çocuklara bir işlemin nasıl gerçekleştirileceğini bir makineye anlatabilme becerisi kazandırma işine öncülük etti…
Ardından ABD ilkokullara aynı dersi koydu…
Yeni kuşakları Dördüncü Sanayi Devrimi’ne hazırlıyorlar…
Biz de hafız olmayı özendirip, demokrasiyi yasaklayacağız.
Alevilere de baskı yapacağız…
xxxxxxxxxxxxxx
Bu hırsızlar, dini kirlettiler, demokrasiyi gündemden çıkardılar, Türkiye’nin bugününü mahvettiler...
Şimdi de Türkiye’nin geleceğini mahvetmek için kollarını sıvadılar.
Sadece paraları değil geleceği de çalıyorlar.
http://www.gazete360.com/Yazarlar/mehmet-altan/hirsiz-hafizlar/2180
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025